Yeni Şafak yazarı: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı paketi ilk basamak için bile olsa yetersiz buluyorum

İsmail Kılıçarslan: Biz tedbirimizi “en üst düzeyden” alalım da sonunda “boşuna almışız bunca tedbiri” diyelim. Her halükârda “keşke tedbir alsaymışız” demekten iyidir

Fotoğraf: AA

Yeni Şafak yazarı: Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı paketi ilk basamak için bile olsa yetersiz buluyorum

Yeni Şafak yazarı İsmail Kılıçarslan, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) ile mücadele kapsamında açıkladığı paketi yetersiz bulduğunu söyledi.

Kılıçarslan, “Toprağı ekmek, geleceği planlamak” başlıklı köşe yazısında Türkiye’nin yol haritasını “bu kriz çok uzun süre devam edecekmiş gibi çizmek zorunda olduğunu” söyledi ve şu ifadeleri kullandı:

Korona salgını kapsamında alınan “ekilebilir tüm tarım arazilerini üretime katmak” tedbirini alınan diğer tüm tedbirlerden daha önemli ve hayati buluyorum.

Fakat açık konuşmak gerekirse bu konuda Tarım ve Orman Bakanlığı’nın açıkladığı paketi ilk basamak için bile olsa yetersiz buluyorum. Zira pakette sadece 21 ilde, çiftçiye tohumların yüzde 75’inin hibe edilmesi var.

Projenin amacını anlıyorum elbette. Buğday, arpa, kuru fasulye, mercimek, mısır, ayçiçeği ve çeltik gibi ürünlerin desteklenmesi rekolteyi artıracak, gıda arz güvencesi sağlanacak. Tabiri caizse “zoru gelirse” elimizde hayatımızı idame ettirecek kadar ürün olacak. Bu elbette iyi, çok iyi bir şey.

Yetersiz bulduğum kısım ise şu. Bence “ekilebilir tarım arazilerinin tamamının ekilmesi” projesi bir “destekleme planlaması” olarak değil bir “seferberlik” olarak ele alınmalı bu yıl için. 81 ile matuf, tohum destek kısıtlaması olmadan ve iyi planlanarak. Bu yıl Türkiye’nin ekim yapılabileceği halde ek im yapılmayan arazi büyüklüğü “sıfır metrekare” olarak belirlenmeli ve tüm tedbirler buna göre alınmalı.

“Devlet arazilerinin çiftçilere kiralanması projesi kapsamında kiralanan arazilerden gerekirse bu yıl kira alınmamalı” önerisini dile getiren Yeni Şafak yazarı, şöyle devam etti:

Henüz kiralanmayan devlet arazileri ivedilikle tarımsal üretim için planlanmalı. Gerekirse tohumların yüzde yüzü ücretsiz dağıtılmalı.

Bunlar ya da başka tedbirler, orasını bilemem. Ancak bildiğim şudur. Bu yıl bu seferberlik “gelecek yıl zorda kalmamamız” için her yıldakinden daha önemli bir haldedir.

Biz tedbirimizi “en üst düzeyden” alalım da sonunda “boşuna almışız bunca tedbiri” diyelim. Her halükârda “keşke tedbir alsaymışız” demekten iyidir.

Kılıçarslan, “işin bir başka yanını da” şöyle yazdı:

Korona bütünüyle hayatımızdan çıksa bile bizi çok sert bir ekonomik daralma bekliyor. Bu daralma, alım gücü düşük insanları etkileyecek en çok. Bu yıl ilan edilen ve doğru planlanan bir tarım seferberliği dar gelirli insanların gelecek yılı daha kolay atlatmalarını da temin edecek. Misal bir kilo pirinci 11 liraya almakla 15 liraya almak arasında, bir kilo domatesi 4 liraya almakla 7 liraya almak arasında çok ciddi bir fark oluşacak korona sonrası ekonomisinde.

Yazar ayrıca şu çağrıyı yaptı:

Evimin az altında birkaç dönüm bir arazi var. Devlete ait olduğunu tahmin ediyorum. Kirası neyse verip bostan yapmak isterim bu yaz. Çok ciddiyim. Bundan daha önemli bir görevimiz olmadığını düşünüyorum çünkü.

 

Yeni Şafak, Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU