Kendine has üslubu, sıradışı tarzı, siyasete, gündeme, ekonomiye ezber bozan yaklaşımıyla dikkat çeken Ahmet Vehbi Şafak adına hazırlanan belgesel “Patron” YouTube’ta yayında.
Cem Oskay'ın yapımcısı olduğu, Hasan Başoğlu'nun yönetttiği belgesel arşiv görüntüleri, röportajlar ve yerinde tanıklıklarla yaklaşık bir senede hazırlandı.
Altın Portakal Film Festivali’nde Belgesel kategorisinde finale kalan yapım, sinema eleştirmenlerinin de ilgisini çekti ve beğenisini kazandı.
'Bir Dostluk ve Demokrasi Hikayesi' alt başlıklı belgesel, bir sosyal medya fenomeni üzerinden Gezi sonrası Türkiye toplumunun ayrışmasının sebeplerini, konuşan kafalara boğulmadan, dinamik, eğlenceli ve akıcı bir dille tartışıyor.
Belgeselin konusu şöyle:
Patron, her daim muhalif Ahmet Vehbi Şafak, İslami eğitimli, kendisi için 'sevenler derneği' kurulacak kadar her kesimden insanın sevdiği, dostluk kavramının içini dolduran ender insanlardandır. İyilik ve doğrulukta gerçek olamayacak kadar mükemmel bu adam, Gezi'yle birlikte hayal kırıklığı yaratır. İslamist eğitiminin etkisiyle Gezi'nin küresel güçlerin kışkırttığı insanların hükümete ve kendi varlığına isyanı olduğunu düşünür. Sosyal medya postlarıyla Gezi'ci dostlarını 'artık yoksun' dedirtecek kadar küstürür. Bu, sadece Patron ve çevresinin yaşadığı bölünme değildir, Gezi'yle kırılan fayda Türkiye keskinleşir. Farklı olana saygı kalmaz, ötekileştirme politika haline gelir. Filmimiz, farklı düşünen ama Patron gibi kesişim kümesinde buluşabilen Türkiye insanlarının yaşadığı kutuplaşmanın sebebini tartışmaya ve anlamaya çalışır.
Başoğlu belgeseli şöyle yorumluyor:
Türkiye'nin Gezi'yle belirginleşen kutuplaşmasını tartışan belgesel yapmak istedim. Muhalif kimliğiyle ünlü, aktivist, fanzin üstadı ve Anadol Medya grup başkanı Patron namlı Ahmet Vehbi Şafak'ı ‘case’ aldım. Çünkü Patron, sosyal medya postlarıyla fenomen, kurmaca film karakteri olabilecek kadar özgün ve sempatik biridir. Gezi sonrası Türkiye'yi onun gibi herkes tarafından sevilen birinin, siyasal sebeplerle çevresiyle bağlarının kopartılıp köprülerin atılması üzerinden anlamaya çalışmak için iyi bir örnektir. Böylece hikayemi yakın çevresi, konunun nesnesi değil öznesi arkadaşları ve sanal ortamda etkileşimde bulunduğu kişilerle görüşerek ve kendisinin ' özel hayatına' girerek kurdum. Belgesel bir filmi izlenir kılmak için dili, kurmaca estetiğiyle oluşturdum. Fakat taraf olmamaya, gerçeği estetize edeceğim diye eğip bükmemeye özen gösterdim. Son olarak belirtmek isterim ki filmi yaparkenki amacımı, bir arkadaşı güzel cümlesinde çok net ifade etmiş: 'Patron gibi insanlar çoğalırsa dünya daha güzel bir yer olabilir! Şimdiki Patron bile...'
© The Independentturkish