Çin'in Vuhan kentinde aralık ayında ortaya çıkan yeni tip koronavirüsün (Kovid-19) dünya genelinde enfekte ettiği kişi sayısı 1 milyon 413 bini geçerken, 81 binden fazla kişi yaşamını yitirdi. 250 bini aşkın kişi de sağlığına kavuştu.
25 binden fazla Kovid-19 vakasının görüldüğü Türkiye’de ise 725 kişi hayatını kaybederken, bini aşkın kişi taburcu oldu.
Maruz kalınan virüs miktarı yoğunlaştıkça salgına yakalanma riskinin arttığını ifade eden uzmanlar, virülans (hastalık yapma gücü) ve bağışıklık sistemini de hastalık yapıcı faktörler arasında saydı.
“Virüs yoğunluğunun yanı sıra virülans ve kişinin bağışıklık sistemi de çok önemli”
Sağlık Bakanlığı Kovid-19 Bilim Kurulu Üyesi ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Göğüs Hastalıkları Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, virüs yoğunluğu (yükü) ile hastalığa kapılma riskinin doğru orantılı olduğunu anlattı:
Bütün enfeksiyon hastalıkları için geçerli bir durum vardır. Bir damlacık yoluyla bulaş olduğunu varsayalım. Damlacık içindeki virüs yoğunluğu, sizin hastalığa yakalanıp yakalanmayacağınızı belirler. Kovid-19'da da böyledir. Virüs yükü arttıkça, aldığınız damlacığın sizi hasta yapma riski de artar.
Hastalığa yakalanmada virüsün miktarının yanı sıra virülans (hastalık yapma gücü) ve bağışıklık sistemi gibi faktörlerin de etkili olduğunu söyleyen Özlü, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hastalık sadece damlacıktaki virüs yoğunluğu ile de ilgili değildir. Virüsün virülansı ve kişinin bağışıklık sistemi de çok etkilidir. Örneğin virüsün yüzeyde kalma süresi… Uzun süre yaşıyor yüzdeyde ama dış şartlardan dolayı etkisi zayıflar ve virülansı olumsuz etkilenir. Özetle burada 3 faktör çok önemli. Virüsün yoğunluğu, virülans ve kişinin bağışıklık sistemi. Örneğin aynı virüs yükünü alırsınız. Ben hasta olabilirim, siz olmayabilirsiniz. Kişinin bağışıklık sistemi bunu belirler.
“Havada duran virüsün hastalık yaptığına dair yeterli kanıt yok”
Prof. Dr. Tevfik Özlü, virüsün havada durduğu belirlense de hastalık yaptığına dair yeterli bilimsel kanıtın bulunmadığını belirtti:
Kovid-19’un enfekte ettiği bir kişi öksürdü ve siz 2 metre arkadan gelip yolunuza devam ettiniz. O havadaki virüsün sizi hasta ettiğine dair bir kanıt yok. Virüs havada asılı kalsa da sizi enfekte ettiği bilimsel olarak kanıtlanmış değil.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
“Hastalığın enfekte ettiği kişiyle aynı ortamda bulunmak ile yanından geçmenin etkisi farklı"
Nişantaşı Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Murat Doğan da Prof. Dr. Tevfik Özlü'yle benzer görüşte.
"Viral yükün ne kadar olduğu önemli. Hastalığı hafif geçirenler var. Bunun sebebi bu kişilerin bağışıklığının kuvvetli ve viral yükünün hafif olması" diyen Doğan, şu örneği verdi:
Bir balık hayal edin, suda yüzüyor. Suya siz bir damla mavi serum atarsanız, az bulanır ve balık onunla uaşayaiblir. Birden bir kap mavi su atarsanız, yoğunluk farkı artar ve balık ölür. Tüberkülozda da kişi 1-2 bakteriyi yenebilirken, bin bakteri aldığında hastalık yeşerir ve daha büyük yer taşır. Virüsün yoğunluğu önemlidir. Koronavirüste de durum böyle. Yoğun öksüren, hastalığın enfekte ettiği bir kişi ile aynı ortamda kalırsanız, sizde olma ihtimali çok yükselir. Ama o kişinin karşısında belli mesafede durur ya da yanından geçerseniz etki daha az olur. Ancak bir de ağır geçirenler var, bu kişilerin viral yükü ağırdır. Başka bir rahatsızlığı da olabilir veya yaşları ileridir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Murat Doğan, hastanelerde çalışan sağlık personelinde de virüsün yoğunluğu nedeniyle vaka ve ölümlerin görüldüğünü belirti:
Buralarda viral yük dediğimiz virüs yükü fazla. Hastanelerde hastalığın bulaş (enfekte etme) ve ağır geçirme riski artıyor. Sağlık personelinde vakalar, ölümler oluyor çünkü sıklıkla hastalarla görüşüyorlar. Hastalıkların peak yaptığı (en üst seviyeye ulaştığı) dönemde kişiler, yoğun viral yük altında kalır. Virüsün yoğunluğu doktorları, hemşireleri etkiliyor. Sağlam bir kişi, ağır viral hastalık geçiren kişi ile görüşürse bulaşma riski artıyor. Bu yüzden hastane çalışanları diğer kişilere göre daha büyük risk altında. Genel olarak bu hastalıktan yaşlılar daha çok etkileniyor. Viral yük ya da viral yoğunluk denilen hastalığı yayma ve bulaştırma riski yoğun geçiren kişilerde daha fazladır.
"Hastanelerde havanın da temizlenmesi gerek"
Hastanelerin dezenfekte edilmesini yeterli olmayacağını belirten Doğan, “İşin dezenfektana ve koruyucu kalkana bırakılması en büyük hata. Havanın da sterilize edilmesi gerekir! Şu gerçeklikten gitmeli, virüsün havada olduğu ve damlacıkla bulaştığı, hastane ortamında havanın da temizlenmesi gerekir. UV aspiratörlerle temizlenmeli hava. Koruyucu ekipmanlar da devreye girmeli. Bu tedbirler hastane çalışanlarının güvenliğini daha iyi noktaya taşıyacaktır” dedi.
© The Independentturkish