Koronavirüs salgınına karşı mücadele süreci, açık ve şeffaf yürümüyor (mu?)

Celalettin Can Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: Twitter

Türk Tabipleri Birliği (TTB) önemli bir kurum.

TTB’nin açıklamaları önemli.   

TTB, Türkiye'deki hekimleri temsil eden en etkin bir uzman meslek kurumu.  

TTB, hekimlerin haklarını korumayı, hekimlik mesleğini temsil etmeyi, hekim ahlakını korumayı, tıp eğitimine katkıda bulunmayı ve halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırmayı amaç edinmiş bir kurum.

Devletten bağımsız bir kamu kurum.

Gelir kaynağı üye aidatı.

65 ilde tabip odası var.  

Hekimlerin yüzde 80’nini (70 bin) kapsayan TTB gibi etkin bir kurum, Ekonomik İstikrar Kalkanı” toplantısına davet edilmiyor.

THİV, İHD, İHD, DİSK, KESK gibi konuyla doğrudan ilgili deneyimli uzman meslek kuruluşları da sermayeye “kalkan” bu toplantısına çağrılmıyor.

Sermaye yanlısı muhalefet partileri de çağrılmıyor.

Türkiye toplumun ve halkının enerjisinin bir bütün olarak birleşmesi tercih edilmiyor.

Toplumsal ölüm koşullarında dahi siyasi çıkar gözetiliyor.

'Olmaz böyle bir şey' demeyin, oluyor işte!

Ancak bunun bir açıklaması da olmalı.

22 Mart 2020 tarihinde, yani geçtiğimiz pazar günü Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi, kapsamlı bir toplantı yaptı.

Bu toplantıdan çıkan kararlar çerçevesinde Sağlık Bakanlığı'ndan Kovid-19 pandemisinin (Koronavirüs salgını) ile ilgili Türkiye’deki durumun açık ve şeffaf biçimde paylaşılması istendi.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman'ın imzasıyla, Sağlık Bakanı Dr. Fahrettin Koca’ya gönderilen kamuoyuna açık mektup aşağıda.

Okuyalım…

 

Sayın Bakan,

Covid-19 pandemisinin tüm dünyada hızla yayıldığı bugünlerde, başından bu yana vurguladığımız gibi en çok ihtiyacımız olan şey şeffaflık ve toplumun süreç hakkında tam olarak bilgilendirilmesidir. Bu koşullar gerçekleşmeden toplumun tehlikenin boyutuna vakıf olması ve salgınla mücadeleye katılması gerçekleşemez. Oysa, karşı karşıya olduğumuz salgın, merkezi ve yerel yönetimlerin, meslek örgütleriyle sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun tamamının topyekûn mücadelesi ile ancak baş edilebilecek boyutta bir tehlikedir. Toplumun; pandeminin ülkemizdeki yaygınlığı, bölgesel dağılımı, hasta ve ölüm sayıları hakkında yeterince bilgilendirilmemesi, meydanı paniğe sevkeden yanlış ve yanıltıcı haberlere bırakmaktadır.

Bu gerekçelerle, Bakanlığınızın; sağlık çalışanlarının, hekimlerin ve onların örgütlerinin mutlaka bilmesinde yarar olduğunu düşündüğümüz aşağıdaki soruların yanıtlarını en kısa sürede Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi ile paylaşması toplum ve sağlık çalışanlarının sağlığı açısından önemlidir:

  1. Tanısı doğrulanmış olguların ikamet ettikleri il ve ilçelere göre, yaş ve cinsiyete göre dağılımları nasıldır?  
     
  2. Tanısı doğrulanmış olguların yurt dışı temas öyküsü ülkelere göre nasıl bir dağılım göstermektedir?
     
  3. Bugün itibarıyla ülkemizde kaç ilde ve kaç merkezde test yapılmaktadır?
     
  4. Bugüne kadar (günlere göre) her bir tanı/tarama testinden toplam kaç adet yapılmıştır? Bugünden itibaren yurt çapında günde kaç test yapılması planlanmaktadır?
     
  5. Günlere göre her bir tanı/tarama testi tipi için pozitif sonuçlanan test sayısı kaçtır? İlk testi negatif olup ikinci kez test yapılanlarda pozitiflik oranı nedir?
     
  6. Kaç tip tanı/tarama testi kullanılmaktadır? Kullanılan testlerin geçerlilik özellikleri (duyarlılık, seçicilik, pozitif ve negatif öngörü değerleri) nasıldır?
     
  7. Hastaların başvurusu ile testlerin sonuçlanması arasındaki süre nasıldır?
     
  8. Tanısı doğrulanmış olgulardaki bulguların (ateş, öksürük, nefes darlığı, ishal, vb.) dağılımı nasıldır?
     
  9. Tanısı doğrulanmış olgulardaki akciğer grafisi ve bilgisayarlı tomografi bulguları nelerdir?
     
  10. Tanısı doğrulanmamış olguların ne kadarına akciğer grafisi ve/veya bilgisayarlı tomografi yapılmıştır? Tanısı doğrulanmamış olguların ne kadarında COVID-19 hastalığı için klasik veya muhtemel görüntüleme bulguları saptanmıştır?
     
  11. Pozitif görüntüleme bulguları (akciğer grafisi ve/veya bilgisayarlı tomografi) ile tanının doğrulanması arasında ne kadar süre vardır?
     
  12. Bugün itibarıyla illere göre tanısı doğrulanmış ya da olası/kuşkulu COVID-19 hasta yatırılan hastane sayısı kaçtır? Bunların kurumsal/sektörel (Sağlık Bakanlığı, kamu üniversitesi, vakıf üniversitesi, özel sektör) dağılımı nedir?
     
  13. Tanısı doğrulanmış olgularda bugüne kadar hangi ilaçlar kullanılmıştır? Bu ilaçlarla tedaviye yanıt oranı nedir?
     
  14. Tedavide kullanılması olası ilaçların yurt çapında miktarı ve illere göre sayısı nedir?
     
  15. Bakanlığınızın öngördüğü hasta sayısı ve ihtiyaca göre bu ilaçların mevcut stokları yeterli midir? Bu ilaçların hastaneler bazında dağıtımı yeterli düzeyde organize edilebilmekte midir? Hastanelerin ne kadarında ilaçlar yeterli düzeyde sağlanabilmekte, ne kadarında ilaç eksikliği yaşanmaktadır?
     
  16. Hasta sayısındaki logaritmik artışın diğer ülkelere göre daha keskin olduğu dikkate alındığında: Yurt çapında illere göre yoğun bakım ünitelerindeki yatak ve ventilatör sayısı nedir? Bu sayılar öngörülen ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde midir? Olası yetersizlikler için hangi önlemler düşünülmektedir?
     
  17. Tanısı doğrulanmış kaç sağlık çalışanı bulunmaktadır? Bunların meslek (hekim, hemşire, sağlık teknisyeni vb.), kurum (ASM, 2. basamak hastane, 3. Basamak hastane) ve il dağılımı nedir?
     
  18. SARS-CoV-2 pozitif sağlık çalışanlarının saptanamaması hastalığın diğer sağlık çalışanlarına, hastalara ve sağlık çalışanlarının sosyal çevresine yayılmasını kolaylaştıracaktır. Bugüne kadar kaç sağlık çalışanına test yapılmıştır? Hastalarla temas halinde bulunan ve enfekte olma olasılığı yüksek olan sağlık çalışanlarının tamamına ne kadar sürede test yapılması öngörülmektedir?
     
  19. Hekimlerden birliğimize kişisel koruyucu malzemelerin yeterli düzeyde olmadığı konusunda yoğun yakınmalar gelmektedir. Sağlık çalışanlarının COVID-19 hastalığından korunamaması ileride salgınla mücadeleyi aksatabilecek risk etkenlerinin başında yer almaktadır. Sağlık kuruluşlarının yeterli koruyucu ekipman sağlamadan sağlık çalışanlarını COVID-19 şüphesi/kanıtı bulunan hastalara hizmet vermeye zorlamaması ve sağlık kuruluşlarındaki koruyucu donanım eksikliklerinin bir an önce giderilmesi en öncelikli taleplerimizdendir. Bu nedenlerle: Kişisel koruyucu malzeme stoğumuz ve üretim kapasitemiz öngördüğünüz ihtiyacı karşılayabilecek düzeyde midir? Bu malzemelerin hastanelere dağıtılmasında yeterli organizasyon sağlanabilmekte midir? Bakanlığınıza bağlı hastaneler dışında üniversite hastanelerine de dağıtım yapılmakta mıdır?

Bu salgını ancak şeffaf ve tam bir bilgilendirme ortamında ve topyekün mücadele, işbirliği ve dayanışma ile yenebileceğimize dair inancımızı belirtir, saygılar sunarız.


 

Sonuç olarak,

TTB, hekimlik mesleğini temsil ediyor.

Hekim ahlakını koruma, halk sağlığını geliştirip yaygınlaştırma başlıca amaçlarından…

TTB, üyelerinin aidatları ile ayakta kalıyor, yani devlete göbek bağı ile bağlı değil, eleştirilerine karşı devletin geliştireceği yaptırımlar karşısında geri çekilmesinin maddi koşulları yok.

TTB, başkanı üzerinden Çin’den başlayarak bütün dünyaya yayılan koronavirüs salgının yarattığı toplumsal yaşam krizi ile ilgili Cumhur iktidarının açık ve şeffaf bir süreç yaşatmadığını ileri sürüyor.

Cumhur iktidarının Türkiye toplumunu doğru bilgilendirmediğini, ileri sürüyor.  

TTB'nin ve bu açıklamanın anaakım medyada yer almamasının üzerinde düşünülmesi gerekmez mi?

TTB sahada sorduğu soruların cevaplarını topluyor.

Halkın öğrenme hakkının karartılmasının önüne geçmek zorunludur.

İktidar TTB’nin, bu açıklamalarına karşı açıklama yapmaya ihtiyaç duymuyor (mu?)

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.  

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU