İlker Başbuğ: Bugün olsa Kozmik Oda'yı yine açardım, açmasaydık… 

Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, "Kozmik Oda'yı açmasaydık Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitoğlu ve Uğur Mumcu suikastları Türk Silahlı Kuvvetleri'nin üzerine kalacaktı" dedi

İlker Başbuğ - Eski Genelkurmay Başkanı / Fotoğraf: AA

Kozmik Oda Soruşturması, dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiasıyla başladı ve takipsizlikle sonuçlandı. Tartışması hala devam ediyor. Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un talimatıyla arama yapılan Kozmik Oda “açılmamalıydı” eleştirisi 8 yıldır dillendiriliyor. İlker Başbuğ o süreçle ilgili ilk bu kadar net konuştu.  

“Bugün olsa yine açarım” 

"Gerekeni yaptığımızı düşünüyorum. Bugün olsa yine Kozmik Oda’yı açardım. Kozmik Oda olayı basında gereğinden fazla büyütüldü. TSK’ya gerçekten samimi duygularla güvenen, seven insanlarımızın psikolojik olarak yüreklerini dağlayan bir olay oldu, üzüntü yarattı. Tenkit edenler olabilir, samimi tenkitlere saygımız var. Ama olayı saptırarak yanlış noktalara götürenlere karşı da pek saygı duyduğumu söyleyemem. Bizim prensibimiz şu oldu: Biz o gün doğru yaptığımızı düşündük, bugün hâlâ öyle düşünüyorum."

Hürriyet Gazetesi’nden İpek Özbey’in sorularını yanıtlayan Başbuğ “Açmasaydınız ne olurdu?” sorusuna “Cinayetlerin arkasında TSK var denecekti” yanıtını verdi.  

“Birincisi “Silahlı Kuvvetler Bülent Arınç’a suikast planlaması yaptı. Burayı açmasaydık ortadaki delilleri kararttılar” diyeceklerdi. Ama bizim için önemli olan ve yüreğimizi dağlayan bir olay var. Burada Ahmet Taner Kışlalı, Necip Hablemitlioğlu ve Uğur Mumcu suikastlarıyla ilgili bilgi arandı. Biz Kozmik Oda’yı açmasaydık bu cinayetlerin arkasında TSK var denecekti. Genelkurmay’ın tepesindeki bir kişinin gereken işlemi yapmadan bu iddiaları havada bırakması doğru değildi.”

Başbuğ “Kozmik Oda’yı açmasaydık, Uğur Mumcu cinayeti üstümüze kalacaktı” dedi.  

“İki gün sonra diyeceklerdi ki “Biz suçüstü yakalamıştık, imha ettiler, izin vermediler vs”. Uğur Mumcu’nun öldürülmesiyle Özel Kuvvetler arasında ilişki kurulması tüylerinizi ürpertmez mi? Biz bu iddiaların çürütülmesinin gerekli olduğu kanaatine vardık. İddialar çok vahimdi. Bu bilgiler nereye gitti, ne oldu? Bunun üzerinde durulmalı. Biz kozmik odayı açarak aslında FETÖ’nün oyununu bozduk.”

“TSK özeleştiri yapmalı”

Başbuğ röportajda özellikle yargı ve emniyet sisteminde hala FETÖ sürecinin devam ettiğinin altını çizdi “Türkiye hala bu sistemin kalıntılarından kurtulmaya çalışıyor” dedi. 

“Türkiye 15 Temmuz 2016’da FETÖ darbe girişimi ile karşı karşıya kaldı. Bu olay sorumluluk taşıyan herkes için bir utançtır. TSK, yargı ve emniyet içindeki kalıntılarla siyasetteki uzantıları mutlaka sonuna kadar temizlenmelidir. Bu temizliğe herkes destek vermelidir. Bu süreçte sorumluluğu olan kurumlar -ki bu kurumlardan birisi de TSK- şapkalarını önüne koyup bir özeleştiri yapması lazım. 15 Temmuz 2016’dan gerekli dersleri çıkarmazsak tarih bizi affetmez. Türkiye, ikinci kez 15 Temmuz gibi bir olayı kaldıramaz…  

Başbuğ Fetullah Gülen’in TSK’daki varlığını ilk hissettiği dönemi de anlattı.  

“1980’li yıllar, albaylık dönemlerimizdi diyebilirim. İlk önce Kuleli Askeri Lisesi ve İzmir Maltepe Askeri Lisesi’nde Fetullah Gülen diye birinin cemaatine yakın kişiler olduğunu işittik. Bu okullarda temizleme faaliyetleri olduğunu duyduk.

Eski Genelkurmay Başkanı hapiste geçirdiği 26 aylık dönemi de anlattı. “Cezaevinde hayat zor ama onurlu olmalı” dedi.  

“Cezaevine ilk girdiğimde içimde garip bir şekilde huzur vardı. Tedirginlikse hiç yoktu. Elimi yüzümü yıkadım, pijamaları giyip yatağa uzandım. Nedendir bilinmez, anında deliksiz bir uykuya daldım. Cezaevi hayatı elbette zor. Ama cezaevinde de yaşam ‘onurlu’ ve ‘yiğitçe’ olmalıdır.

Başbuğ “Ergenekon ve Balyoz olmasaydı, 15 Temmuz yapılabilir miydi?” sorusunu şöyle yanıtladı.  

“Olmayabilirdi. Yüzde yüz demek zor ama olmayabilirdi. Özellikle Balyoz çok önemli. Personel kaybımız çoktu. Balyoz komplosu olmasaydı 15 Temmuz yaşanmayabilirdi.” 

“Erdoğan yalnız bırakıldı” 

"17-25 Aralık yaşandı mı, yaşandı. Burada dönemin Başbakanı Erdoğan’ın Fetullah Gülen cemaatine karşı bir mücadelesi başladı mı, başladı. Başbakan Erdoğan, Fetullah Gülen cemaatine karşı savaş açtı. O zaman 2014-2015 şuralarında özellikle Erdoğan’ın FETÖ’cülerin terfisine müsaade edeceğini düşünmek akıl dışı değil mi? Ancak bu gerçekleşiyor. Ben soruyorum: 2014 ve 2015 YAŞ toplantılarında alınan kararlar neticesinde terfi ettirilen general/amirallerin yüzde 65’i, ordudan 15 Temmuz sonrası tasfiye edildi. Bu çok düşündürücüdür. 2010 YAŞ sürecinde yaşanılan olaylarda Başbakan Erdoğan’ın daha uzlaşıcı, Cumhurbaşkanı Gül’ün ise daha ısrarlı olduğunu gördüm. 2014’ten 15 Temmuz 2016’ya kadar olan sürece bakılırsa, Başbakan Erdoğan’ın Gülen örgütüne karşı yürüttüğü mücadelede yeterli ve gerekli desteği aldığı pek söylenemez, yalnız bırakıldığını düşünüyorum."

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)


Kozmik Oda süreci

Dönemin Başbakan Yarıdmcısı Bülent Arınç hakkında 19 Aralık 2009 tarihinde suikast iddiası ortaya atıldı. Gözaltına alınan askerlerden birinin üzerinde Arınç’ın evinin krokisi olduğu öne sürüldü. Soruşturma başlatıldı ve Genelkurmay Başkanlığı'nda bulunan kozmik odada 25 gün boyunca arama yapıldı. Dönemin Seferberlik Tetkik Kurulu Başkanı Albay Yusuf A. ile Arınç’a suikast yapacakları iddiasıyla yakalanan askerler Albay Erkan Yılmaz B. ve Binbaşı İbrahim G.nin de aralarında bulunduğu 30’a yakın şüpheli hakkında 2015 yılında takipsizlik kararı verildi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı 15 Temmuz darbe girişiminden sonra "Kozmik Oda" soruşturmasında, TSK personeline "kumpas" kurulduğuna yönelik deliller elde edildiği öne sürüldü. Aaralarında eski polis ve TÜBİTAK personeli, savcı ve hakimler hakkında dava açıldı. Dava, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının mütalaa vermesiyle birlikte karar aşamasına geldi.

DAHA FAZLA HABER OKU