Astronomlar uzay kaynaklı protein keşfettiklerini duyurdu: Dünya dışı yaşama ışık tutabilir

1990’da Cezayir’e düşen göktaşının içinde keşfedilen protein, yeryüzündeki yaşamın tarihini anlamak için önemli bir dönüm noktası olabilir

(Pikrepo)

Bildiğimiz anlamda canlılığın vazgeçilmez parçalarından olan proteinlerin yapıtaşı aminoasitlerin, hem Dünya’ya düşen meteoritlerde hem de uzay araçlarıyla ulaşılan göktaşlarında bol miktarda bulunabildiği pek çok kez kanıtlandı. Ancak aminoasitlerin uzun zincirler halinde bir araya gelerek oluşturduğu proteinler şimdiye dek uzayda hiç keşfedilmemişti.

Şimdiyse araştırmacılar, Dünya’ya düşen “Acfer 086” isimli bir meteoritin içinde uzay kaynaklı yeni bir protein keşfettiklerini öne sürüyor, eğer sonuçlar doğrulanırsa bu bir ilk olacak.

İçeriğindeki düşük miktarda saptanan demir-54 ve lityum-6 izotoplarından dolayı “hemolithin” ismi verilen proteinin 16’yla 18 arası aminoasit barındığını tespit eden yeni makale, hakemli bilim dergisi Proceedings of the National Academy of Sciences’a (PNAS) sunuldu ve onaylanmayı bekliyor.

Vice.com’un aktardığına göre Harvard Üniversitesi’nden ve yeni makalenin ortak yazarlarından moleküler biyolog Julie McGeoch şunları söyledi:

Bu noktada, diğer bilim insanlarının bizim yöntemlerimizi dikkatle uygulayarak aynı sonuçlara ulaşmasına ihtiyacımız var.

“Meteorit proteininin” varlığı teyit edilirse, on yıllardır devam eden araştırmalar için yeni bir kilometre taşı olacak. Daha önemlisi, yeni keşif hem Dünya’daki hem de evrenin herhangi bir yerindeki olası bir yaşamın kökenlerini anlamada büyük etkilere sahip olabilir.

2007’de Julie McGeoch ve Malcolm McGeoch, su ve proteinler arasındaki etkileşimleri araştırmıştı. Bu deneyler sonucunda su ve proteinlerin yıldızlararası bulutlarda tepkimeye girmiş ve nihayetinde Güneş Sistemi’ne katılmış olabileceği fikri ortaya atılmıştı.

Araştırmacılara göre bu tür erken kimyasal tepkimeler ve Güneş öncesi bileşenler, Dünya’da yaşamın nasıl ortaya çıktığını ve diğer yıldız sistemlerinde nerelerde oluşabileceğini anlamak için önemli. Bunu araştırmak isteyen bilim insanları Güneş sisteminin ilk zamanlarından kalan göktaşlarını sıklıkla araştırmış ancak burada sadece proteinin yapıtaşı olan aminoasit isimli organik moleküller keşfedebilmişti.

Şimdiyse göktaşında sadece aminoasit değil, protein de bulunduğunu göstermek isteyen araştırmacılar kütle spektrometresi denen bir araçtan faydalandı. Ekibe göre veriler, 1990’da Cezayir’e düşen meteoritin içinde “hemolithin” varlığını gösterdi.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Daha önce bilinmeyen bu yeni proteinin yeryüzündeki bir kaynaktan bulaşmadığından emin olmak isteyen araştırmacılar, göktaşındaki döteryum/hidrojen (D/H) oranını hesapladı. Makaleye göre “dünya dışı çok yüksek D/H oranları” elde edildi ve bu da, söz konusu proteinin Güneş Sistemi’nin ilk zamanlarından ve hatta Güneş’in oluşumundan çok önce, yıldızlararası moleküler bulutlarda ortaya çıkmış olabileceğine işaret ediyor.

Bazı göktaşlarının Güneş’ten daha eski yıldız tozları içerdiği biliniyor. Bu yüzden bir göktaşının milyarlarca yıllık proteinleri saklayabilmesi fikri, spekülatif bir iddia değil.

Başka bir iddiaysa, hemolithinin suyu oksijen ve hidrojen atomlarına ayırabilecek olması. Bu, proteini daha da ilgi çekici hale getiriyor çünkü eğer doğruysa Dünya’da yaşama elverişli bir ortam oluşmasına katkı sağlamış olabilir.

McGeoch proteinin suyu bileşenlerine ayırma davranışının “şu noktada yalnızca bir tahmin” olduğunu belirtti ve ekledi:

Eğer doğruysa bu protein, yaşama öncülük eden biyokimyasal sürecin en önemli unsuru olan kimyasal bir enerji kaynağı olabilir.

Araştırmacılar şimdi yeni proteinin özelliklerini test etmeye, moleküler yapısını ve üç boyutlu şeklini daha ayrıntılı anlamaya çalışıyor.  Araştırmanın bulguları diğer ekiplerce doğrulanırsa yeryüzünde yaşamın serpildiği esnadaki koşullara önemli ışık tutmuş olacak.

Independent Türkçe, Vice.com

 

Derleyen: Umut Can Yıldız

DAHA FAZLA HABER OKU