Berfo Ana’nın oğlu: Annemin yanındaki mezar hala açık, Cemil’i bekliyor

Gözaltında kaybedilen oğlu bir gün döner de evi tanıyamaz diye yıllarca badana bile yapmayan Berfo Ana, aramızdan ayrılalı 7 yıl oldu. Berfo Ana’nın oğlu Kırbayır, “Annem, Cemil’i bulmadan beni gömmeyin’ demişti. Vasiyetini yerine getiremedik” dedi

Gözaltında kaybedilen oğlunu arayan Berfo Ana / Fotoğraf: Twitter

12 Eylül 1980 darbesinde evinden gözaltına alınan ve bir daha haber alınamayan oğlu Cemil Kırbayır için 33 yıl boyunca kesintisiz mücadele eden Cumartesi Anneleri’nin sembol isimlerinden Berfo Kırbayır’ın (Berfo Ana) ölümünün üzerinden 7 yıl geçti. 

Berfo Ana, “Benim evladım gelir diye kapıyı bacayı açık bıraktım. Ay geçti, gün geçti, sene geçti benim çocuğum gelmedi. Benim çocuğum ölmüşse cenazesini bana versinler" sözleriyle akıllarda kaldı.

Ancak ömrü yetmedi oğlunun kemiklerini bulmaya Berfo Ana’nın. 

21 Şubat 2013’te mide kanserine bağlı ameliyattan sonra meydana gelen komplikasyonlar sonucu 105 yaşında hayata veda etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Ölüm yıl dönümü nedeniyle Berfo Ana’nın oğlu Mikail Kırbayır, Mezopotamya Ajansı’na (MA) konuştu.

Berfo Ana’nın Cemil’i büyüttüğü evi kaybolduktan sonra adeta sit alanına çevirdiğini aktaran Kırbayır, “Cemil gelir diye, kapıları açık bıraktı. Eve tadilat yaptırmadı. Cemil gelir evi tanısın diye. Biliyor musunuz; ev o şekliyle yıkıldı” dedi.

“Erdoğan ile olan görüşme anneleri umutlandırmıştı”

Berfo Ana ve Cumartesi Anneleri’nin verdiği mücadelenin birçok kazanımı ortaya çıkardığını vurgulayan Kırbayır, 5 Şubat 2011’de Erdoğan ve Berfo Ana ile Dolmabahçe’de yapılan görüşmeye değinerek, “Bu görüşme anneleri umutlandırmıştı. O zaman ana akım medya ‘Umutlu musun?’ diye sormuştu bana. Onlara, ‘Evet umudum var, çünkü bu ülkenin başkanı olaya el koymuştur’ demiştim. Çünkü sonuç elde edemezsek de o zamandan beri bizim savunduğumuz bu sistemin bu düzenin çürüdüğünün ve kokuştuğunun ispatı olacaktı. Ne hazin ki; biz haklı çıktık. Görüşmeden sonra Erdoğan, konuyu Meclis gündemine getirdi” ifadelerini kullandı.

“Keşke Cemil’in katilleri yargılandı ve kemikleri bulundu diyebilseydim”

Kırbayır’ın mülakatında öne çıkan konu başlıkları şöyle:

“Bugün şu müjdeyi vermeyi çok isterdim; Ana vermiş olduğun mücadeleyi biz yürüttük, oğlunun kemiklerini Cemil’in için açık olan mezara defnettik. 2011 yılında TBMM İnsan Hakları Komisyonu tarafından hazırlanan Cemil Kırbayır’ın devletin güvenlik güçleri tarafından öldürüldüğüne dair bu raporda bulunan ve Kars savcılığına suç duyurusunda bulunan kişiler yakalandı, yargılandı ve bunların ve Cemil’in nereye gömüldüğünü söylediler için rahat olsun ana. Diyemedim... 

“Diyarbakır ve Cumartesi annelerini ayırdılar ana”

Keşke seni uğurladığımız Galatasaray Meydanı’ndan adalet arayışımızı haykırıyoruz, diyebilseydim. Ama diyemedim… Şimdi seni uğurladığımız meydanda değil, ceberut uygulamalara maruz bıraktığımız iki duvar arasından haykırıyoruz sesimizi. Keşke annelerin acılarının renginin aynı olduğunu diyebilseydim ama anaların acılarını yarıştırdılar ana. Her ana kutsal. Her ananın oğlunu aramak doğal hakkı ama Diyarbakır’daki anneleri ve Cumartesi Annelerini ayırdılar ana. Keşke anaların acılarını yarıştırmıyorlar diyebilseydim ana. Ama diyemedim ana…”

“Annem ‘Cemil’i bulmadan beni gömmeyin’ demişti. Vasiyeti yerine getiremedik”

“Annem ‘Cemil’i bulmadan beni gömmeyin’ demişti. Çok ağır bir vasiyetti. Bu vasiyeti devletin kurum ve kuruluşlarına ilettik zor durumdayız diye.  Gerçekleşmesi mümkün olmayan bu vasiyeti yerine getiremedik. Berfo Ana’nın mezarı yanında bir mezar kazdık. Bir gün Cemil’i bulursak oraya defnederiz diye. Halen de o mezar açık, Cemil’i bekliyor… Berfo Ana ilerlemiş yaşına karşın çığlığını ülke dışına çıkardı. Herkes bu feryadı duydu. Ama ne yazık ki mensubu olduğu devlet, sesini duymadı. Onun sesine kulaklarını tıkadı. Bize en çok acı, ıstırap veren de devletin bu uygulamasıdır.”

 

Independent Türkçe, MA
 

DAHA FAZLA HABER OKU