11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Karar yazarları Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur'a konuştu.
Gül, eski bakan Ali Babacan’ın kurmak üzere olduğu partiye destek verdiğini belirtti. 11. Cumhurbaşkanı, Babacan’ın partisi içinde yer alıp almayacağını şöyle anlattı:
Aslında bunu Ali Bey çok dürüst ve samimi bir şekilde kamuoyuna açıkladı. Ben cumhurbaşkanlığından ayrıldıktan sonra aktif siyasetin içinde olmayacağımı söylemiştim. Ben tutarlı olmaya çalışan bir insanım. Dolayısıyla gündelik siyasetin içinde değilim. Ancak yakıcı memleket meseleleri varken tecrübemi kendime saklayacak bir insan da olmam beklenemez. Memleketimin faydasına gördüğüm temel konularda usulüne uygun bir şekilde siyasete katkı sunmak ve görüşlerimi paylaşmak hem hakkım hem de görevim. Ali Bey parti kurma çalışmalarını sürdürürken kamuoyunu gerektiğinde bilgilendiriyor ve benimle de zaman zaman görüşüyor.
Gül, Babacan için “Tabii ki destekliyorum. Ali Bey’in karakterine, eğitimine, bilgisine, siyaset üslubuna güvenen ve takdir eden bir insanım” dedi.
“Türk tipi başkanlık sistemi olmasın”
Gül, geçmişte “Türk işi başkanlık olmaz” diyerek eleştirdiği Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne ilişkin olarak da şu yorumu yaptı:
Cumhurbaşkanı iken de parlamenter sistemin Türkiye için daha doğru olduğunu söyledim. Hatta Cumhurbaşkanı olarak yetkilerimin azaltılmasının bile demokratik nizama daha uygun olacağını sık sık ifade ettim. Çünkü o Anayasa'da Cumhurbaşkanına tanınan yetkiler bir darbe anayasasında darbenin başının cumhurbaşkanı olduğu düşünülerek verilmişti. O yetkileri parlamenter sisteme inanan benden önceki Cumhurbaşkanları da kullanmamaya çok özen göstermişlerdir. O zaman yeni anayasa taslağı ortaya çıkınca açıkça söyledim. Şimdiye kadar Türk tipi bir parlamenter sistemle yönetildik. Vesayet sistemleri vardı, gölge kabineler vardı. Bunlar Türkiye'nin başına neler açtı. Bundan sonra da Türk tipi bir başkanlık sistemi olmasın dedim. Benim tercihim tam demokratik parlamenter sistemden yanadır. Bunu o zaman da konuştum tavrımı da ona göre koydum.
Kürt sorunu: Bu mesele kendi içimizdeki halledilmeli
Gül, 2009’da yaşandığı gibi bir çözüm sürecine girilip girilmeyeceği konusunda şu ifadeleri kullandı:
Bu meseleye her yönüyle bakacaksınız. Kendi içerimizde bu meseleyi hallettiğimiz takdirde, hem kendi ülkemizi hem bölgeyi sağlamlaştırırız. Ama kendi ülkemizde bu meseleyi halledemezsek, meselenin kendi ülkemizde kalmayıp bölgesel ve uluslararası boyutlara ulaşmasından korkardım.
Üniversite ve vakfa kayyuM
Şehir Üniversitesi ve Bilim Üniversitesi’ne kayyum atanmasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşen Gül, şu yorumları yaptı:
Üniversiteyi hep beraber kurduk. Sayın Cumhurbaşkanı'yla beraber açtık. Üniversiteye kayyım atanma sürecinde açıklamalar yapsam faydası olmayacaktı. Bu gidişatın yanlış olduğuna inandığım için kendisiyle konuştum. “Hep beraber kurduk” dedim, o da bana “Bu işi ben yaptım, tahsisi sonradan devire çevirmişler” dedi. “Devri ben de doğru bulmuyorum, ama tekrar tahsis yapılabilir” dedim. Sonuçta iyi bir üniversite. Neticede sizin kararınız ama düzeltilirse bütün arkadaşlar çok sevinir memnun olur, tersi kararda da çok üzülürler dedim. Öte yandan, diğer vakıfların bilahare Bilim ve Sanat Vakfına da kayyım tayin edilmesine tepkisini de önemli buluyorum.
“Siyasal İslam çöktü”
Gül, tüm dünyada siyasal İslam’ın çöktüğünü söylerken “Biz bunu görüp, paradigmadan kopuşu gerçekleştirmiştik, ama sürdürülemedi” dedi. Gül, Mısır ile Türkiye arasındaki ilişkilerin düzelmesi için bir yol bulunması gerektiğini belirtti.
Karar