Irak’ta 1 Ekim’den bu yana yolsuzluk, altyapı yetersizliği, işsizlik ve ülkenin içişlerine yönelik dış müdahaleler gibi çeşitli gerekçelerle başlayan hükümet karşıtı gösteriler devam ediyor.
Hem Irak Cumhurbaşkanı Berhem Salih hem de Uluslararası Af Örgütü’nün rakamlarına göre ülkedeki protesto gösterileri sırasında 600’den fazla kişi hayatını kaybetti.
Başbakan Adıl Abdulmehdi istifa etti, ancak göstericilerin öfkesi dinmedi. Protestolar artarak devam etti.
Önce protesto gösterilerine destek veren ardından “Göstericilerin işlerine olumlu ya da olumsuz hiçbir şekilde karışmayacağını” duyurması ile desteğini çeken Sadr Hareketi lideri Mukteda es-Sadr yanlıları Necef’te göstericilere saldırdı.
Yüzleri maskeli kişiler, göstericilerin kent merkezine kurdukları çadırları ateşe verdi.
Göstericilere silahla ateş açıldı
Çadırların yakılmasının ardından Sadr’a bağlı “Mavi Şapkalılar” adlı grup, meydana girerek göstericileri dağıttı.
Yaşanan arbede kısa süre sonra silahlı çatışmaya dönüştü. Mavi Şapkalılar’ın göstericilere açtığı ateş sonucu 13 kişi hayatını kaybetti, 127 kişi de yaralandı.
1 Şubat’ta hükümeti kurma görevi verilen Muhammed Tevfik Allavi, Necef’te göstericilerin öldürülmesi üzerine hükümeti önlem almaya çağırdı.
Müstakbel Başbakan Allavi, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Şu an yaşanan acı olaylar beni mevcut hükümetteki kardeşlerimden göstericileri korumaya yönelik çalışmaları ve tüm Irak halkının haklı taleplerini karşılayan, gücünü halktan alan, meşru hükümet kurma konusunda talepte bulunmaya itiyor” ifadelerini kullandı.
“Sadr gösterilerin hedefine ulaşmasını engelliyor”
Independent Türkçe’ye konuşan Irak Parlamentosu eski üyesi Dr. Ömer Abdulsettar, Sadr’ın gösterilerin hedefine ulaşmasının önüne geçmek istediği ve ilk kez silahlı saldırı gerçekleştirdiğini söyledi.
Sadr’ın 2015 ve 2016’daki gösterilerde halk hareketinin yanındaymış gibi davrandığını belirten Abdulsettar, “Sadr son hükümet dönemindeki gösterilerde de bunu yaptı. Hem göstericilerin yanında gözüktü hem de gösterileri bitirmeye çalışarak ikili oynadı” dedi.
IŞİD ve İranlı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesinden sonra ülkedeki denklemin değiştiğini kaydeden Abdulsettar, Sadr’ın oynadığı oyununun işe yaramayacağını savundu.
Taraftarlarına 'meydanlardan çekilin' çağrısı yapan Sadr’ın, Allavi’nin görevlendirildiği gece tekrar taraftarlarına 'meydana inin' talimatı verdiğini söyleyen Abdulsettar, “Çağrıdan sonra Sadr ve göstericiler arasında çoğaldı ve son olarak Necef’te 13 kişinin öldüğü ve 127 kişinin de yaralandı. ABD’ye karşı olduklarını söylüyorlar ancak göstericilere saldırıyorlar. Onlar göstericileri ABD büyükelçiliği gibi, ABD üssü gibi görüyorlar” diye konuştu.
Tıpkı Husilerin 2014’te Yemen’de yaptığı gibi Sadr’ın halk hareketine darbe yaparak hükümeti ele geçirmek istediğini ileri süren Abdulsettar, Mavi Şapkalıların Sadr ismi adı altında İran’ı temsil ettiğini ve sokaklarda İran Devrim Muhafızları'na ait sloganlar attığını aktardı.
“Sadr halk desteğini yitirdi”
Sadr’ın göstericilere müdahale ederek halk Şii halk nezdinde itibarını kaybettiğini iddia eden Abdulsettar, devamında şu ifadelere yer verdi:
Sadr’ın Şiilerin gözünde kağıdı yandı ve gözden düştü. Süleymani’nin ölümünden sonra Şiiler anladı ki Sünnileri öldürdükleri gibi kendileri de öldürülebilir. Bu Irak’ta 2003’ten sonra yaşanan en büyük dönüşümdür. İran bakanlık ve milisleri kontrolünde tutuyor. Ancak halk desteğini yitirmiştir. Göstericiler uluslararası müdahale olmadan silahlı milislere ne kadar karşı koyabilir? Bu konu önemlidir. Öte yandan İran’ın Suriye’den de çıkartılması gerekir. Var olan milisleri sözde IŞİD karşıtı ama IŞİD’den daha tehlikeliler.
Sadr’ın İran tarafından gösterileri bastırmak için kullanıldığını ileri süren Abdulsettar, Irak’ın en önemli Şii dini merci Ayetullah Ali Sistani’nin yaklaşımının önemli olduğunu sözlerine ekledi.
© The Independentturkish
