Demirören Grubu’na ait CNN Türk’ün Uluslararası Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan uçakla ilgili yaptığı yayına Emekli Savaş Pilotu Bahadır Altan telefon bağlantısıyla katıldı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Altan, “Ülke olarak bir duralım. Biz hâlâ 3. havalimanındayız, hâlâ kanal açıyoruz. Ülke freni patlamış kamyon gibi. Çığ düşen insanları kurtarmaya gidenler yaşamını yitiriyor. Ülke deprem bekliyor İstanbul’u. Buna hazırlanalım bir duralım. Proje üstüne proje üretme yerine biraz aklıselim olmak gerekiyor. Azıcık duralım” diye konuştu.
Ancak yayının sunucusu Semiha Şahin’in Altan’ın sözlerini yarıda kestiğini gösteren video, sosyal medyada eleştirildi.
Gazeteci Metin Yoksu söz konusu videoyla beraber şu mesajı paylaştı:
Eski savaş pilotu ve yıllarca Boeing kullanmış olan Bahadır Altan CNN Türk'te gerçekleri dile getirirken sözü kesilmeye çalışıldı. "Bu ülke freni patlamış kamyon gibi. istanbul'u deprem bekliyor. Bir duralım birazcık aklı selim gerekiyor. " Ana akım medyanın alışık olmadığı tarz!
Biz sustukça hakikati gizlemekte çıkarı olanlar meydanı boş buluyor.
— Bahadır Altan (@BahadrAltan1) February 5, 2020
Meslektaşları gerçekleri anlatmalı.. https://t.co/NzXlskNe9J
Altan da bu mesajı alıntılayarak “Biz sustukça hakikati gizlemekte çıkarı olanlar meydanı boş buluyor. Meslektaşları gerçekleri anlatmalı” ifadelerini kullandı.
Kaza neden yaşandı?
Altan, daha sonra 1+1 Forum'dan Bekir Avcı'ya konuştu. Altan, kazanın neden yaşandığına dair soruya şöyle yanıt verdi:
Elimizdeki en net bilgi rüzgarın şiddetli olduğu, değişken olduğu ve hamleli olduğu. İniş anında rapor edilen rüzgar 270 dereceden 22 knot, hamlesi de 37 knot. 37 deniz mili saatte 68 kilometre hıza ulaşan bir rüzgar demek. Kule bunu rapor ediyor pilota. Bu nedenle öbür iki uçak pas geçmiş. Bu durumda yapılacak şey öncelikle kulenin iniş istikametini değiştirmesi, ama buna kendisi karar veremiyor. İstanbul Havalimanı Yaklaşma Kontrolü her iki meydanın da yaklaşmasından sorumlu, dolayısıyla yetki onlarda. Tabii ne olursa olsun, limit dışı bir arka rüzgarda pilotun kesinlikle pas geçmesi gerek. Uçakta rüzgarı gösteren sistemler var, belki de limit içine, yani 15 knot ve altına düşmüş de olabilir. Yakıt durumu, trafiğin sıkışıklığı vb. etkenler de kaptanın kararına etki etmiş olabilir. Yaklaşma Kontrolü’nün iniş yönünü neden değiştirmediği ise İstanbul Havalimanı’yla aynı yönde yaklaştırma çabasından olduğu anlaşılıyor. Yani yeni hava limanının yeri burada da bir olumsuzluk olarak karşımıza çıkıyor.
Hamleli rüzgarın şiddetinin 22 knot’tan 37’ye çıkması aniden yüzde 50 gibi bir artış olabileceği anlamına geliyor. Bu hamlenin şiddeti çok önemli. Pilotun bu yüzde 50 gibi ani değişikliğe refleks göstermesi zor. Tam oturuş anında buna refleks gösteremeyebilir ve sert inişler, tek dikme üzerine inişler, lastik patlamaları olabilir. Arka rüzgar nedeniyle pist başına değil de, ortalarına iniş söz konusu olabilir. İniş ve kalkışlarda rüzgarı karşıdan almak çok önemli. Ama Sabiha Gökçen tek pistli bir meydan. Ya 06’ya, kuzeydoğuya doğru ineceksin ya da rüzgarı karşıdan almak için 24’e, yani güneybatıya doğru ineceksin. Pist yönünün değiştirilememesi başlı başına bir sorun."
Independent Türkçe