Suriye’deki iç savaşın dokuzuncu yılında, Esad güçleri ile muhalif grupların sahadaki şiddetli savaşı sürerken, taraflar suikast girişimleri ile rakiplerine zarar vermeye çalışıyor.
Gruplar, teşkilatlar, uzun süre planını yaptıkları suikastlarla karşı tarafa ‘darbe vurmayı’ amaçlıyor.
Bu girişimler, karşı tarafa ağır zayiatlar verdirse de tıpkı saha savaşında olduğu gibi sivil ölümlerine de neden oluyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
İmran Stratejik Araştırmaları Merkezi’nin yayınladığı raporda, ağustos-aralık ayları arasında Suriye muhalefetinin kontrol ettiği bölgelerde gerçekleştirilen suikast girişimleri derlendi.
Buna göre, son 5 ayda 55 suikast girişimi gerçekleştirilirken, bu girişimlerde siviller dahil 143 kişi öldü.
Rapor, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriyeli muhalif gruplarla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Operasyonu’nda ele geçirdiği bölgeleri ele alıyor. Bu bölgeleri, TSK’nın desteğini alan Suriye Milli Ordusu (SMO) güçleri kontrol ediyor.
Edinilen bilgiler, Fırat Kalkanı bölgesinde yer alan Afrin’de gerçekleşen bu suikastların büyük kısmının sivilleri hedef aldığını gösteriyor.
Buna göre söz konusu suikastların 19’u el yapımı bomba, 35’i ateşli silahlar ve biri toprak altına yerleştirilen mayınla gerçekleştirildi.
Araştırmanın ortaya çıkarttığı verilere göre, bu saldırılar sadece sivilleri ya da silahlı muhalif grupları değil, bölgedeki Türk askerlerini de hedef alıyor.
Raporda yer alan diğer bir ilginç bilgi ise, Esad güçleri ile muhaliflerin yoğun çatıştığı İdlib’deki suikast girişimi oranının çok düşük olması. Bunun nedeni de savaş pozisyonunda olan iki tarafın diğer bölgelere nazaran daha sıkı önlemler alması olarak aktarılıyor.
Suikastlar, Fırat Kalkanı ve Afrin bölgesinin yanı sıra, Barış Pınarı Harekatı’nda ele geçirilen bölgelerde de görülüyor.
İmran’ın raporunda, rejim güçleri ve müttefikleri tarafından devam eden operasyonların, İdlib’deki insani durumu çözülmesi zor bir sorun haline getirdiği kaydedildi.
Fırat Kalkanı bölgesi
TSK’nın 24 Ağustos 2016’da başlattığı ve 7 ay süren Fırat Kalkanı Harekatı sonrası ele geçirilen bölgelerde 5 ayda 24 suikast girişimi gerçekleşti.
Bu girişimlerin 13’ü ateşli silahlarla yapılırken, bu saldırıların 12’sinde suikast başarıya ulaştı. Biri başarısız oldu. Bu suikastlardan dördünü kendilerine “Zeytinin Öfkesi” diyen bir grup üstlendi. SMO mensuplarını hedef alan diğer 9 saldırının faili hala bilinmiyor.
Raporda, bölgede gerçekleştirilen bombalı araç saldırılarının sadece yüzde 14’ünün hedefine ulaştığı bilgisi yer alıyor.
Söz konusu bombalı saldırılarda 8 kişinin öldüğü, 48’i sivil 50 kişinin yaralandığı kayıtlara geçiyor. Zeytinin Öfkesi adlı grubun üstlendiği bu saldırılar her ne kadar askeri personeli hedef alsa da, pazar yeri gibi sivillerin yoğun olduğu bölgelerde gerçekleştirildiği için sivil kayıplara yol açıyor.
Afrin: Hedef Türk askerleri
TSK ve SMO’nun kontrolündeki Afrin’de ise 5 ay içinde 17 farklı suikast girişimi oldu. Bu girişimlerden 8’inde ateşli silahlar kullanıldı ve hepsi amacına ulaştı. Bu süreçte mayınla bir saldırı gerçekleştirildi, ancak kayıp verilmedi. SMO personelini hedef alan bu girişimlerin yedisini yine Zeytinin Öfkesi üstlendi.
Afrin’deki suikast girişimlerinin 8’i bombalı araçlarla yapıldı. Sivil yerleşim alanlarındaki SMO unsurları hedef alındı. Bu saldırılarda 2’si Türk askeri olmak üzere, aralarında sivillerin de olduğu 15 kişi hayatını kaybetti.
Türk askerlerinin bulunduğu araca düzenlenen saldırıyı da yine “Zeytinin Öfkesi” üstlendi.
Raporda yer alan rakamlar, Zeytin Dalı Operasyonu’nda kontrol altına alınah Afrin bölgesindeki güvenlik açığının ciddi boyutlarda olduğunu gösteriyor. Bu bölgedeki suikastların oranı, Suriye’nin geneline bakıldığında daha yüksek gözüküyor.
Suriye Demokratik Güçleri’nin (SDG) askeri kanadı PYD’nin de bölgede faaliyet gösterdiği hatırlatılan İmran Araştırma Merkezi’nin raporunda, Afrin’daki güvenlik açığının zaman zaman devriye yapan Türk askerleri için büyük tehlike oluşturduğu kaydedildi.
Söz konusu rapor, Azez, Mare, El Bab, Çobanbey ve Cerablus’u içeren Fırat Kalkanı bölgesinin Afrin bölgesinden daha ‘tehlikeli’ olduğunu da gözler önüne seriyor.
Bu durum, raporda şu ifadelerle dile getiriliyor:
"Suikast girişimlerinin bu raddeye ulaşması, sadece SMO güvenlik teşkilatlarının sivillerin güvenliğini ve istikrarı sağlama konusundaki zayıflığını değil, aynı zamanda kendi unsurlarını da savunamadığını gösteriyor. Öyle ki bu suikast girişimleri, sadece muhalifler için değil, Barış Pınarı Harekatı’nı başlatan Türkiye için de tehlike arz ediyor."
Belki de Fırat Kalkanı bölgesindeki suikastların oranındaki artış, SMO’nun kendi güçlerini ve sivilleri güvende tutma konusundaki başarısızlığını gözler önüne seriyor.
İdlib’deki suikast oranları azaldı
Suriyeli muhaliflerin en yoğun olduğu İdlib’de ise 5 aylık sürede 14 farklı suikast girişimi oldu. Bunların 13’ü başarıya ulaştı.
Bu girişimlerden yedisi eski adıyla Nusra Cephesi, yeni adıyla Heyeti Tahrir Şam’ın (HTŞ), dördü Ulusal Özgürlük Cephesi'nin kontrolündeki bölgelerde gerçekleşti. Üç saldırı ise muhaliflerin kontrolü dışındaki sivillerin yaşadığı bölgelerde düzenlendi. Ölen siviller arasında bir mahalli meclis üyesi ve bir imam da yer aldı.
14 suikast girişiminin hepsi de silahlı saldırıyla gerçekleşti. Afrin ve Fırat Kalkanı bölgesine nazaran daha az suikast girişiminin yaşandığı İdlib’de genel olarak HTŞ’nin yönetici kadrosu hedef alındı.
© The Independentturkish