Türkiye'nin yüzbinlerce kişilik arama-kurtarma ordusu: Artık bize ihtiyaç olmasın!

Türkiye afet öncesine hazırlıklı değil ama arama-kurtarma görevlileri adeta bir ordu büyüklüğünde. Yüzbinlerce kişi deprem sonrasına hazırlıklı. Tüm bunlara rağmen ekipler, toplam kurtarılanların sadece yüzde 2,4’ünü enkazdan çıkarabiliyor

Elazığ'da meydana gelen 6.8 şiddetinde depremin ardından enkazlara ilk önce yine onlar koştu.

Enkazın başında mutlu bir haber bekleyenler onların gözünün içine baktı. 

Milyonlarca kişi, ekranların başında onların insanüstü çalışmalarını izledi. 

 

Elazığ depremi ilk değildi. 

Daha önce Van'da, Bingöl'de, Gölcük'te veya Adapazarı'nda... Hiç tanımadıkları insanları kurtarmak için evlerinden çıkıp afet bölgelerine gitmişlerdi... Çeşitli sivil toplum örgütleri veya kamuda görevli arama-kurtarma ekiplerinden bahsediyoruz.

Aynı zamanda bir "deprem ülkesi" olan Türkiye ne yazık ki binalarının sağlamlığıyla övünemiyor ama "kahraman" arama-kurtarma ekiplerinin çabaları takdire şayan. Enkazların başında, adeta çırpınarak bir canlı daha kurtarmak için büyük gayret gösteriyorlar.

AFAD’ın 100 bin gönüllüsü var

Türkiye'de meydana gelen afetlerde koordinasyonu Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) yürütüyor. Kurumun 2019-2023 Stratejik Plan'ına göre 706 merkez teşkilatı, 5 bin 348 de taşra teşkilatı olmak üzere 6 binden fazla personeli var. AFAD geçen yıl 100 bin gönüllüye de afet eğitimi verdi. AFAD, herhangi bir afete, anında mobilize olup müdahale etme kapasitesine sahip.

AFAD'ın dışında farklı kamu kurumlarının da arama-kurtarma ekipleri bulunuyor. 


 

Reuters elazığ.JPG
2.5 yaşındaki Nüsra, enkazdan bir itfaiye personelinin kucağında çıkmıştı / Fotoğraf: Reuters


TTK ekipleri her zaman hazır

Sıklıkla yaşanan maden kazalarına müdahale etmek için Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) tarafından hazırlanan müdahale timleri de birçok depremde görevlendirildi. Kurumun İş Güvenliği Tim Daire Başkanlığı'na mensup 500 personeli deprem durumlarında alarma geçiyor. 

6 ayda 1 eğitim alan TTK arama-kurtarma timleri Van depreminde etkin çalışmalarla takdir kazanmıştı. Elazığ'da deprem meydana geldiğinde hazır vaziyete geçen TTK ekipleri 3 gün boyunca nöbet tuttu. Ama bölgeye takviye gerekmediği için TTK personeli bölgeye gitmedi.

Jandarma’nın 17 ilde 23 profesyonel timi var

Afetlere anında müdahale yeteneği olan diğer bir kurum ise Jandarma Genel Komutanlığı. 

Aralarında Bolu, Erzincan, Kocaeli ve Tunceli'nin de olduğu 17 il jandarma komutanlığında 23 arama-kurtarma timi doğal afetlere karşı hazır bekliyor. 

 

Jandarma Arama kurtarma - jandarma.gov_.tr_.jpg
Jandarmanın arama-kurtarma timleri 17 il komutanlığında faaliyet gösteriyor / Fotoğraf: jandarma.gov.tr

 

İtfaiyeciler arama-kurtarmanın doğal üyesi

Her şehirde bulunan itfaiye teşkilatının üyeleri de doğal birer arama-kurtarma gönüllüsü. Türkiye'de 320 binden fazla itfaiyeci bulunuyor. Elazığ'da meydana gelen depremde bölgeye ilk gidenler arasında da itfaiyeciler vardı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi 158 personel ve 30 araçla deprem bölgesine giderken Ankara'dan 9 araç, 40 itfaiye personeli, 1 de K9 arama kurtarma köpeği bölgeye yönlendirilenler arasındaydı. 

Kamu kurumlarının dışında çeşitli derneklerin de arama-kurtarma ekipleri var. 


 

İHH ekipleri deprem bölgesinde.jpeg
Elazığ depreminin ardından çalışmalara katılan İHH, kısa sürede 3 bin arama-kurtarma gönüllüsü kazanmayı hedefliyor / Fotoğraf: İHH Basın Birimi

 

İHH 1905 kişiyle görevde

Son dönemde arama-kurtarma faaliyetlerine ağırlık veren İnsani Yardım Vakfı (İHH) görevlilerini deprem bölgesine yönlendirdi. 

İHH'nın tamamı gönüllülerden oluşan 1905 kişilik arama-kurtarma ekipleri var. Bursa'da, olası Marmara depremine etkin müdahalede bulunmak için Afet Koordinasyon Merkezi kuran vakıf kısa süre içinde 3000 arama-kurtarma gönüllüsüne ulaşmayı hedefliyor. 

Vakfın hedeflerinden biri de İstanbul'da her mahallede bir arama-kurtarma ekibi kurmak.

 

akut.jpg
AKUT sadece Türkiye'deki değil yurtdışındaki afetler için de yardıma gidiyor / Fotoğraf: AA


İlk koşanlardan biri yine AKUT’tu

"Arama-kurtarma" diyince akıllara gelen ilk kuruluşlardan biri hiç şüphesiz AKUT. 

30 bölgede ekibi olan AKUT, gönüllülerine arama-kurtarma eğitimleri veriyor. Elazığ'da meydana gelen depreme, yıkımın olduğu yere yakın 9 bölgeden görevlilerini yönlendiren AKUT'un 2 bine yakın üyesi var. Bu sayının hepsi arama-kurtarma faaliyetlerine katılmıyor. Afet sonrası destek veren gönüllüler de bu sayıya dahil. 

“Arama-kurtarma ekiplerimiz neden bu kadar iyi”

AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Saydun Gökşin, arama ve kurtarmanın aslında 2 ayrı ekip olduğunu söylüyor. 

Independent Türkçe’ye konuşan Gökşin, "Arama yapan ekip ile kurtarma yapan ekip farklı olur. İki organizasyon el ele yürür" dedi.

Gökşin’e göre Türkiye, “kaderci” bir toplum olduğu için reaktif düşünüyor. 

“İşler olup-bittikten sonra çözüm arıyoruz. Onun yansıması olarak müdahale noktasında devreye giriyoruz. Arama-kurtarma sebeplerinin Türkiye'de bu kadar iyi olmasının sebebi bu” diyen Gökşin, depreme dayanıklı bir toplum yaratılması gerektiğine işaret etti. 

 

suydun gökşin akut.jpg
AKUT Yönetim Kurulu Başkanı Saydun Gökşin / Fotoğraf: akut.org.tr

 

“Asıl değer, afetle yaşamayı bilen bir toplum hazırlamakta”

“Bizim AKUT vakfı olarak da yapmak istediğimiz şey de bu. Afet olmadan önceki safhada verebileceğimiz kadar eğitim verip bilinçlendirmeyi arttırıp Japonya gibi afetle birlikte yaşamayı bilen bir toplum haline gelmeyi amaçlıyoruz. Asıl değer orada” ifadelerini kullanan Gökşin şöyle konuştu:

Bu çok uzun soluklu bir iş ve süreklilik istiyor. Onlarca yıl içinde oluşturulan bilgi birikimiyle depreme dayanıklı bir toplum haline gelebiliriz. Onun için harcanacak emeği de bizler vakfı olarak harcıyoruz. ama Türkiye ileride inşallah depreme daha dayanıklı bir toplum haline gelir de çok can kayıplı afetlerle karşılaşmayız.

Tüm kurtarılanların sadece yüzde 2,4’ünü ekipler kurtarıyor

Arama-kurtarma ekiplerinin depremlerde kurtardığı insan sayısının toplam kurtarılanlar içindeki oranının yüzde 2,4 olduğunun altını çizen Gökşin, “Aslında çok zor şartlar altında çok büyük işler başarıyorsunuz ama asıl kurtarmayı depremin ilk dakikalarında komşular yapıyor. Arama-kurtarma ekiplerine daha çok sonraki saatlerde enkazın daha derinine sıkışanları çıkarmak için yapılan operasyonlarda iş düşüyor. Bunun sonucu da yüzde 2,4. Dolayısıyla Japonya gibi deprem olduğunda 0'a yakın bir can kaybı oluşacak bir toplum ortaya çıkarılmalı... O zaman arama-kurtarma noktasında bu kadar fazla ihtiyaç olmayacak” dedi.

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU