The Adoration of the Mystic Lamb (Mistik Kuzu Tapınması) olarak da bilinen veya Hollandaca'da Lam Gods adıyla tanınan Gent Altar Panosu'nun tarihi geç Ortaçağ tabloları kadar zengin ve heyecan verici.
Yaklaşık 600 yıl önce Hubert ve Jan Van Eyck kardeşler tarafından tamamlandığından beri, hasar gören, yeniden bir araya getirilen, sahtesi yapılan, sansürlenen, yozlaşmış rahipler tarafından satılan, Napolyon tarafından çalınan ve daha sonra iade edilen, İkinci Dünya Savaşı sırasında Hitler’in şiddetle arzuladığı sırada defalarca çalınan tablonun büyük kısmı mucizevi şekilde Belçika’nın Gent şehrindeki Aziz Bavo Katedrali’nde muhafaza ediliyor.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Ancak tablonun gazete manşetlerini süsleme yeteneği henüz bitmiş değil. Eserin, Ekim 2012’de başlayan 2,4 milyon dolarlık (yaklaşık 14 milyon TL) restorasyonunda sona doğru yaklaşılırken, 1432’de tamamlanan tablonun esere adını veren kuzunun yüzünü de içeren bazı kısımlarının yaklaşık 100 yıl önce büyük ölçüde üzerine boya çekildiği ortaya çıktı.
Restorasyon çalışmaları kuzunun yüzünün ilk resmedildiği halini ortaya çıkararak yeniden canlılık kazandırdı, sonuçsa beklenmedikti.
Kuzuyu gerçek hayattaki gibi başının her iki tarafında da gözleri olacak şekilde biyolojik anlamda daha doğru resmetmek yerine, yeni restore edilen tablodaki kuzunun yüzü daha az gerçeğe yakın ve bazı sanat eleştirmenlerinin de belirttiği gibi daha “insansı”. Yüzün ortasında yer alan iki göz daha çok bir kedi veya insanı andırıyor. Yeni ortaya çıkarılan görüntüde ayrıca kuzunun burnu ve dudakları belirgin ölçüde daha pembe.
Restorasyondaki son aşamanın geçen yıl aralıkta tamamlanmasına rağmen, hayvanın restore edildikten öncesine ve sonrasına ait fotoğrafları Twitter’da pazartesi günü paylaşıldı. Fr A Schrenk’in (@frajds) bir paylaşımı 24 saat içerisinde 60 binden fazla beğeni alarak ses getirdi.
Uh, so apparently they restored the Ghent Altarpiece and pic.twitter.com/JljwfEZlzu
— Fʀ. A. J. D. Sᴄʜʀᴇɴᴋ (@frajds) January 20, 2020
Kuzunun yeni yüzüyse şimdilerde, Zırtapoz'un (2001 tarihli Zoolander adlı film -ed.n.) dudağını büktüğü “blue steel” bakışıyla, ciddi derecede eleştirilen Cats filmiyle, futbolcu Christiano Ronaldo’nun Madeira havalimanından kaldırılan heykeliyle ve hatta Mr Bean’de yeniden canlandırılan Whistler’s Mother tablosuyla karşılaştırılıyor.
Diğer yandan tablonun yeni hali 2012’de İspanya’daki Borja köyünde yer alan bir kilisedeki amatörce üstü boyanmış Hazreti İsa freskine de benzetildi.
Bunun Twitter’da beklendiği gibi ilgi görmesi elbette normal. Restorasyonun ardındaki süreç aslında İspanya’da ortaya çıkan dehşetle kıyaslanamaz.
Artnet News’ten gazeteciler, restorasyona uğrayan kuzunun hayvanın “insansı yüzü”nü de içerecek şekilde “şoke edici aydınlanmaya yol açtığını” söyledi.
Restorasyonu gerçekleştiren Belçika’daki Kraliyet Kültürel Miras Enstitüsü, çalışanlarının başardığı işi kutluyor.
Enstitü orijinal olmayan üstü boyanmış tablonun “16. yüzyılın ortalarında tabloyu dönemin modasına adapte etmek ve bazı yerel hasarları örtmek için değiştirildiğini” belirtti.
Enstitü açıklamasında, “Van Eyckler tarafından yapılan orijinal tablonun sadece yüzde 5 boya kaybıyla son derece iyi bir şekilde korunduğu ortaya çıktı. Bu bütün yönleriyle ortaya çıkarıldı ve eski hasar titiz rötuşlarla yenilendi” ifadelerini kullandı.
Açıklama şunlara da yer aldı:
Elde edilen sonucu ifade edecek kelimeler yok. Belirgin sarı vernik katmanlarından ve daha kaba üst boyamadan kurtulan Van Ecyklerin olağanüstü ustalığını bol bol keşfedebiliriz.
Geçen yıl aralıkta Art Newspaper tarafından sözlerine yer verilen restorasyon projesinin başkanı Helene Dubois, şunları söylemişti:
Bu boyama orijinalinin şekillerini takip ederek çok erken yapılmıştı, çok benzer pigmentlerle benzer bir yolla yaşlandırılmıştı, sanat eseri iyileştirme için ilk geldiğinde teknik dokümantasyonda bu aslında görünmüyordu. Erken dönem Hollanda resminde böyle bir şey daha önce gözlemlenmemişti.
Dubois, ortaya çıkarmanın “Herkes için, bizim için, kilise için, tüm araştırmacılar, bu projeyi izleyen uluslararası komite için şoke edici” olduğunu söylemişti.
The Independent’a konuşan sanat tarihçisi Dr. Bendor Grosvenor, tablonun ilk tamamlandığı zamana yakın şekilde bu tür eski boyamanın temizlenmesine karar vermenin akademisyenler arasında tartışmaya neden olabileceğini belirtti.
Grosvenor, şunları söyledi:
Böyle bir tabloda yeniden boyamanın, tablonun tarihsel yolculuğunun bir parçası olarak korumanız gereken bir şey olup olmadığı ya da orijinal sanatçıya hakaret sayılacak menfur bir şey olup olmadığı konusunda her zaman bir tartışma var. Mistik kuzu hadisesinde, eğer 500 yıl önce üstü boyanmışsa onu dokunmamak için epey güçlü bir argüman olduğunu düşünüyorum, özellikle modern teknolojiyle Van Eycklerin altında neyi planladığına ilişkin çok iyi bir fikir elde edebilirsiniz.
Dijital kızılötesi ve bunun gibi şeyleri kullanabilirsiniz. Bunun gibi bir vakada hem pastam dursun hem de karnım doysun demek mümkün. Eğer koyun dünyanın en büyük sanatçılarından birinin el işçiliğini geliştirebileceklerini düşünen beceriksiz bir yenileyici tarafından 1974’te eklenmiş olsaydı, sanırım ‘evet, bunu tabii ki temizlemeliyiz, daha en başta koymak saçmaydı’ diyebilirlerdi.
Gent Üniversitesi’nden Koenraad Jonckheere, “Koruma-restorasyon çalışmaları ve ilgili çoklu disiplinli araştırmalar genellikle önemli keşifleri gündeme getiriyor. Objelerin etrafında toplanan konservatörlerin, kimyagerlerin ve sanat tarihçilerinin işbirliği, bir başyapıtın nasıl yapıldığı, tarih boyunca nasıl değiştiği ve sanatçının asıl niyeti hakkında yeni bilgiler sunar” dedi.
Jonckheere, 16. yüzyılın ortalarında yoğun mat boyama katmanlarının uygulandığını söyledi.
Jonckheere, “Amaç aşınmaları, lokal hasarı ve eski restorasyonları gizlemek, başka bir deyişle sanat eserini mükemmel şekilde korunduğunu göstermekti. Bu ‘yenileme’, orijinal renklerin biraz değiştirilmesine ve şekillerin basitleştirilmiş olmasına rağmen kaplama ve mimarinin orijinal hatlarına saygı duyuyordu. Bu büyük ihtimalle Lancelot Blondeel ve Jan Van Scorel tarafından gerçekleştirildi. Gent tarihçisi Marcus Van Vaernewyck’e göre, 15 Eylül 1550’de ‘Gent’e gelerek tabloyu böylesi sevgiyle yıkamaya başlayan Blondeel ve Scorel bu değerli eseri birçok yerde temizlediler’" dedi.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news/world/europe
Independent Türkçe için çeviren: Cenk Korkmazer
© The Independent