15 Temmuz 2016’da yaşanan darbe girişiminin ardından tutuklanan eski Korgeneral Metin İyidil yargılandığı davada ağırlaştırılmış müebbet alsa da dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi tarafından beraat ettirildi.
İyidil’in beraat alması ve cezaevinden tahliye edilmesi sonrası yargıda adeta deprem yaşandı.
İtirazlar üzerine İyidil tekrar tutuklandı. Beraat kararı veren ceza dairesinin başkan ve üyeleri ise farklı yerlere tayin edildi.
Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından görev yeri değiştirilen ve hakkında inceleme başlatılan hakimlerden biri, ceza dairesinin başkanı Hulusi Gül’dü.
Çorum’a tayin edilen Gül, 15 Temmuz’dan önce Askeri Yargıtay 1. Daire Üyesi olarak görev yapıyordu.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Sıkıyönetim listelerinde tenzil-i rütbe almıştı
15 Temmuz gecesi Bursa’da darbenin başarılı olması durumunda kurulacak “Sıkıyönetim Komutanlıkları”na atanacak ve darbe sonrası kurulacak askeri mahkemeleri yönetecek isimlerin listesi bulundu. Güvenlik güçleri açısından darbe girişimini akamete uğratan “en önemli ilk delil” olarak kabul edilen bu listelerde bu gün yargıdaki tartışmaların odak noktası haline gelen Hulusi Gül’ün de ismi vardı.
Gül, 15 Temmuz darbe girişimini yöneten ve kendisine Yurtta Sulh Konseyi ismini veren cunta tarafından Askeri Yargıtay üyeliğinden alınarak daha düşük bir pozisyona görevlendiriliyordu.
Listede Gül’ün “MSB emrine atandığı” belirtildi.
Askeri Yargıtay'daki FETÖ'yü arayan soruşturmanın tanığıydı
Darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından başlatılan Olağanüstü Hal sürecinde, söz konusu listelerle yeni göreve getirilen askeri hakim ve savcılar hakkında soruşturma başlatıldı.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/85102 numarasıyla yürüttüğü bu soruşturmanın tanıklarından biri de 1995-4 sicil numarasına sahip Askeri Yargıtay üyesi Hakim Albay Hulusi Gül’dü.
Askeri yargıdaki FETÖ yapılanmasıyla ilgili geniş beyanlarda bulunan Gül şunları söyledi:
Ben öğrencilik yıllarından itibaren bazı meslektaşlarımın FETÖ yapılanması içerisinde yer aldıklarını bilmem nedeniyle bu kişilere karşı mümkün olduğu kadar mesafeli durmaya çalıştım, ayrıca zaman zaman benden istekleri olduğunda kabul etmediğim oldu. Bazen de konuşmalar sırasında kendilerine karşı görüşler ileri sürdüğüm durumlar oldu ve Askeri Yargıtay’ın üye seçimlerinde onların adaylarına destek olmadım ve hatta onların adayları aleyhine başka kişileri de bilgilendirdim. Bunlardan dolayı beni MSB emrine görevlendirdiklerini düşünüyorum.
2006’da Askeri Yargıtay’a tetkik hakim, 2011’de ise Askeri Yargıtay Savcılığına atanan Gül, 2014’te Askeri Yargıtay üyesi seçildi.
"FETÖ mensuplarının seçilmelerini engellemeye çalıştım"
İfadesinde “Üyeliğim süresinde yapılan üye seçimlerinde FETÖ mensubu veya onların desteklediklerini bildiğim adayları diğer üyelere de söyleyerek onların listeye girmelerini ve seçilmelerini engellemeye çalışıyordum” diyen Gül şöyle devam etti:
“Bu görevlerim sırasında zaman zaman AYİM Üyesi Kenan Kenan Albay kendisiyle yaptığım görüşmelerde bana, öğrencilik yıllarından veya görevim sırasında bildiğim FETÖ mensubu askeri hâkim ve savcıları soruyordu, ben de bildiklerimi ve tahmin ettiklerimi kendisine bildiriyordum. O da bu kişilerin önemli görevlere gelmelerini, üye seçilmelerini engellemeye çalışıyordu. Ben üye seçildikten kısa bir süre sonra aynı dairede görev yapan Haluk Zeybel (Eski Askeri Yargıtay üyesi - Independent Türkçe) kendi odasında konuşurken bana ‘Sen Kenan Albaya gidip hakim ve savcıların profilleri hakkında bilgi mi veriyorsun? Öyleyse artık benim seninle işim bitti’ demişti. O tarihlerde Kenan Albayın odasının dinleniyor olabileceği konuşuluyordu ve bundan şüpheleniyorduk."
Gül bu soruşturmada 8 sayfa ifade verdi. İfadesinde çok sayıda isim ve olay anlattı.
Hakimler Savcılar Kurulu’nun 28 Temmuz 2017’de yayınladığı 1036 sayılı kararnameyle Ankara Bölge Adliye Mahkemesi’ne atandı.
Akrabanın e-postası
Başında olduğu ceza dairesinin İyidil hakkında verdiği karar sonrası hakkındaki FETÖ iddiaları da ortaya atılmaya başladı.
Oda TV, 2015 yılında Genelkurmay Özel Kalem’e bir e-posta geldiğini yazdı. Bu e-postada Hulusi Gül’ün akrabası olduğunu iddia ettiği “gerçek veya sahte” bir isim, Gül’ün FETÖ üyesi olduğunu iddia ettiğini yazdı.
İddiaya göre e-postada “Yargıtay'a seçilmesinde de hep abilerinin yardımı ve etkisi oldu. Yargıtay'a seçildikten sonra ise kendisine kolay kolay zarar verilemeyeceğini düşünerek, daha rahat yaşamaya başladı. Çocuklarının ikisini de kreşten itibaren Ankara Sincan'daki paralel koleje gönderdi. Bu konuları kendisiyle birkaç defa görüşmeme rağmen hala çocuklarını almamıştır” deniliyordu.
İddia edilen rapor: Mahiyeti belirlenemeyen iltisakının olduğu...
Aynı mecrada Gül hakkında bir MİT raporu olduğu da öne sürülüyor.
Mart 2017’de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildiği belirtilen raporda Gül hakkında şu ifadelerin yer aldığı iddia ediliyor:
Kendisi: FETÖ/PDY çatı yapılanması içerisinde faaliyet gösteren M. Ç. isimli şahısla 17.12.2007 tarihinde mahiyeti belirlenemeyen iltisakının bulunduğu. FETÖ/PDY tarafından mahrem hizmetler alarak adlandırılan askeri personel sorumlularından E.T., H.Z. ve M.K. isimli şahıslarla 8.12.2008-5.2.2016 tarihleri arasında mahiyeti belirlenemeyen iltisakının bulunduğu...
Gül hakkında tutulduğu iddia edilen bu rapor Ankara Başsavcılığı’na gönderildiği süreçte Gül aynı başsavcılığın yürüttüğü bir soruşturmada tanıklık yapıyordu.
© The Independentturkish