Yerel basında çıkan haberlere göre Hong Kong polisi, protestoculardan ele geçirilen 3 bin 700'den fazla cep telefonunu hackledi.
Söz konusu cihazlar, haziranda açıklanan iade yasasının yol açtığı hükümet karşıtı protestoların ilk 5 ayında ele geçirildi. Tasarı, Hong Kong'da suç şüphesi taşıyan kişilerin Çin anakarasında yargılanmasına olanak sağlayacaktı ve bu düzenlemenin "bir ülke, iki sistem" politikasını büyük çapta aşındıracağı düşünülüyordu.
Tasarının eylül ayında iptal edilmesine rağmen protestocular taleplerini demokrasi ve polisin hesap vermesi yönünde artırarak sokaklara dökülmeye devam etti. Hong Kong Özel İdari Bölge Baş Yöneticisi Carrie Lam, Çin'e boyun eğdiği gerekçesiyle yoğun tepkilerle karşılaşırken, polis ekipleri ve aktivistler arasındaki çatışmalar giderek şiddetlendi.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Arama emri çıkardıktan sonra polisin tüm telefonlara el koyduğunu söyleyen Güvenlik Sekreteri John Lee Ka-chiu, zorla içeri girme eyleminin yetkiyi kötüye kullanmaya yol açabileceğine dair endişeleri görmezden geldi.
South China Morning Post'un haberine göre Yasama Konseyi'ne çarşamba günü yaptığı açıklamada Lee, Haziran-Kasım 2019 döneminde polisin bin 429 vakaya dair cep telefonlarını delil olarak kullandığını söyledi.
Lee, "Bu vakalar arasında, tutuklanan kişilere veya şüphelilere ait 3 bin 721 cep telefonuyla ilişkili olanlar da bulunuyor ve ilgili vakaların hepsi mahkeme tarafından çıkarılan arama emirleriyle işlemden geçiriliyor" dedi.
Güvenlik Sekreteri, telefonlara el koymanın protesto ederken tutuklananlara uygulanan özel bir taktik olmadığını, alışılagelmiş bir uygulama olduğunu iddia etti.
Lee, "(Kolluk kuvvetleri) sorumluluklarını yerine getirirken ilgili mevzuatın verdiği arama ve el koyma yetkilerini kullanabilir, cep telefonları ve diğer benzer cihazlar da dahil olmak üzere suç şüphesi taşıyan durumlara dair çeşitli nesnelere el koyabilir ve onları inceleyebilir" dedi.
Polisin eylemlerini savunan Lee, memurların tutuklu bir kişinin cep telefonuna el koyabileceğine ancak acil olmayan bir durumda telefon içeriklerini incelemek için arama emri gerekeceğine hükmeden 2017 tarihli bir davaya atıfta bulundu.
Ancak aktivistler, polisin telefonlarını hacklediğini ve içerikleri kendilerine karşı kanıt olarak kullandığına dair endişelerini dile getirdi.
Joshua Wong davasında polis, 30 Ağustos'ta tutuklanan Wong'un cep telefonunda yer alan daha önceki bir protestoyla bağlantılı mesajların içeriğini kanıt olarak sundu.
1/ Arrested on August 30, my phone was seized by #hkpolice. The phone can only be unlocked with passwords. Before court resumed yesterday, I have NEVER provided any passwords to #police, nor received any notice nor warrant for a search of my mobile device.
— Joshua Wong 黃之鋒 (@joshuawongcf) December 19, 2019
Twitter'dan yaptığı açıklamada Wong, polisin telefonuna el koyduğunu ve şifre olmasına rağmen, cihazından gönderilmiş 4 mesajı kanıt olarak kullandığını iddia etti.
Wong, şifrelerini polise "asla" vermediğini öne sürüyor ve yetkililerin "devlet destekli hackleme yardımıyla" telefonuna erişim sağladığını düşünüyor.
Aktivist, Twitter'da "Tıpkı Çin'in Uygurları hedef almak için iPhone ve Android cihazları hacklemesi gibi polisin (Hong Kongluların) mobil cihazlarını hacklemeye başlaması büsbütün endişe verici" diye yazdı.
Wong, böyle bir aramanın meşruiyeti konusundaki şüphelerini dile getirdi ve Hong Konglulara siber güvenliklerini güçlendirme çağrısı yaptı.
Lee ise polisin şüphelilerin telefon kilidini açmak için casus yazılım kullanıp kullanmadığı konusunda yorum yapmayı reddetti.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
https://www.independent.co.uk/news
Independent Türkçe için çeviren: Ata Türkoğlu
© The Independent