Ölüm ile göç tercihi arasında kalan 264 bin sivil, Kasım 2019’un başından bu yana İdlib’in kuzeyine Türkiye-Suriye sınırına yakın Afrin ve Azez’e göç etti.
2011'de iç savaşın başlamasından önce 1,5 milyon Suriyelinin yaşadığı İdlib kentinin nüfusu, Suriye rejimi ve Rusya'nın saldırılarıyla muhaliflerin topraklarını kaybetmesi üzerine nüfusu 4 milyona ulaştı.
Suriye rejimi ve Rusya'nın İdlib’in güneydoğusundaki bölgelere yönelik düzenlediği bombardıman nedeniyle İdliblilerin Türkiye sınırındaki güvenli bölgelere göçü devam etti.
Son 10 günde 130 binden fazla sivilin İdlib'den göç etmek zorunda kaldığı belirtildi.
İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı’nın verilerine göre, "Soçi Mutabakatı" kapsamında “Gerginliği Azaltma Bölgesi” olarak ilan edilen İdlib ve çevresinde, rejim ile müttefiklerinin saldırısında son 2 ayda 200’den fazla öldü.
Son bir yılda bin 500 sivil hayatını kaybetti
2019 yılının başından bu yana yapılan hava ve kara saldırılarında ise en az bin 500 sivil hayatını kaybetti.
Saldırılar özellikle İdlib şehir merkezi, Maaret-el Numan, Serakip, Cisr-Şuğur ve çevre bölgelerindeki sivil yerleşim yerlerine düzenlendi.
Yaşanan çatışmalar sonucu son 20 gün içerisinde İdlib’in güneydoğu kırsalında 60’ın üzerinde köy-kasaba-belde yerleşimi Esad rejimi ve müttefiklerinin kontrolüne geçti.
Bölgenin rejimin kontrolüne geçmesinden dolayı Maaret El Numan, Serakip ve Cercenaz ile çevre bölgelerinde yaşayan çok sayıda sivil göç yoluna düştü.
1 milyon 277 bin sivil göç etmek zorunda kaldı
Eylül 2018’de Soçi Mutabakatı’nın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana İdlib’in güney kırsalından 1 milyon 277 bin sivil, Türkiye-Suriye sınırının bulunduğu kuzey bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Canlarını kurtarma pahasına evlerini terk etmek zorunda bırakılan ve Türkiye sınırına yakın olan bölgelere göç eden İdliblilerin zorlu göçü ve yaşamları havaların soğuması ve yağmurla beraber daha da zorlaştı.
Çocukların soğuklardan daha çabuk etkilendiği çadır kentlerde bazılarının üzerinde yazlık elbiseler ve terlik olması Suriyelilerin ne denli zor şartlar altına yaşadığını gösteriyor. Ayrıca kamplarda kalan çocuklarda “Halep” ya da “Şark” çıbanı olarak bilinen hastalık baş gösterdi.
“Son 15 günde 56 tır yardım ulaştırıldı”
İdlibliler, İHH başta olmak üzere bölgedeki yardım kuruluşlarının ve hayırseverlerin desteği ile hayata tutunmaya çalışıyor.
Yaptıkları çalışmalar ile ilgili Independent Türkçe’ye bilgi veren İHH Suriye Çalışmaları Medya Sorumlusu Selim Tosun, son 15 günde bin 400 tondan oluşan 56 tır dolusu insani yardımın göçmenlere ulaştırıldığını söyledi.
Yardımın gıda kolisi, hijyen paketi, çadır ve çadır içi mefruşatı, battaniye, çizme, mont, soba ve yakacak gibi malzemelerden oluştuğunu kaydeden Tosun, geldikleri yerlerde sığınacak yer bulamayanlar için İdlib şehir merkezine 15 kilometre mesafedeki Harbenus bölgesinde ilaveten 200 çadır kurduklarını kaydetti.
Halen sığınacak bir yer bulamayan ve donma tehlikesiyle karşı karşıya kalan binlerce ailenin bulunduğunu ifade eden Tosun, “İkinci bir kamp alanının kurulumu için çalışmalar başlatıldı. En kısa zamanda 300 aile daha kurulan çadırlara yerleştirilecek. Ailelerin en azından bir ev ortamında yaşamlarını sürdürebilmeleri için Suriye-Türkiye sınırına yakın bir konumda briketten oda inşasına başlandı. İvedi bir şekilde odaların inşaatı tamamlanarak aileler yerleştirilecek” dedi.
Ailelerin ihtiyaçlarının giderilmesi için bölgeye acil insani yardım malzemelerinin ulaştırılması gerektiğini aktaran Tosun, ihtiyaç duyulan malzeme listesini ise şöyle sıraladı:
“Bombalardan kaçan on binlerce sivil vicdan sahiplerinin desteklerini bekliyor. Acil olarak mat, halı, hasır, soba, yakacak, mutfak seti, un, su, konserve, gıda kolisi, bebek kolisi, hijyen paketi, yaralı ihtiyaç çantası, battaniye, sünger yatak ve her yaş için kışlık mont ve çizme.”
“Salgın hastalığı önlemek için siviller sağlık taramasından geçmeli”
Tosun, kış mevsiminin zorlu yaşam koşullarının ardından şimdide özellikle çocuklarda Halep çıbanı olarak adlandırılan halk dilinde Şark çıbanı olarak bilinen hastalığın baş gösterdiğini ifade etti.
Göç yolunda birçok çocukta söz konusu hastalığın meydana geldiğini kaydeden Tosun, “Tıp dilinde leishmaniasis hastalığı olarak biliniyor. Şark çıbanı olarak da bilinen Halep çıbanı ölümcül değil ama müdahale edilmezse farklı rahatsızlıklara sebebiyet verebilir. Bu nedenle herhangi bir salgın hastalığı önleme adına göç eden sivillerin sağlık taramasından geçirilmesi gerekiyor” şeklinde konuştu.
© The Independentturkish