Libya'daki Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne (UMH) yakın Devlet Yüksek Konseyi Başkanı Halid el-Mişri, Türkiye'den yardım taleplerini haklı olduğunu savundu.
Mişri, 29 Aralık’ta bir televizyon kanalına yaptığı açıklamada, Hafter güçlerine bağlı Libya Ulusal Ordusu'nu kastederek, "Karşı taraf, bizi Türkiye’ye başvurmaya mecbur eden taraftır. Trablus’u, Sirte’yi, Misrata’yı ve Zaviye’yi savunabiliriz. Türkiye’den sahada bir denge kurmasını istiyoruz" ifadelerini kullandı.
Mişri, "Türkiye’yi bizim yerimize savaşmaya çağırmıyoruz. Diğer başka ülkelerden yardım istedikten sonra Türkiye’ye yöneldik. Dünya ülkeleri, hareket etmedi ve bizi, yalnızca meşruiyeti yerleştirebilecek bir devletle etkileşime geçtiğimizde dinledi. Sorumluluklarını, uluslararası toplumun önüne koyuyoruz. Tamamen meşruyuz" dedi.
Aynı şekilde Serrac hükümeti Dışişleri Bakanı Muhammed Seyyale de Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne (BMGK) ve Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) iki mektup göndererek, Hafter ile mücadele etme çağrısında bulundu.
Seyyale, hükümetinin, Hafter’in sivillere karşı işlediği suçlar ve ülkedeki kamu tesislerinin yok edilmesi karşısında Konsey’in tepkisizliğini anlamadığını ifade etti.
Diğer taraftan Serrac hükümeti, sosyal paylaşım sitelerinde yayınlanan ve başkent Trablus’un güneyinde kendisine bağlı bir karargahta Türkiye’ye mensup savaşları gösteren videoların gerçek olmadığını savundu.
Hükümet, medya merkezi tarafından yayınlanan bir bildiride, "Yerel ve uluslararası haber kanalları tarafından videolar incelendi ve görüntülerin, Suriye’nin İdlib şehrinden kaydedildiği tespit edildi" denildi.
Bildiride, bu yalanların ve diğer söylentilerin yayılmasına katkı sağlayan herkesin yargılanacağına da dikkati çekildi. Libya yerel basını ise, başkent Trablus’un güneyinde Serrac hükümetine bağlı bir kampta Türkiye’ye mensup savaşçıların göründüğü bir görüntü yayınladı.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.