Bilim insanları bugün yaşanan iklim krizinin başlıca sebebinin insan faaliyetlerinden kaynaklandığı konusunda uzlaşıyor ancak biz bu problemleri yanlışlıkla ortaya çıkarmadan önce benzer süreçler pek çok koşulda gerçekleşti.
Bir göktaşının çarpması sonrasında dinozorların neslinin tükendiği zaman gezegenin durumunu inceleyen araştırmacılar, okyanuslardaki karbon seviyesinin hızlı artışı nedeniyle Dünya'nın halihazırda istikrarsız olduğuna dair kanıtlara ulaştıklarını ifade ediyor.
Northwestern Üniversitesi'nden araştırmacıların öncülüğünü yaptığı yeni çalışma, Kretase-Tersiyer kitlesel yok oluşu dönemine tarihlenen fosilleşmiş deniztarağı ve salyangoz kabuklarındaki kalsiyum izotoplarının bileşimini ölçerek bir ilke imza attı.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Araştırmacılar, kitlesel yok oluş yaklaşırken okyanustaki karbon seviyesinin artışının bir sonucu olarak bu kabuklarda kimyasal kayma gerçekleştiğini ortaya koydu.
Karbon artışına muhtemelen kalıntıları bugünkü Hindistan'da katılaşmış bazalttan oluşan, yaklaşık 500 bin kilometrelik bir alan kaplayan ve geçmişte Dünya üzerindeki en büyük volkanik faaliyetlerden birini göstermiş Deccan Traps'teki uzun süreli püskürmeler neden oldu.
Göktaşı çarpmadan önceki süreçte Deccan Kapanları'ndan devasa miktardaki karbondioksit (CO2) atmosfere püskürdü. CO2 yoğunluğunun artması okyanusları asitlendirdi ve sularda yaşayan canlıları doğrudan etkiledi.
Araştırma makalesinin başyazarı Benjamin Linzmeier şunları ifade etti: "Verilerimiz çevrenin göktaşı çarpmasından önce değişmekte olduğunu gösteriyor." "Bu değişimler Deccan Kapanları'nın püskürmesiyle ilişkili gibi gözüküyor."
Makalenin kıdemli yazarı Andrew D. Jacobson da şunları söyledi:
Dünya büyük kitlesel yok oluş olayından önce açık bir biçimde stres içindeydi. Göktaşı çarpması daha önce var olan karbon döngüsü istikrarsızlığıyla aynı zamana rastlıyor. Ancak bu, dinozorların soyunun tükenmesine aslında neyin neden olduğuyla ilgili cevaplara ulaştığımız anlamına gelmiyor.
Yeni çalışma hakemli bilimsel yayını Geology'inin bu ayın sonunda çıkacak Ocak 2020 sayısında yayımlanacak.
Deccan Kapanları püskürmelerinin kitlesel yok oluş olayı üzerindeki olası etkileri önceki bazı araştırmaların da konusu olmuştu ancak bunların çoğunda çökelti birikimleri incelenmiş ve farklı kimyasal iz maddeleri kullanılmıştı.
Belirli fosilleşmiş canlılara odaklanan araştırmacılar, okyanus kimyasının daha kesin ve yüksek çözünürlükteki kayıtlarına erişti.
Dr. Linzmeier şöyle açıklıyor: "Kabuklar hızlı büyür ve suyun kimyasına göre değişir. Böylesi çok kısa bir zaman dilimi yaşadıkları için her bir kabuk okyanus kimyasının kısa ve korunmuş bir anlık görüntüdür."
Deniz kabuklarının yapısının büyük kısmını tebeşirde, kireçte ve bazı antiasit tabletlerde de bulunan kalsiyum karbonat adlı mineral oluşturur. Sudaki karbondioksit, kalsiyum karbonatı eritir. Kabukların oluşumu sırasında karbondioksit miktarı onları tamamen eritmese bile kabukların bileşimini etkiliyor.
Araştırmacılar bu çalışmayı gerçekleştirmek için Antarktika'daki Seymour Adası'nın batı kısmındaki iyi korunmuş, çok sayıda fosil içeren Lopez de Bertodano Formasyonu'ndan toplanmış kabukları inceledi. Ekip, Jacobson'un Northwestern Üniversitesi'ndeki laboratuarında geliştirilen son teknoloji yöntemiyle kabuklardaki kalsiyum izotoplarının bileşimini analiz etti. Bu yöntem kalsiyumu diğer pek çok elementten ayırmak için kabukların çözülmesini ve ardından bir kütle spektrometresiyle analiz edilmesini içeriyor.
Jacobson şunları söyledi:
Kalsiyum izotoplarının varyasyonlarını yüksek kesinlikle ölçebiliyoruz." "Bu izotop varyasyonları neler yaşandığını anlamamıza yardım eden parmak izlerine benziyor.
Ekip bu yöntemi kullanarak şaşırtıcı bilgilere ulaştı.
Dr. Linzmeier şunları ifade etti: "Kabuklarda bir takım değişiklikler görmeyi bekliyorduk ancak bu değişimlerin ne kadar hızlı gerçekleştiğini görünce şaşırdık. Ayrıca yok oluş döneminin kendisiyle ilişkili daha fazla değişiklik görmemek de bizi şaşırttı."
Araştırmacılar Dünya'nın geçmişteki aşırı ısınmalara ve karbondioksit artışına nasıl tepki verdiğini anlamanın,mevcut insan kaynaklı iklim değişikliğine gezegenin vereceği yanıta hazırlanmamıza yardım edebileceğini söyledi.
Profesör Jacobson şunları dile getirdi:
Tarihi okyanus asitlenmesi olaylarının bir noktaya kadar insan kaynaklı karbondioksit salımıyla birlikte neler yaşandığının iyi bir analojisi olduğunu düşünüyoruz. Belki de bu çalışmayı gelecekte neler olabileceğini daha iyi tahmin etmek için bir araç olarak kullanabiliriz. Kayaç kayıtlarını görmezden gelemeyiz. Dünya'nın sistemi büyük ve hızlı karbondioksit eklenmesine karşı hassas. Mevcut salımların çevresel sonuçları olacak.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.
Independent Türkçe için çeviren: Umut Can Yıldız
© The Independent