Guardian gazetesinin yürüttüğü ve “Nefret fabrikasının içyüzü: Facebook aşırı sağ kazancı nasıl körüklüyor?” başlığıyla duyurduğu özel araştırma, İsrail merkezli gizli bir ağın komplo kurarak aşırı sağcı hesaplar üzerinden nefret söyleminin ve İslamofobinin yayılmasına hizmet ettiğini ortaya koydu.
Gizli ağ içindeki kullanıcıların dünyanın başka yerlerinde aşırı sağcı görüşler yayan Facebook sayfalarına “editör” olma talebi gibi sahte bir gerekçeyle sızdığı, sürecin bundan sonrasında hazırlanan yalan haberler ve içeriklerin ilgili sayfalar üzerinden yüz binlerce kişiye ulaştırıldığı anlaşıldı.
Amerika’yı Birinci Yapmak (Making America 1st) isimli Donald Trump yanlısı Facebook sayfası bulunan New Yorklu Ron Devito, İsrail merkezli oluşumun hedefindeki site sahiplerinden yalnızca biri.
fazla oku
Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)
Kendisini “iyi bir editör” olarak tanıtan ve site içeriğini geliştirerek sayfanın beğeni sayısını artırmak istediğini söyleyen Tehila adlı kişiden mesaj alan Devito, muhatabına bir şans verdi ve sonrasında süreç karşı tarafın propagandasına dönüştü.
Gazetenin yaptığı inceleme, Tehila gibi kişilerden gelen bu tür mesajların, aralarında bir terör örgütünün de olduğu bazı aşırı sağcı sayfaları kontrol altına almak ve İslamofobik nefret üzerinden kazanç elde etmek için başlatılan “ticari” bir girişimin parçası olduğunu gün yüzüne çıkardı.
Facebook’ta 21 sayfaya sızan grup, haftada binden fazla yalan haber paylaşıp 1 milyondan fazla kişiye ulaştı. Bu paylaşımların hedeflediği nefret ve İslam karşıtı düşmanlık, Batılı ülkelerde yayıldı, Avustralya, Kanada, Birleşik Krallık ve ABD gibi ülkelerde siyasete de nüfuz etti.
Manipülatif ve sahte paylaşımlar Avustralya’da aşırı sağcı Tek Ulus hareketi gibi ırkçı partiler tarafından güçlendirildi, Londra Belediye Başkanı Sadık Han, ABD Kongresi’nin ilk Müslüman üyeleri İlhan Ömer ve Rashida Tlaib’in yanı sıra Avustralyalı Mehreen Faruqi gibi önde gelen siyasetçilere karşı iftira ve linç kampanyalarına “yakıt” oldu.
Nefret ve yalan haber kampanyası yürüten ağın haberleri her ne kadar “sahte” olsa da gerçek hayatta ciddi sonuçlara yol açtı.
New York’tan Trump destekçisi bir kişi mart ayında Minnesotalı Demokrat Kongre üyesi İlhan Ömer’i hedef aldı.
Ömer’i “terörist” olmakla suçlayan kişi, “Birileri onun kafasına kurşun sıkmalı” tehdidinde bulundu. Diğer taraftan birbirinin aynı paylaşımlar yapan Facebook sayfaları Ömer’e karşı saldırıya geçti.
Yalnızca Müslümanlar hedefte değil
"Nefret fabrikası" yalnızca Müslüman politikacıları hedef almadı, diğer ülkelerin ulusal seçim kampanyalarında solcu siyasetçilere karşı da karalama kampanyası yürütüldü.
Oluşum, Birleşik Krallık’ta bir süredir antisemitizme göz yummakla suçlanan İşçi Partisi Başkanı Jeremy Corbyn’in Yahudiler için “küresel terörün kaynağı” dediği gibi yalan haberler üretti; Kanada Başbakanı Justin Trudeau’yu “IŞİD mensuplarının Kanada’yı istila etmesine izin vermekle” itham etti.
Zuckerberg’in “özrü” mağduriyeti bitirmedi
Facebook’ta kök salan grubun örtülü icraatları, sosyal medya devinin, bazı üyelerinin bu platformu nefret ve yanlış bilgi yaymak için kullanmasını engellemede başarısız olduğunu da gösterdi.
Veri analiz şirketi Cambridge Analytica’nın 50 milyon kullanıcının gizli bilgilerine ulaştığı ve bunları ABD’de 2016’da yapılan başkanlık seçimleri ve Brexit referandumunda seçmen tercihlerini etkilemek için kullandığı iddiası Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’i zor durumda bırakmıştı.
Kişisel verilerin mahremiyetinin ihlali anlamına gelen skandal nedeniyle ilk kez geçen yıl nisan ayında ABD Kongresi’nde ifade veren Zuckerberg, kullanıcı bilgilerinin izinsiz paylaşılması nedeniyle hata yaptığını kabul ederek özür dilemişti.
Ne var ki Guardian yürüttüğü araştırma konusunda Facebook’u bilgilendirdiğinde firma “görünüşte mali destekli” bazı sayfaları ve hesapları kaldırdı.
Facebook sözcüsü, “Bu sayfalar ve hesaplar, kişileri platform dışı sitelere yönlendirmek için tık getiren içerikler yayımlayarak spam ve sahte hesaplara karşı politikamızı ihlal etti. Kişilerin Facebook'ta kendilerini yanlış tanıtmasına izin vermiyoruz ve yeni taktiklere karşı koyma kabiliyetimizi daha da geliştirmek için sahte davranışlara dair politikamızı güncelledik” dedi.
Ancak bu, gizli ağın bazı kurbanları için geç kalınmış bir adım oldu.
Avustralya’nın ilk Müslüman senatör Faruqi, geçen yıl ağustos ayında nefret propagandasını ağır derecede hissetti.
Ağa bağlı 10 sayfa 550 bine yakın takipçisini harekete geçirmek için, parlamentoda ırkçılık karşıtı konuşmalar yapan Faruqi hakkında eşgüdümlü saldırıya geçti.
“Irkçılık, nefret ve yalan haber çılgınlığıyla” suçlanan Faruqi hakkında “burka giysin”, “çenesini kapasın” ve “vatandaşlıktan çıkarılıp sınır dışı edilsin” gibi nefret dolu paylaşımlar hızla yayıldı.
“Kar getiriyor diye bu işleri engellemediler”
Söz konusu ağın “yeni bir aşırı sağ örgüt ve koordinasyonu” temsil ettiğini söyleyen Faruqi, sosyal medya firmalarını suçladı:
Facebook gibi sosyal medya devleri, ırkçı ve yanıltıcı paylaşımlara izin vererek nefret söylemi ve suistimalin yayılmasından kazanç elde ediyor. Facebook daha fazlasını yapabilir ve bu sayfaları kapatabilirdi ancak erişim ve etkileşimlerden kar elde etmeye devam ettikleri sürece kararlı eylemlerde bulunmakla ilgilenmiyor gibiler.
Deşifre edilen gizli ağ nasıl çalışıyor?
Arkasında İsrail merkezli yöneticilerin olduğu belirtilen sistemde her şey tek bir paylaşımla başlıyor, genelde dikkat çeken başlıklarla kullanıcıların ilgisi harekete geçiriliyor.
Örneğin Müslümanlar için “şeriat isteyen teröristler, çocuk tacizcileri” gibi ifadeler kullanılarak yalan haberler hazırlanıyor. Sonra bu paylaşım, ağın 21 Facebook sayfasında neredeyse eşzamanlı iletiliyor. Neticede bu nefret söylemi ve yalan haber aynı anda küresel çapta 1 milyonu aşkın kişiye ulaşıyor.
While I was attacked, Facebook profited.
— Mehreen Faruqi (@MehreenFaruqi) December 5, 2019
This piece reveals a disturbing new level of far right coordination which platforms Islamophobia, division and hatred towards Muslims and directs it at individuals like myself and @IlhanMN. https://t.co/Jaiv1UpuAO
Gizli ağ yalnızca Ekim 2019’da eşgüdümlü 5 bin 695 paylaşım yaparak en üst noktaya vardı. Bu iletiler bir ayda yaklaşık 847 bin beğeni, paylaşım ya da yorum aldı.
Toplamdaysa en az 165 bin paylaşım yapıldı, 14,3 milyon beğeni, paylaşım ya da yorum geldi. Nefret söyleminin yer aldığı paylaşımları kuvvetlendiren gruplar arasında, Avrupa Birliği (AB) ve göçmen karşıtlığıyla tanınan Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi (UKIP) de yer aldı.
Dijital medya analizlerinin sonucu: Bu tek bir oluşum
Bu arada Guardian araştırması için Queensland Teknoloji Üniversitesi’nden (QUT) dijital medya uzmanlarıyla da temasa geçti. Uzmanların yaptığı analiz, tıpatıp uyuşan içeriklere sahip 21 Facebook sayfasının tek bir oluşum tarafından koordine edildiğini gösterdi.
QUT’tan Profesör Axel Bruns ve ekibi, gizli ağın arkasındaki itici gücün ticari olduğunu; nefret, bölünme ve siyasi nüfuzun kar arayışında ikincil unsurlar olabileceğini söyledi.
2018’den bu yana büyüdü
Öte yandan habere göre oluşum her zaman bu kadar büyük değildi.
Eşgüdümlü içerik paylaşımı İsrail ve ABD’de bir avuç sayfayla 2016’da başladı. Ağ, 2018’den sonraysa Avustralya, Avusturya, Kanada, ABD ve Birleşik Krallık’ta zaten var olan Facebook sayfalarına erişerek büyüdü, içlerinde Yahudi Savunma Ligi gibi FBI’ın terör eylemlerinde bulunduğunu belirttiği aşırı sağcı gruplara kadar ulaştı.
Kilit isim: Ariel1238a
Gazetenin araştırması, “Ariel1238a” kullanıcı adına sahip bir kişinin ağın kilit aktörü olduğunu da gösterdi.
İşe Aralık 2017’de “Sitemden para kazanmak için daha fazla yol arıyorum” gibi sıradan bir iletiyle başlayan kullanıcının izini süren Guardian, bu kişinin Tel Aviv yakınlarında yaşayan Ariel Elkaras isimli bir mücevher satıcısı olduğunu iddia etti.
Gazetenin Elkaras’la irtibata geçmesi sonrası ağa dahil web sitelerinden bazıları ya kapatıldı ya da paylaşımlarından önemli kısmı silindi. Facebook profilinde halka açık paylaşımları kaldırdığı görülen Elkaras ise hakkındaki iddiaları yalanladı.
The Guardian
Independent Türkçe için derleyen: Elvide Demirkol