Üç tehdidi ortadan kaldırmak için İsrail'de sürekli güvenlik toplantıları yapılıyor

"Sabotajcılar ve memurları", İsrail Güvenlik Kabinesi tarafından türetilen bir güvenlik terimi. Taraflar ise tercüme konusunda farklı görüşteler

İsrailli siyasi, askeri ve güvenlik liderleri alarmda / Fotoğraf: AFP

İsrail'deki koridorlar, Batı Şeria'da yeniden alevlenen güvenlik durumu ve buna bağlı olarak kuzeyde Hizbullah ile ortaya çıkabilecek gerilimlerle başa çıkmanın yollarını tartışmak üzere yoğun güvenlik toplantılarına sahne oluyor.

Bu gelişmeler, siyasi, askeri ve güvenlik liderlerini alarma geçirdi, hatta bir tedirginlik ve gerginlik durumuna soktu.

Söz konusu durum, İsrail Güvenlik Kabinesi'nin 22 Ağustos Salı günü yaptığı toplantıya da yansıdı.

Batı Şeria'da artan güvenlik önlemleriyle nasıl başa çıkılacağı ve Hizbullah'ın sahadaki hareketlerinin göz ardı edilmemesi konusunda iç tartışmalar ortaya çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İsrail'in, Batı Şeria'da yaşanan olaylarla birlikte kuzey sınırında Hizbullah varlığının artacağı yönündeki endişesi ve önümüzdeki dönemde askerin artan gerilimin devam edeceği yönündeki beklentileri artıyor.

Kabinedeki aşırı sağcı bakanlar, tepkinin sert olmasını ve gerekirse Kudüs ve Batı Şeria'daki, hatta Gazze'ye kadar uzanan Filistin örgütlerini de kapsamasını talep etti.

Kabine, Başbakan Binyamin Netanyahu ve Savunma Bakanı Yaov Gallant'a, bakanların 'sabotajcılar ve memurları' olarak adlandırdığı kişilerin takibiyle ilgili her türlü kararı alma yetkisi vermeye karar verdi.

Bunun üzerine sözlü tartışmalar yaşandı ve İsrail Ulusal Güvenlik Bakanı Itamar Ben Gvir, karara karşı çıktı.

Ben Gvir ayrıca, askeri ve güvenlik görevlilerinin Batı Şeria'daki durumun yansımaları ve tehlikeli bir şekilde tırmanmasına ilişkin sunduğu raporları dikkate almayı da reddetti.

Bu da Batı Şeria, Kuzey kesimler (Lübnan ile Suriye) ve Gazze Şeridi olmak üzere üç cephede çatışmalara yol açabilir.


Yerleşimci şiddeti

Kabinenin Salı günkü toplantısında tartıştığı güvenlik raporlarına göre yetkililer, 'yerleşimci şiddetinin' Batı Şeria'daki durumu alevlendirmeye katkıda bulunduğunu düşünüyor.

Bu, Savunma Bakanı Yaov Gallant'ın toplantıda özelikle üzerinde durarak uyarıda bulunduğu bir konu.

Söz konusu durum, kendisi ile yerleşimcilerin faaliyetlerine herhangi bir kısıtlama getirilmesini reddeden ve onları korumak için çalışmaların yoğunlaştırılmasını talep eden Ben Gvir arasında gerginliğe ve karşılıklı suçlamalara yol açtı.

Gallant, dikkatli olunması ve yerleşimci şiddetinin devamının önlenmesi çağrısında bulundu.

Bugünkü durumun farklı olduğuna dikkati çeken Gallant, durumun ciddiyetinin yanı sıra, yerleşimcilerin sayısının da giderek arttığını, eskiden onlarca, bugün ise yüzlerce olduğunu ifade etti.

Gallant'ın söylemlerine karşın Ben Gvir şu ifadeleri kullandı:

Kendimi kurgusal bir filmin içinde gibi hissediyorum. Sürekli sürtüşme tehlikesinden ve ulusal suç tehlikesinden bahsediyorsunuz. Siz deli misiniz? Bazen İsviçre'de olduğumuzu düşünmeye başlıyorum ve tek sorunumuz da bu. Burada, bu topraklarda terör konuşuluyor. Pratik önlemler almamız lazım, biz terörle mücadele ediyoruz.


Ben Gvir, hapishanelerdeki mahkumlara yönelik prosedürlerin sıkılaştırılması, onların en ufak haklardan dahi mahrum bırakılması ve çeşitli Filistinli grupların mahkûmlarla aralarındaki iletişimin engellenmesi de dahil olmak üzere Filistinlilere daha sert bir tepki verilmesi çağrısında bulundu.


Nitelikli operasyonlar

Salı günü güvenlik ve askeri yetkililer tarafından sunulan raporlar, İsrail kasabaları ve yerleşim birimleri içinde İsraillileri veya askerlerini hedef alan operasyonlar gerçekleştirme girişimlerinde artış olduğunu gösteriyor.

İsrail'in tahminlerine göre önümüzdeki dönem, Hawara ve Kiryat Arba operasyonları gibi Filistin'e özgü operasyonların artan bir dalgasına tanık olacak.

Böyle bir duruma hazırlık olarak İsrail ordusu, Batı Şeria'da son 15 yılın en yüksek askeri birlik sayısı olan 23 taburla operasyonlara karşı koymaya çalışıyor.

Gallant, kabinede güvenlik durumunun çeşitli cephelerdeki ciddiyetini dile getirerek İran ve Hizbullah'a yönelik tehdidini artırdı.

Gallant'ın konuşması, toplantının sona ermesinin ardından Başbakanlık tarafından yapılan açıklamada, Batı Şeria'daki saldırıların failleri ve onların memurlarının takip edilmesi için Ulusal Güvenlik Bakanı'na verdiği yetkiye ilişkin olarak neler söylendiği konusunda tartışma yarattı.

Bazıları, Gallant'ın konuşmasının, Filistin örgütlerinin liderlerinin yanı sıra İran ve Hizbullah'ı da kapsadığını gördükleri için 'memurları' kelimesinin içerdiği şeyin bir tercümesi olduğunu düşündüler.

Bu bağlamda güvenlik yetkilileri, İsrail'e aynı anda birden fazla cepheden ateş açacak aceleci kararlar alınmaması konusunda uyarıda bulundu.

O dönemde Batı Şeria'daki güvenlik durumunu değerlendirmek üzere toplantılara katılan güvenlik liderlerinin, şu ana kadar yapılanların İsrail'i yanıt vermeye zorlamadığını söylediği aktarılmıştı.

Ancak güvenlik liderlerine göre, son operasyonların başarısı benzer operasyonların gerçekleştirilme şansını artıran bir teşvik olacak.


Batı Şeria'da askeri operasyon

Güvenlik ve askeri yetkililer, siyasi ve askeri kurumlar arasında Batı Şeria'daki durumla ve hatta Hizbullah'la nasıl başa çıkılacağı konusunda görüş birliği olmaması konusundaki endişelerini gizlemediler.

Salı sabahı Batı Şeria yerleşim konseylerinin başkanları Başbakanlık Ofisi önünde nöbet tutarak Filistinlilere yönelik güvenlik politikasının sıkılaştırılması ve operasyonların durdurulması için çalışma çağrısında bulundu.

Batı Şeria'nın kuzeyindeki Yerleşim Bölgeleri Konseyi Başkanı Yossi Dagan, mevcut dönemi "burada bir intifadanın hazırlanmakta olduğunu ve ne yazık ki hükümetin uygun bir yanıt vermediğini" ifade ederek değerlendirdi.

Hükümete "roketler Hadera ve Netanya'ya ulaşmadan önce Batı Şeria'da gerçek, ciddi ve sürekli bir askeri operasyon" düzenleme çağrısında bulundu.

Dagan ayrıca, "Tel Aviv, Petah Tikva ve Batı Şeria'daki yerleşimlere yönelik bir operasyon dalgası olacak" dedi.

Bu talepler, Batı Şeria'daki güvenlik durumunun tırmanmasının sonuçları konusunda uyarıda bulunan güvenlik yetkilileri arasında endişelere yol açıyor.
 


Çözümü zor meseleler

Birden fazla yetkilinin ifadesine göre, güvenlik güçleri ve ordu arasında durumla ilgili artan endişe, İsrail'in mevcut hükümet döneminde tanık olduğu siyasi durumdan ve siyasi anlayış eksikliğinden kaynaklanıyor.

Askeri Uzman Tal Lev Ram'a göre Batı Şeria'daki durumla baş etmek kolay bir iş değil.

Lev Ram, konuya dair yaptığı açıklamada, "Çeşitli gerginlikler, Filistinli örgütlerin kışkırtmaları, İran'ın destek örgütleri aracılığıyla artan müdahaleleri ve benzeri görülmemiş silah bolluğuyla karşı karşıya olduğumuz bu faktörler, sahada sert sonuçlar doğurabilir" ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda istihbarat açısından operasyonları engellemenin zorluğuna da değinen Lev Ram şöyle dedi:

Filistin sokağında silahların bolluğu ve operasyonları yürütmeye hazır olma vaziyeti, durumu daha tehlikeli hale getiriyor ve mücadeleyi daha da zorlaştırıyor.


20 tonluk çekiç

Sağcı sesler, Filistinlilere yönelik alınan önlemlerin yetersiz olduğunu düşündükleri için örgütler üzerindeki baskının sıkılaştırılması çağrısında bulunurken, bu politikayı reddeden güvenlik görevlileri ve politikacılar için de endişe kaynağı oluyor.

Asıl korku, hükümetin Batı Şeria'nın tamamına radikal bir yaklaşım sergilenmesi yönünde çağrıda bulunan sağcı medya kişiliği Hanan Greenwood'un önerdiği gibi aşırı kararlara sürüklenmesi.

Greenwood yaptığı açıklamada, "Bu, bir iki günlük bir operasyon, cerrahi ve kesin bir faaliyet değil, önümüzdeki 20 yıl için caydırıcılığı sağlayacak bir faaliyet olmalıdır. 20 tonluk çekiç bölgeyi kimin kontrol ettiğini gösterir" ifadelerini kullandı.

Bu doğrultuda sağ, Batı Şeria'daki durumla yüzleşme çağrılarıyla ortaya çıkarken, güvenlik ve askeri güçler Batı Şeria'da ve çeşitli cephelerde güvenlik gerilimini önlemenin yollarını tartışmak üzere toplantılarını sürdürüyor.

 

 

Independent Arabia

DAHA FAZLA HABER OKU