Bir İsrailli olarak devletin korkuyu körükleme girişimini görmezden gelmeyi öğrendim

İsrail devleti Filistinlilerin topraklarını işgali sürdürdüğü sürece şiddet hayatımızın bir parçası olarak kalacak

Bu operasyonlar onlarca yıldır süren şiddet döngüsünün parçası (AP)

Tüm cep telefonlarımızın aynı anda çalması bilmemiz gereken her şeyi anlatıyordu. Ulusal TV kameraları size dönükken bile, bu his aynıdır: Vücudunuzu hızla saran bir korku dalgası.

Annemin Tel Aviv'deki evinin yakınındaki bir terör saldırısını öğrenmeden sadece üç dakika önce, Batı Şeria'daki Cenin kentinde devam eden İsrail askeri operasyonu hakkında konuşmak üzere televizyonda açık oturum katılımcısı olarak tanıtılmıştım. Telefonum çaldığında, aklım başka bir yere gitti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Korku dalgası alışık olduğum bir his. İkinci İntifada sırasında Tel Aviv'de büyüdüm, o zamanlar terör saldırıları endişesi hayatımızın çok daha yaygın bir parçasıydı. Bu yüzden TV stüdyosunda ne yapacağımı çok iyi biliyordum. Güvende olup olmadığını kontrol etmek için anneme mesaj attım ve endişe içinde cevap vermesini bekledim.

Cevabı geldiğinde sakinleşip nerede olduğumu hatırlayabildim. Hâlâ ulusal televizyonda canlı bir panelde oturuyordum ve İsrail askerleri hâlâ Cenin şehrini işgal ediyordu. Zihinsel olarak tekrar etrafımdaki konuşmaya döndüm ve şoke oldum.

İsrailli 6 konuşmacı Kudüs'te oturmuş, Tel Aviv'deki bu terör saldırısının Cenin'de devam eden askeri operasyonla ilgili olup olmadığını tartışıyordu. Teröristin gerekçesini belirlemek için, hem memleketine hem de kökenine yoğunlaştılar ve sebebinin Yahudi düşmanlığı olduğunu öne sürecek kadar ileri gittiler.

Bu tartışma sırasında Batı Şeria'daki sürekli şiddet döngüsünü veya yerleşimcilerin Filistin köylerine düzenlediği, eşi benzeri görülmemiş derecede yüksek seviyelere ulaşan saldırıları hatırlamadılar. Bana sorarsanız konuşmacılar gerçeklikten o kadar kopmuş durumdalar ki aylardır ilk kez dün gece Gazze'den atılan roketlerin İsrail'in Cenin'deki operasyonuyla ilgisi olmadığını düşünüyorlar.

O kopukluk benimle kaldı. Sözümona eğitimli ve deneyimli İsrailliler olan ve kendi memleketlerindeki devasa kitlelere hitap eden diğer konuşmacıların yerleşimler, terör saldırıları, ordu baskınları, yerleşimcilerin Filistin köylerine yaptığı saldırılar, daha fazla terör saldırısı ve benzerleri arasındaki basit noktaları birleştirememeleri beni rahatsız etti.

Bunu yıllar önce fark ettim ve bu konuda yalnız değilim. Bu eğilim şaşırtıcı derecede basittir fakat yine de birçok İsrailliye yabancı ve hatta saldırgan geliyor. İsrail-Filistin çatışması söz konusu olduğunda pek çok İsrailli, benim o panelde ve daha pek çok kez yaşadığım gibi korkuya kapılıyor. Gerçeklere mantıklı bir şekilde bakmayı unutuyoruz.

Bu tür bir düşünce bu korkuyu her gün körükleyen, kamuoyunu sarsmak ve önceki iki günde Cenin'de 12 Filistinlinin ve bir İsraillinin hayatına mal olan gibi siyasi kaynaklı askeri operasyonlara destek sağlamak için kullanan hükümetimiz tarafından teşvik ediliyor.

Hükümetin korkuya dayalı stratejisinin amacı, İsrail ordusunun milyonlarca Filistinliyi kontrol ettiği mevcut durumu normalleştirmek ve bu durumu Filistinlilerin İsrail askerlerine, Yeşil Hat içindeki yerleşimcilere ve nadiren sıradan yurttaşlara yönelik eylemlerinden bağımsız hale getirmektir. Öte yandan bu kopukluk, İsraillilerin sıklıkla Filistin terörünün nedeninin Yahudi düşmanlığı olduğunu düşünmelerinin de nedeni.

Ülkemin yaptıklarına karşı duyduğum öfkenin yanı sıra, hükümetimin söylediği tek bir kelimeye bile inanmadığımı söylemekten gurur duyuyorum.

Yargı Reformu'na ilişkin açıklamalarına inanmıyorum; artan hayat pahalılığı hakkındaki açıklamalarına inanmıyorum ve Filistinliler ve İsrail-Filistin çatışması hakkındaki açıklamalarına kesinlikle inanmıyorum.

Yıllar içinde Batı Şeria ve Gazze'deki bu askeri operasyonları kimseye barış veya güvenlik getirmediğini bilecek kadar çok gördüm. Bunlardan asli zararı görenlerin, canları alınan ve 56 yıldır süren acımasız İsrail askeri işgali altında yaşamaya devam eden milyonlarca masum Filistinli olduğu açık.

Bu operasyonlar onlarca yıldır süren şiddet sarmalının parçası. Tahminde bulunmam gerekirse, politikacılar anketlerini yükseltmek istediklerinde, İsrailli subaylar daha bir operasyon bitmeden bir sonrakini planlıyor.

İsrail devleti milyonlarca Filistinliyi işgal altında tutmaya devam ettiği sürece şiddet hayatımızın bir parçası olarak kalacak. Filistin terörizmini milyonlarca Filistinli üzerindeki askeri kontrolümüzden bağımsız olarak görmeye devam ettiğimiz sürece, İsrail işgali sona ermeyecek ve biz İsrailliler güvenlik nedir asla bilemeyeceğiz.

Ve İsrail işgali sona ermedikçe, hukuk sistemimize ne olursa olsun, İsrail gerçek bir demokrasi olamayacak ve bu topraklarda yaşayan 15 milyon insanın tamamı barış ve güvenlik içinde yaşayamayacak.

Alon Lee Green, Yahudileri ve Filistinli İsrail yurttaşlarını barış, eşitlik, sosyal adalet ve iklim adaleti çerçevesinde eyleme geçiren Filistinli&Yahudi merkezli taban hareketi Omdim Beyachad (Birlikte Ayakta) ulusal eş koordinatörüdür



https://www.independent.co.uk/voices

Independent Türkçe için çeviren: Meltem Ergin

Bu makale kaynağından aslına sadık kalınarak çevrilmiştir. İfade edilen görüşler Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU