Birleşmiş Milletler (BM) Suriye Özel Temsilcisi Geir Pedersen bugün yaptığı açıklamada, dış güçleri, Devlet Başkanı Beşşar Esed'in devrilmesinin ardından Suriye'nin hayati kurumlarının çökmesini önlemek için çaba sarf etmeye çağırdı.
Ürdün'ün güneyindeki Akabe'de Arap, Avrupa Birliği (AB) ve Türk bakanların katılımıyla düzenlenen Suriye konulu toplantılar çerçevesinde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ile bir araya gelen Pedersen, yeni hükümetin kurulması için ‘güvenilir ve kapsayıcı’ bir siyasi süreci desteklediklerini belirtti.
Pedersen, “Devlet kurumlarının çökmemesini ve insani yardımın mümkün olan en kısa sürede ulaştırılmasını sağlamalıyız. Eğer bunu başarabilirsek Suriye halkı için yeni bir fırsat doğabilir” ifadelerini kullandı.
Ürdün, Suriye'deki gelişmeleri görüşmek üzere ABD, AB, Türkiye, Suudi Arabistan, Irak, Lübnan, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), Bahreyn ve Katar dışişleri bakanlarının katılımıyla liman kenti Akabe'de (Amman'ın yaklaşık 325 kilometre güneyinde) Suriye konulu toplantılara ev sahipliği yapıyor.
Ürdün, Türkiye ve Irak liderleriyle bir araya geldiği bölge turu sırasında Blinken, Suriye'nin tüm bileşenlerinin isteklerini yansıtan kapsayıcı bir siyasi süreç çağrısında bulundu.
Pedersen ile görüşmesi sırasında Blinken, BM'nin insani yardım ve Suriye'deki azınlıkların korunması konularında ‘kritik bir rol oynadığını’ söyledi.
Pedersen salı günü yaptığı açıklamada, Esed'i deviren yıldırım harekâtına liderlik eden Heyetu Tahriru’ş-Şam'ın (HTŞ) bugüne kadar Suriye halkına gönderdiği ‘olumlu mesajları’ eylemlerle desteklemesi gerektiğini belirtti.
2018'de Suriye Özel Temsilcisi olarak atanan Pedersen, “En önemli sınav Şam'daki geçiş düzenlemelerinin nasıl organize edileceği ve uygulanacağı olacak” dedi. ‘Yeni bir başlangıç olasılığını’ kabul eden Pedersen, “Eğer diğer tüm grupları ve kategorileri de dahil ederlerse, uluslararası toplum HTŞ'nin terör örgütü olarak tanımlanmasını yeniden gözden geçirebilir” ifadesini kullandı.
Şarku’l Avsat’ın AFP'den aktardığına göre Suriye'deki çatışmalar yaklaşık 500 bin kişinin ölümüne ve nüfusun neredeyse yarısının kaçmak ya da yurtdışına sığınmak zorunda kalmasına neden oldu.
*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.