Meme kanseri: Bilimsel atılımla "saatli bomba" etkisiz hale gelebilir

Breast Cancer Now tarafından finanse edilen ve Nature Cancer akademik dergisinde yayımlanan araştırma, ikincil meme kanserinin nasıl oluştuğunu ve nasıl önlenebileceğini ortaya koydu

Dünya Sağlık Örgütü 2004'te, ekim ayını "Meme Kanseri Bilinçlendirme ve Farkındalık Ayı" ilan etti. Pembe kurdele, meme kanserinin erken teşhisi ve tedavisi için farkındalık yaratmak amacıyla kullanılıyor (Unsplash)

Bilim insanları meme kanserinin hastanın vücudunun başka bir bölümünde yıllar veya onlarca yıl sonra nüksetmesini önleyebilecek bir strateji geliştirdi.

Uzmanların "saatli bomba" diye tanımladığı olguda, en yaygın meme kanseri tipine (östrojen reseptörü pozitif, ER+) sahip hastalar, kanserlerinin ikincil veya metastatik meme kanseri olarak nüksedip vücutlarında tedavi edilemez tümörler oluşturma riskini sürekli taşır.

Breast Cancer Now tarafından finanse edilen ve Nature Cancer akademik dergisinde yayımlanan araştırma, bu sürecin yaşlanma sırasında meydana gelen moleküler değişiklikler yoluyla akciğerlerde nasıl gerçekleştiğini ortaya koydu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bulgulara göre, yaşlanma sırasında gözlemlenmesi daha muhtemel olan akciğerlerdeki PDGF-C proteinindeki artış, uykudaki kanser hücrelerinin büyüyüp ikincil meme kanserine dönüşmesine yol açabilir.

ER+ tümörlü farelerle çalışan araştırmacılar, kanserin büyümesini etkileyip etkilemeyeceğini görmek için bu proteine imatinib adı verilen mevcut bir ilacı uyguladı.

Farelere, tümör gelişmeden önce ve sonra ilaç verildi. Çalışmaya göre, her iki grup için de akciğerdeki kanser büyümesi önemli ölçüde azaldı.

Londra Kanser Araştırmaları Enstitüsü'nde (ICR) Meme Kanseri Araştırmaları Bölümü'nde doktora sonrası eğitim görevlisi olan Dr. Frances Turrell, şunları söylüyor:

Yaşlanan akciğer dokusunun bu kanser hücrelerini "yeniden uyandırıp" tümörlere dönüştürmek üzere nasıl tetikleyebileceğini keşfettik ve bu "saatli bombaları etkisiz hale getirmek" için potansiyel bir strateji ortaya koyduk.

Şimdi hastaların mevcut imatinib ilacından nasıl daha iyi yararlanabileceğini çözmeyi planlıyor, uzun vadedeyse "yeniden uyanma" mekanizmasına odaklanan özel tedaviler geliştirmeyi hedefliyoruz.

Breast Cancer Now'da araştırma, destek ve etki direktörü olan Dr. Simon Vincent şöyle ekliyor:

Bu heyecan verici keşif, bizi akciğerde ER+ ikincil meme kanseri gelişimini nasıl yavaşlatabileceğimizi veya durdurabileceğimizi anlamaya bir adım daha yaklaştırıyor.

Bu ilaç, gelecekte bu "saatli bombayla" yaşayan binlerce kadına fayda sunarak kanserin yayıldığına dair yıkıcı haberi daha az hastanın almasını sağlama potansiyeline sahip.

Birincil meme kanserlerinin yüzde 80 kadarı ER+ ve Birleşik Krallık'ta her yıl görülen vakaların yaklaşık 44 binini oluşturuyor.

Swansea'de yaşayan 38 yaşındaki Rachel Davies'e 2021'de ER+ meme kanseri teşhisi kondu ve mastektomi, lenf nodu çıkarılması, kemoterapi ve radyoterapi uygulandı.

Tedaviyi bitirdikten üç ay sonra Mayıs 2022'de yapılan bir taramanın ardından, kanserin göğüs kafesine ve daha sonra omurgasına yayıldığı söylendi. Davies artık ribosiklib adı verilen hedefli bir kanser ilacı alıyor ve hormon tedavisi görüyor.

Davies şunları söylüyor:

Bazı kadınların tedaviyi bitirdikten sonra başarıya ulaşmayı ve hastalığı atlatmayı kutladığını görüyorum. Bu beni her zaman endişelendiriyor çünkü kanserin geri dönmeyeceğinden asla tamamen emin olamazsınız.

Her şeyin geçmişte kaldığını düşünürken kanserin yayıldığını öğrenmek çok üzücüydü.

Bu yüzden ikincil meme kanseriyle ilgili araştırmalar yapılması çok önemli, böylece kadınların benim deneyimimi yaşamamaları için yeni yollar bulabiliriz.

Böyle bir araştırma, gelecekte meme kanseri tedavisi görecek kadınlar için bana umut veriyor. Değerli zamanımı kırgın veya öfkeli geçirmek istemiyorum.



*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independent.co.uk/news

Independent Türkçe için çeviren: Deniz Sutaş

© The Independent

DAHA FAZLA HABER OKU