Yargıda ve kamu malında kargaşa!

Vatandaşlar için çalkantılı rejimlerde en hissedilir şey, her şeyden önce adalet ve kamu malı sorunlarıdır. Ancak bu alanlardaki düzensizliklerin temeli de yine diğer alanlara ve kurumlara yolsuzluk, kaos ve bozukluk yayan çalkantılı siyasi rejimdir

Liman patlaması kurbanlarının aileleri, Beyrut'taki Adalet Sarayı önünde Lübnan Cumhuriyet Başsavcısını protesto etti / Fotoğraf: Reuters

Derler ki; "Siyasi kargaşa zamanlarında, yolsuzluk yargıya ve kamu malına değmediği sürece tedavi halen mümkündür."

Gelgelelim kargaşanın hâkim olduğu tüm Arap ülkelerinde olan tam da bu.

Lübnan'da siyasi yolsuzluktan sonra kargaşa, kamu malı kaynaklarına ve yargıya da sızdı.

Hesap sorma imkanı veya özellikle atık dosyasında iyileştirme olmaksızın yaklaşık yirmi yıl boyunca Lübnan bankalarından para çeken elektrik ve atık konularında çok fazla konuşuldu.

Liman patlaması olunca yargının tamamen kuşatıldığı açığa çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Nitekim eski Başbakan Refik Hariri cinayetinde olduğu gibi uluslararası soruşturmaya yönelmek mümkün olmadı. Zira karar veren siyasi sistem, patlamadan suçlu bulunanların elinde kaldı.

Yargı içeride bir soruşturma başlattığında ise iki yıl boyunca tatiller ve engellerle gölgelendi. Tek bir siyasetçiyi, hatta üst düzey idareci ve güvenlik görevlisini dahi durdurmak mümkün olmadı.

Her iki durum ve siyasi sistemin kırılganlığından ötürü yabancılar, söylendiği gibi, gerek merkez bankası yöneticisinin kamu malını israf etme ve dolar politikalarındaki payından dolayı sorgulanması meselesine gerek liman patlaması ve patlamada gerçekleşen yıkım ve kurbanlara ilişkin dosyanın yeniden yürütülmesine yardımcı olma bahanesiyle yargıya müdahil oldu. İtalya'da her zaman verilen bir örnek vardır.

Bu örnekte bir yandan yolsuzluk ve suç arasındaki bağlantıları diğer yandan siyasi sistemi takip etmeye başlayan yargı, siyasi rejimin tasfiyesini gerçekleştirdi ve üst düzey siyasetçi Aldo Moro bunun kurbanı oldu.

Mali ve siyasi yolsuzluğa karışanlar kıdemli bazı yargıçları öldürürken tarihî siyasi partiler halk desteğini kaybettiler.

Lübnan'da iş henüz bu seviyeye gelmedi. On yıllardır süregelen yolsuzluk meseleleri, son derece karmaşık ağlar ve katmanlara sahipken kimileri yargının siyasi sistemi iyileştiremeyeceğini, genelde aksinin gerçekleştiğini ancak özellikle Lübnan'da bunun da mümkün olmadığını düşünüyor. 

Lübnan'da mevduat sahiplerinin paralarının alıkonması ve liranın dolara karşı değer kaybetmesi konusunda şaşkınlık halen hüküm sürerken ve bu korkunç illetin belirtilerinden biri Suriye'ye enerji ve dolar kaçakçılığıyken Irak da özellikle doların fiyatı konusunda Lübnan gibi patladı.

Irak'tan İran'a günlük yaklaşık üç yüz milyon dolar "kaçırıldığı", Amerikalıların bunu önlemek için müdahale ettiği ve bu inatçı meblağların yaklaşık elli milyona kadar düştüğü ortaya çıktı.

İllet aynı olsa da Irak'taki durum, özellikle hükümet başkanlığı açısından Lübnan'dan farklı. Başbakan, dolar fiyatları ve hareketliliği meselesine karıştıkları gerekçesiyle Merkez Bankası Başkanı ile Ticaret Bankası Müdürü'nü görevden aldı. Ancak başbakanın velisi ve İran'a sadık olduğu için Maliki, başbakanına açıkça şunu söyledi:

Amerikalının gönlünde değerlisin madem, o zaman İran'ı Irak üzerinden kuşatmayı bıraksınlar!


Başbakan, söylenene göre meseleyi "yoluna koymak için" ABD'ye gidecek. "Koordinasyon çerçevesi" içindeki gruplarsa kendisine karşı ayaklandı ve onu bağlılığın ürünü olmakla suçlayarak hükümetinin devrilmesi gerektiğini söyledi!

Lübnan'da önemli işler Hizbullah'a, sonra da İran ve Suriye'ye mahkûm. Bu iki ülkenin içeride yolsuzluk ve suça karışan avenesi var.

Irak'ta İranlı grup, el-Kâzımi'nin açığa çıkıp düşmesi ve es-Sadr'ın çekilmesinden sonra hükümet başkanlığı yoluyla tekrar iktidarı ele geçirdi.

ABD'nin İran'ı bu bakımdan sıkıştırmak için şimdi neden Irak'a müdahale ettiğini kimse bilmiyor.

Siyasi reformla güçlü bir müdahale söz konusu olmadıkça iki ülkede de mesele olduğu gibi kalacak.

Ama bu reform nasıl gerçekleşecek?


Suriye'de de mesele tabii ki farklı değil. 2011'den bu yana adalet, enerji arzı ve kamu malının korunması bakımından açıkça bir kargaşa yaşanıyor.

Yargı ise hiç yok. Bununla birlikte rejim, kaynak bölgelerini Kürtlerin ve Amerikalıların ele geçirdiği enerji arzı konusunda "mazur görülebilir."

İran yakın zamanda enerji ve kredi konusunda Suriye'ye yardımı durdurdu. Lübnan üzerinden kaçakçılık da uyuşturucu ve diğer meselelerle bile yeterli değil. Ya da artık yeterli olmaz.

Hizbullah; Lübnan, Suriye ve Irak ya da Lübnan, Irak ve Suriye arasında uzanan bu ağın halkası! Çoğu durumda olduğu gibi; böyle bir kargaşa ancak kökeni siyasi sistemdeki sorunlarsa gerçekleşebilir.

Siyasi ve stratejik sorunlar Suriye'de, Irak'ta ve Lübnan'da olduğundan daha belirgin. Orada rejimin yanı sıra çok sayıda Türk, İranlı, Rus, Amerikalı güç ve tüm bu taraflara bağlı milis güçleri var, İdlib'deki Heyetu Tahriru'ş Şam örgütü ve IŞİD kalıntıları da cabası!
 


Rejim ve Türkiye arasındaki ilişkilerin iyileştiğini varsaysak bile, ki bu uzak bir ihtimal, diğer milisler ne olacak?

Özellikle Ukrayna'da çatışan ve çekişmelerinin Suriye'ye kadar uzanması mümkün olan Amerikan ve Rus milisleri. Bilindiği üzere ABD'liler, Suriye rejimi ile her türlü normalleşmeye karşı çıkıyorken Ruslar her yerde bunun için arabuluculuk yapıyor.

Libya'daki durum da tek bir unsur veya faktör bakımından farklılık gösteriyor:

Orada Irak, Suriye, Lübnan ve Yemen'de olduğu gibi, İranlı ya da İran yanlısı milisler yok!

Ancak orada da birçok dış odağın finanse ettiği milisler mevcut.

Ayrıca iki hükümet söz konusu:

Trablus'taki Dibeybe hükümeti Merkez Bankasını kontrol ederken doğuda kalan diğerleri ise merkezdeki petrol limanlarını kontrol ediyor.

Böylece ülkenin para ve serveti, batı ve doğudaki her iki partinin elinde "rehin" halde.

Onlar, sanki sömürülmek istenen bir toprak parçası için savaşan yabancılar gibi birbirleriyle çekişiyor.

Öne sürülen şey her zaman meclis ve başkanlık seçimlerini hızlandırmaktır. Seçim gerçekleşse bile herhangi bir taraf sonuçlara itiraz edebilir!

Dibeybe hükümeti yakın zamanda Arap dışişleri bakanlarını bir araya getirmeyi başaramadı ve bu bir hayal kırıklığı yarattı.

Bununla beraber bu, Suriye'de olduğu gibi doğulu ve batılı uluslararası tarafların müdahalesine izin veren bir Arap anlaşmazlığına delalet ediyor.


Adalet, kamu malı ve siyasi sistem bakımından geriye Yemen kalıyor.

Onun sorunu belki de en belirgin ve fena olanı. Yemen'in kuzeyindeki kentsel alanların çoğunu kapsayan Husi bölgelerinde hiçbir şekilde siyasi düzen hüküm sürmüyor.

Korkunç bir yolsuzluğun yanı sıra İran'dan öğrendikleri bariz bir mezhepsel karakter de mevcut. Para, enerji arzı ve yargı sistemi konusunda bir anlaşmazlık söz konusu.  

En ürkütücüsü de Husilerle sınırlı kalmayan ayrılıkçılık eğilimleri.

Vatandaşlar için çalkantılı rejimlerde en hissedilir şey her şeyden önce adalet ve kamu malı sorunlarıdır.

Ancak bu alanlardaki düzensizliklerin temeli de yine diğer alanlara ve kurumlara yolsuzluk, kaos ve bozukluk yayan çalkantılı siyasi rejimdir. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU