Tembellik kültürü nasıl çalışır?

Gördük ki, ilk ve belki de en ciddi sorunumuz, gerçeği, sonuçlarını ve çarelerini anlamak için dikkatli düşünmek ve bilimsel yöntemler kullanmak yerine, hazır ve paket açıklamalara fazlasıyla meyleden bu sakat kültürdür

İllüstrasyon: Gary Waters/Ikon Images

Geçtiğimiz hafta kaleme aldığım makalede, ekonomik büyümeyi teşvik etmede veya engellemede halk kültürünün önemini ve oynadığı rolü ele almıştım.

Dünyaca ünlü iki ekonomistin vizyonundan kısaca bahsetmiştim.

Bununla birlikte, makalenin yayımlanmasını takip eden günlerde, bazı okuyucular,-görünüşte- makale ile aynı fikirde gibi görünse de bana bu vizyonu zıt bir anlama yönlendirdiler gibi geldi.

Prof. Dr. Muhammed Rumeyhi, geçen haftalarda kaleme aldığı bir yazısında aynı konuyu daha geniş bir açıdan ele almıştı.

Rumeyhi, tanınmış bir siyasi düşünürdür ve bana göre Arap Körfezi'ndeki siyaset ve kalkınma konularında en önde gelen uzmanlardan biridir.

Rumeyhi, tamamı hâkim kültürle ilgili olan, kalkınmayı engelleyen sosyal çevrenin belirgin özelliklerinden ve tekrar tekrar tökezlemeye veya gerilemeye neden olan faktörlerden bahsetti.

Bu yazıda, yukarıda belirtilen faktörle, yani geçen haftaki tartışmalarda ortaya çıktığı şekliyle sorunların ideolojik yönlendirilmesinden bahsetmek istiyorum.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İdeolojik yönlendirmeden kastedilen toplumsal ya da tarihsel olguların belirli ideolojik kategorilere olan yakınlık ya da uzaklıklarına göre yorumlanması ya da o ideolojinin yorumlarına başvurulmasıdır.

Bu, zorunlu olarak, bu fenomenlerin oluşumuna ve bilimsel yorumlarına gerçekten katkıda bulunan faktörlerin göz ardı edilmesini içerir.

Örneğin, Prof. Dr. Rumeyhi tarafından açıklanan şey, ekonomik aşırılıkla, yani her hayati hareketi hâkim kültür, değer sistemleri ve iç ilişkiler hatta Marksistlerin sosyal sistemin altyapısına, yani ekonomi politiğin ve üretim tarzlarının dış arayüzü olarak gördükleri skolastik düşünce, edebiyat ve sanat bile dahil olmak üzere ekonomik faktörlere bağlayan Marksist yorumla açıklanır.

Rumeyhi, bu yönlendirmenin, düşünceyi bağımsız olabilen ve dolayısıyla mevcut durumu eleştiren ve geleceğe işaret eden hayati bir faaliyet olarak tanımlanmak yerine bir tür ekonomik mekanizmaya dönüştürdüğünü söylüyor.

Rumeyhi, ekonomik aşırılığa benzer şekilde Arap birliğini ekonomik kalkınmanın başarısı için tek veya temel koşul olarak gören milliyetçi harekette siyasi aşırılık olarak tanımladığı duruma dikkat çekti.

Daha sonra, siyasi elitlerdeki değişim dışında birliği sağlamak için herhangi bir faktörü ihmal etti, yani bu değişikliği kalkınmaya ulaşmanın zımni bir başlangıcı saydı.

Arap deneyimlerinde elitlerde doğal olarak ya da zorla dönüşümlerin bolluğunu ve bu dönüşümlerin birlik ya da büyüme yerine nasıl daha fazla bölünmeye ve başarısızlığa yol açtığını gördük.

Ulusal vizyon savunucularının özel bir tür değişiklik talep edeceklerini elbette biliyoruz.

Ancak bu, bugün dünyanın yaşamakta olduğu toplumsal ve siyasi dönüşümlerin gerçekçi bir incelemesinden çok 'ütopik bir duruma' daha yakındır.

Aynı şey, hak dinden uzaklığın bir yansıması olarak gördüğü siyasi ve sosyal geri kalmışlık sorunlarının ve dini eğiliminin yorumlanması için de söylenmektedir.

Mısır ve Sudan'daki dini hareketin ortaya attığı "Çözüm İslam'dır" sloganını hepimiz hatırlıyoruz.

Daha sonra 1989 ile 2019 arasındaki Sudan çözümünün akıbetini ve akıl sahiplerinin iyi bildiği Afganistan ve İran'da olanları gördük.
 


Milliyetçileri Arap birliği ile kalkınmaya bağlamak ve İslamcıları gerçek dine dönüşle rönesansa bağlamak gibi Marksistler için hayatı ekonomi kisvesine sokmak; bunların hepsi mevcut gerçekleri görmezden gelmeyi, tanımlayıcı ve açıklayıcı bilimin rolünü ortadan kaldırmayı ve gerçeği her şeyiyle, olduğu gibi sandıklara kaldırmayı içermesi anlamında ideolojik yönlendirmelerdir.

Bu sandıkta çözüm yok, her şeyi çerçeveleyebilen ve her şeyi kapsayabilen şablonlar ve örtüler var ama hiçbir şeyi iyileştiremiyorlar.

Büyük ve küçük tüm sorunları tedavi etmek, gerçeği anlamakla, onu yorumlamak için bilimi kullanmakla ve çözüm aramakla başlar.

Gördük ki, ilk ve belki de en ciddi sorunumuz, gerçeği, sonuçlarını ve çarelerini anlamak için dikkatli düşünmek ve bilimsel yöntemler kullanmak yerine, hazır ve paket açıklamalara fazlasıyla meyleden bu sakat kültürdür.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU