"CHP lideri ABD'li danışman yerine Türk bir uzmanla çalışabilirdi"

Dışişlerinde çeyrek asrı aşkın süre görev alan Alper Coşkun ile röportaj serisinin son bölümünde CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun ABD'li danışmanı Jeremy Rifkin var. Anti-Amerikancılığın toplumun yarısına yayıldığı bir ortamda ABD'li danışman elzem miydi?

"Sayın genel başkan az önce devletin 24 saat çalışacağını, artık enlem ve boylamın fark etmediğini söyledi. İşte şimdi dinleyeceğiniz kıymetli fikirleri duymak için biz de enlem ve boylam farkı gözetmeyeceğiz. Ve kameralarımızı ABD'ye, Washington D.C.'ye çevireceğiz. Ekonomi ve toplum kuramcısı aktivist, endüstri değişim uzmanı ve sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun baş danışmanı sayın Jeremy Rifkin karşımda…

Duygu Demirdağ


Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) "İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi"ni 25 Temmuz 2020'de kabul etmişti.

3 Aralık 2022 Cumartesi günü İstanbul'da düzenlenen "İkinci Yüzyıla Çağrı" toplantısında ise Türkiye'deki ekonomik sorunlara yönelik çözüm önerileri paylaşılıp vizyon belgeleri açıklandı.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "siyaset üstü beyin takımı" olarak nitelediği uzman ekibin bir kısmı tanıtıldı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

O ekibin içinde yer alan isimlerden biri, bol unvanlı Jeremy Rifkin, kartvizitine bir de CHP liderinin baş danışmanlığı sıfatını ekledi.

Ve işin açığı enlem ve boylamlardan bağımsız toplantıya katılım şekliyle yeni pozisyonunun kamuoyu önünde deklare edilmesi sebebiyle en fazla ilgiyi kendisi gördü.

Daha önce Almanya Şansölyesi Angela Merkel'e de danışmanlık yapan Jeremy Rifkin'in Almanya ve Çin'de yaptığı endüstriyel dönüşüm hamlelerinden ziyade CHP'nin kendisini tercihi başta iktidar temsilcilerince sorgulandı.
 

aaaa.jpg
Fotoğraf: T24


Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, "İthal ekonomi komiserlerine asla bel bağlamayız" mesajı verirken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Rifkin'i de getirseniz, ABD'yi de getirseniz, topunuzla gelseniz 2023'te yenileceksiniz" dedi.

Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da Samsun'da yaptığı konuşmada Kılıçdaroğlu'nun tercihini sert bir dille sorgulayıp "Ülke ülke dolaşmak yerine ithal danışmanlarını alıp Türkiye'deki OSB ve teknoparkları, Togg'un üretim üssünü ziyaret etmesini tavsiye ediyorum" mesajı verdi.

Seçimlere 6 ay kala Kılıçdaroğlu'nun ortaya koyduğu bu tercih sadece iktidarın eline malzeme vermedi, parti çevresinde de çeşitli tartışmalar yapılıyor. 

CHP'nin 2002-2013 Temmuz aralığında yabancı ülke vatandaşı olan yabancı danışmanların başbakanlıkta görevlendirilip görevlendirilmediğiyle ilgili TBMM Başkanlığına soru önergesin sunması da hala hafızalarda. 

Sonuç itibarıyla Türkiye seçime gidiyor ve CHP liderinin başta ABD olmak üzere yurtdışına gerçekleştirdiği ziyaretler iktidar kanadında "dışarıya bel bağlama" muhalefet içinde ise "bu algıyı yaratacağı ve önemli bir görüşme yapılamadığı" gerekçesiyle eleştiriliyor.

ABD ziyaretini neoliberal politikalara karşı çıkan, sosyal devleti savunanlarla birlikte olmak için düzenlediğinin altını çizen ve iktidarın "icazet almaya gidiyor" eleştirilerine sert bir dille tepki gösteren CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ABD ile İngiltere ziyaretlerinin ardından şimdi de 14-17 Aralık tarihlerinde Almanya'ya gidiyor.

Bu ziyarette kendisine Selin Sayek Böke ve Faik Öztrak'ın yanı sıra ABD'li yeni danışmanı Jeremy Rifkin de eşlik edecek. 

Rifkin'in danışman olarak CHP liderine hizmet vermesiyle ilgili hem yaklaşan seçimler hem Türkiye'de son dönemde iyice artan ABD karşıtlığını hatırlatan bir kesim de var.

Gerçekten de Kadir Has Üniversitesi'nin "Türk Dış Politikası Kamuoyu Algıları Araştırması" Türkiye'de son dönemde anti-Amerikancılık oranının yüzde 43'lere ulaştığını ortaya koyuyor.
 

GRA.jpg
Grafik: Kadir Has Üniversitesi


Peki böyle bir atmosferde CHP'nin attığı "yabancı danışman" adımı ne derece kabul görebilir?

Carnegie Uluslararası Barış Vakfı için kaleme alınan "Siyasal Değişim ve Türkiye'nin Dış Politikası" makalesi yazarlarından eski Dışişleri Bakanlığı Uluslararası Güvenlik İşleri Genel Müdürü Alper Coşkun ile röportajımızın üçüncü bölümünde bu konuyu konuştuk.

"Kendini ispat etmiş yabancı birinin görüşlerine başvurulabilir"

Hazırladıkları çalışma süresince 6'lı masanın dış politika aktörleriyle görüşen Coşkun'a göre CHP'nin ABD'li danışman meselesini iki farklı şekilde yorumlamak gerekiyor:

Türkiye'deki bir siyasi partinin kendi vizyonunu açıklarken 'yabancı uzmana müracaat etmesi gerekli mi, gereksiz mi' tartışılabilir. Şayet bu şahıs kendisini uluslararası arenada alanında uzman olarak objektif bir zeminde ispat etmiş birisi ise pekâlâ bu tür insanların görüşlerine başvurmak mümkün olabilir. Bir siyasi partinin böylesine kendisini kanıtlamış bir insanın görüşlerinden istifade etmesi vizyonunun zeminini güçlendirmesi düşünülebilir.

Seçim yolunda CHP'ye ABD'li danışman sıkıntı çıkarır mı?

Coşkun'a göre ikinci bakış ise Türk kamuoyunda oluşabilecek algı ile ilintili.

Türk toplumunun meseleye nasıl bakacağı konusunda tereddütleri olduğunu ifade eden Coşkun, "Biz biraz daha kendi içimize bakan ve dışarıya kuşkuyla yaklaşan bir toplumuz. Bunun kendisine göre farklı sebepleri var, bambaşka bir tartışma mevzu" tespiti yapıp ekliyor:

Dolayısıyla böyle bir arka planı düşündüğümde Türkiye'nin, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olan ve her alanda bu beyefendinin (Jeremy Rifkin) de uzmanlığını aktardığı alan dahil olmak üzere pekâlâ doyurucu görüş ortaya koyabilecek uzmanların bulunduğunu da düşündüğümüzde… Bana sorulsaydı tavsiye olarak Türk uzmanlarla yetinmeyi, en azından bu aşamada yetinmeyi veya bir yabancı ismi vitrine koymamayı daha isabetli bulacağımı söylerdim sanıyorum.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU