İİT 12. Enformasyon Bakanları Konferansı Başkanlığı Türkiye'ye devredildi

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Enformasyon Bakanları Konferansı'nın 12. Dönem Başkanlığı Türkiye'ye devredildi

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ev sahipliğinde İstanbul Conrad Otel'de düzenlenen "Hakikat Ötesi Dönemde Dezenformasyon ve İslamofobi ile Mücadele" konulu İİT 12. Enformasyon Bakanları Konferansı çalışmaları İstanbul'da başladı.

"Hakikat Ötesi Dönemde Dezenformasyon ve İslamofobi ile Mücadele" konulu konferansın ilk gününde kıdemli memurlar toplantısı yapılıyor.

Konferansla İslam ülkelerinin medya ve iletişim alanındaki iş birliğinin geliştirilmesi ve güçlendirilmesi amaçlanıyor.

57 ülkeden bakanlar ve üst düzey temsilcilerin katıldığı Konferansta, İslam dünyasında medya, iletişim ve enformasyon alanlarında iş birliğini derinleştirecek hususlar görüşülüyor.

İstişarelerde, İİT Medya Forumu'na işlerlik kazandırılması konusu da ele alınıyor.

Konferans boyunca İİT üyesi ülkelerin enformasyon kuruluşları temsilcilerince dezenformasyonla ve İslamofobi ile mücadele hakkında programlar geliştirilmesinin yolları aranacak.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu akşam Mecidiye Kasrı'nda kabul edeceği heyet başkanlarına hitap edecek.

Dönem başkanlığı Türkiye'ye devredildi

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Enformasyon Bakanları Konferansı'nın 12. Dönem Başkanlığı Türkiye'ye devredildi.

İİT 11. Enformasyon Bakanları Konferansı Başkanı, Suudi Arabistan Ticaret ve Enformasyon Bakanı Macid Bin Abdullah Al Kasabi, dönem başkanlığını Türkiye adına Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'a devretti.


Toplantının açılışında konuşan İİT Genel Sekreteri Hüseyin İbrahim Taha, 12'nci Enformasyon Bakanları Toplantısı kapsamında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ağırlandıklarını ifade ederek davet için Erdoğan'a teşekkür etti.

Taha, başarılı bir konferans düzenledikleri için ülkesi adına Altun'a ve katkılarından dolayı Enformasyon Bakanı Al Kasabi'ye de teşekkürlerini iletti.

Enformasyon Bakanları Konferansının, İslam dünyasındaki iletişimin gelişmesine büyük katkı sağlayacağını belirten Taha, "Günümüzde tüm İslam aleminin güvenliğini, kimliğini, ekonomisini ve eğitimini tehdit eden pek çok engel var önümüzde. Bu konferans öncelikle İslam ülkelerinin karşı karşıya olduğu zorluklar ve İslamofobi üzerine odaklanacak. Özellikle İslamofobi ile mücadele konusunda medya, güncel iletişim kanalları, gazeteciler ve basın ile beraber mücadele edeceğiz" diye konuştu.

Taha, İslami prensiplere karşı yapılan saldırılar ve İslam'a uzak söylemlerin engellenmesi konusunda nasıl mücadele edileceğine dair konuların da konferans süresince tartışılacağını anlattı.

İslam dünyasının karşı karşıya kaldığı en ölümcül tehlikelerden birinin İslamofobi olduğuna dikkati çeken Taha, "İslam'ın temel prensiplerine ve hedeflerine yönelik çok ciddi bir dezenformasyon var. Aynı zamanda önemli sorunlardan biri de İslamofobi ve terör. Tüm bu konularla nasıl mücadele edeceğimizi de tartışacağız" ifadelerini kullandı.

"Filistin davasını desteklemek adına bir karar alınacak"

Taha, İslam dünyasının yeni dünya düzeninde yaşanan değişimler için yeni medya söylemlerinin oluşturulması gerektiğine işaret ederek, "Günümüz dünyasının konjonktürüne uyum sağlamamız gerekiyor." dedi.

Üye ülkelerin konferans kapmasında Filistin sorunu ile ilgili alacağı karara da değinen Taha, şöyle konuştu:

Konferansta, Filistin davasını desteklemek adına bir karar alınacak. Kararı almadaki amacımız, Filistin sorunu ile ilgili farkındalığın artmasını sağlamak. İsrail'in Filistin'e ve Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırıları karşısında yılmadan sağlam durmamız gerekiyor.

Taha, bu tür konferanslarda daha etkili kararların alınması gerektiğini ifade etti.

"Bu tür organizasyonlar toplu hareket etme noktasında önemli"

Bakan Al Kasabi ise dünyanın ciddi ekonomik ve sosyal krizlerle karşı karşıya kaldığını vurguladı.

Toplu çabaların son derece önemli olduğunu kaydeden Kasabi, konferansı düzenlediği için Türkiye'ye teşekkür etti.

Kasabi, "Bu tür organizasyonlar, toplu eylem, toplu hareket etme noktasında önemli. Dolayısıyla bu çalışmaları desteklemek lazım. Bu konferans kapsamında Filistin sorunu da gündeme taşındı, konuşuldu. Filistin meselesine şu anda ve bundan sonra destek kararı çıktı." değerlendirmesinde bulundu.

Bakan Kasabi, toplantılarda sadece Filistin meselesinin gündemde olmadığını, aynı zamanda Somali gibi ülkelerin sorunlarının da ele alınacağını söyledi.

İslam dünyasında ortak bir aksiyonun yürürlüğe konulmasının, bunun şeffaf ve dürüst bir şekilde yapılmasının pratikteki hataları ortadan kaldırabileceğine vurgu yapan Al Kasabi, İletişim Başkanı Altun'u Suudi Arabistan'a davet etti.

Altun konferans sonrası basın toplantısında konuştu

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, konferansın ardından düzenlenen basın toplantısında konuştu.

İslam İşbirliği Teşkilatının, üye devletler arasında iş birliği ve dayanışmayı güçlendirmek, İslam dünyasının hak ve çıkarlarını korumak, savunmak amacı doğrultusunda bugüne kadar çok önemli fonksiyonlar icra ettiğini belirten Altun, teşkilatın en kritik yapılarından birinin Enformasyon Bakanları Konferansı olduğunu ve bu yapının medya, iletişim ve enformasyon alanlarında iş birliği ve dayanışma noktasında mühim bir rol oynadığını ifade etti.

Altun, Türkiye'nin, kuruluşundan itibaren teşkilatın bütün yapılarında aktif sorumluluklar üstlendiğini, teşkilata ciddi katkılarda bulunduğunu dile getirdi.Enformasyon Bakanları Konferansı'nın bundan önce 2016'da Cidde'de toplandığını hatırlatan Altun, Türkiye olarak konferansa İstanbul'da ev sahipliği yapmayı uzunca bir süredir arzuladıklarını ancak araya küresel salgının girmesi nedeniyle bu arzularını hayata geçirmek noktasında beklemek durumunda kaldıklarını söyledi.

"Sınamaları aşmak için en önemli araç iş birliği"

Gerek ulusal gerek bölgesel gerekse küresel çapta karşı karşıya kalınan sınamaların bir boyutunun da medya, iletişim ve enformasyon alanında yaşandığını aktaran Altun, bu sınamaları aşmak için en önemli aracın dost ülkelerin aralarında kuracağı iş birliği ve koordinasyon olduğunu ifade etti.

Konferansın bu alandaki koordinasyonu, iş birliğini artırmak ve güncel sorunlara çözüm üretmek noktasında çok önemli bir işleve sahip olduğuna inandıklarını dile getiren Altun, sözlerine şöyle devam etti:

Bugün ayrıca konferans başkanlığını da Türkiye olarak devraldık. Bir önceki dönem başkanlığını yürüten Suudi Arabistan'a ve değerli Bakan Mecid bin Abdullah'a konferansımıza yaptıkları katkılar için şükranlarımı sunuyorum. Biz de bu görevi dönem başkanlığını onur duyarak üstleniyoruz ve bu sorumluluğu, büyük bir hassasiyetle yerine getirmek için gayret sarf edeceğiz.

"Sömürge düzenine karşı çok boyutlu mücadele vermek zorundayız"

"Hakikat Ötesi Dönemde Dezenformasyon ve İslamofobi ile Mücadele" temasıyla düzenlenen konferansta, bu doğrultuda atacakları müşterek adımları istişare ettiklerini aktaran Altun, konuşmasına şöyle devam etti:

Hiç kuşkusuz, dezenformasyon ve İslamofobi, uluslararası alanda medya ve enformasyon bağlamında kurulan sömürge düzeninin kullandığı stratejiler arasında yer almaktadır. Dolayısıyla bu sömürge düzenine karşı, dayanışma içinde etkin ve çok boyutlu bir mücadele vermek zorundayız. Bu bir lüks değil, bir zarurettir, bir mecburiyettir. Biz de bu amaçla bugün konferansımızda çok önemli bir deklarasyonu kabul ettik. İstanbul Deklarasyonu olarak adlandırdığımız bu deklarasyon dezenformasyon ve İslam karşıtlığıyla mücadele açısından çeşitli sınamalarla boğuştuğumuz bu dönemde anlamlı ve kritik bir içeriğe sahiptir.

İstanbul Deklarasyonu'nda içinde bulunduğumuz dijital çağda sistematik dezenformasyonla mücadelenin önemi vurgulanmıştır. Dezenformasyon faaliyetleri ve yalan haberlerin, bireylerin ve ülkelerin güvenliklerinin yanı sıra dünyanın dört bir yanındaki Müslüman toplumu ve azınlıklar için oluşturduğu tehdide de bu deklarasyonda dikkati çektik. Dezenformasyonla mücadelede İslam ülkelerinin iş birliğini güçlendirecek somut adımları da ele aldık.

Teşkilat kapsamında bir uluslararası kanalın kurulması kararlaştırıldı

İstanbul Deklarasyonu'nda ayrıca mültecilere ve mültecilere ev sahipliği yapan ülkelere verilen desteğin de öneminin altını çizdiklerini ifade eden Altun, sözlerine şöyle devam etti:

İİT'nin İslam dünyası ile dünya kültürleri arasında oluşturduğu diyaloğa da dikkati çektik. Bununla beraber, Afrikalı kardeşlerimize yönelik ayrımcılık konusunda da farkındalığın artırılmasına yönelik çağrıda bulunduk. Üye ülkeler arasında ikili ve çok taraflı değişim programlarının yaygınlaştırılması yönündeki ortak iradeyle, İslam ülkeleri arasında kültürel etkileşim ve iletişimi artırıyoruz. Ayrıca, teşkilat bünyesinde İslam ümmetinin geleceğinin teminatı olan gençlerimizle iletişimin daha da sağlam, daha da sağlıklı şekilde sürdürülmesi noktasında bir forum düzenlenmesi kararı da aldık.

Diğer taraftan, teşkilat kapsamında bir uluslararası kanalın kurulması ve bu kanalın finansmanı konusunda Genel Sekreterlik aracılığıyla bir yol haritasının oluşturulması hususuna da karar verdik. Bu kanal, üye ülkelerin ve ilgili kurumların faaliyetlerini tanıtacak içeriklerle, İslam ümmetinin birliği doğrultusunda değerli bir araç olacak, bu kıymetli amaca hizmet edecektir.

 

Independent Türkçe, AA
 

DAHA FAZLA HABER OKU