Libya ve 3. Berlin Konferansı

Libya gazına oynamak, Libya'daki krizin çözümünün anahtarı olabilir. Zira kış kapıda. Rus doğalgaz tedariki azalmış durumda ve Ukrayna'daki savaş devam ediyor

Fotoğraf: ABD Libya Büyükelçiliği

Birleşmiş Milletler'in (BM) yeni Libya elçisinin göreve başlamasıyla birlikte Libyalı taraflar ile Libya'daki krize dahil olan uluslararası ve bölgesel aktörleri bir araya getirecek olan Berlin Konferansı'nın üçüncüsünden bahsedilmeye başlandı.

Ancak atalarımızın da dediği gibi; görünen köy kılavuz istemez.

Berlin Konferansı'na başkanlık eden Almanya, görev süresi sona eren Ulusal Birlik Hükümeti'ni (UBH) tanıyor.

Halkın seçtiği Temsilciler Meclisi tarafından görevlendirilen hükümeti tanımıyor.

Dolayısıyla bu durum Almanya'nın Libya'da seçilmiş otoriteye ve bunun sonuçlarına saygı duyan şeffaf bir arabulucu olmasını engelliyor.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

İçinde bulunduğu krizin çözümünün dışarıya taşınmasından dertli ve çileli olan Libya, 3. Berlin Konferansı'nın eşiğinde.

Daha önce Paris'te iki konferans ve Roma'da bir konferans düzenlenmişti. Bunların arasında Suheyrat Anlaşması ve daha sonra Cenevre Anlaşması imzalanmıştı.

Bunların hepsi bir çözüme varmada başarılı olamadı ya da başarısızlığa uğratıldı. Çözüm için fırsat olan ve eli kulağında olan seçimler bile iptal edildi.


Daha çok Libya'daki Avrupalı taraflar için bir kulüp niteliğindeki Berlin Konferansı'nın üçüncüsü için hazırlıklar başladı.

Bu taraflar, Libya'da çıkarları, özellikle de petrol ve gaz çıkarları kesişen İtalya, Fransa ve İngiltere'dir.

Libya gazı ve petrolü için karşılarında yeni bir rakip var: Türkiye.

Türkiye, Libya karasularında Akdenizdeki gazın ve petrolün paylaşımında Libya ile ortaklık elde etmesini sağlayacak coğrafi sınırları olduğu yanılgısına düşmüş durumda.

Bu sınır paylaşımı hukuken geçersiz bir anlaşmayla meşrulaştırılan bir coğrafi çizime dayalıdır.


3. Berlin Konferansı Libya'daki Avrupa anlaşmazlığını sona erdirecek ortak bir zemin bulmak için yapılabilir.

Libya'daki bu anlaşmazlık Türkiye'nin bu durumdan faydalanarak varlığını güçlendirmesini sağladı.

Türkiye'nin Libya'daki genişlemesi karşısında Avrupa'nın konumunun zayıf olması Avrupalıları endişelendiriyor.

Özellikle de konu Akdeniz gaz pastası olduğu için... Türkiye bu pastayı tek başına yiyip Avrupalıları saf dışı bırakmaya çalışıyor.

Kıyılarının Libya'ya yakın olmasına rağmen Avrupalılar, elleri boş bir şekilde Libya pastasından çıktılar.


3. Berlin Konferansı için duyurulan yol haritasına göre ilk olarak Temsilciler Meclisi ve Devlet Yüksek Konseyi'nden üzerinde uzlaşılmış bir anayasal zeminde anlaşmaya varmaları isteniyor.

Bu nokta, krizin yerinde saymasına sebep olarak siyasi bir tıkanıklığa yol açıyor.

Almanya önerisi sanki tekerliği yeniden icat etmeye çalışmak gibi bir şey. Yani yeni hiçbir şey getirmiyor.

Yerel olarak kriz, Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi arasındaki ihtilafın devam etmesinde yatıyor.

İkisi de yönetimde kalmak için adeta uzlaşmamak üzerine anlaşmışlar gibi. Nitekim ihtilaflarını devam ettirmek ikisinin de çıkarına.


3. Berlin Konferansı'nın yol haritasında yeni olan şey sopa gösterilmesi.

Yani Temsilciler Meclisi ile Devlet Yüksek Konseyi'nin seçimlerin anayasal zemini üzerinde uzlaşamaması durumunda referandum ya da karar vermek için Yargıtay Anayasa Dairesi'ne başvurmak gibi başka seçenekler olacak.

Bu, devamlılıklarını sağlamak için yalnızca ihtilafı sürdürmek konusunda hemfikir olan iki organın altındaki halının çekilmesi demek.
 


Libya gazına oynamak, Libya'daki krizin çözümünün anahtarı olabilir.

Zira kış kapıda. Rus doğalgaz tedariki azalmış durumda ve Ukrayna'daki savaş devam ediyor.

Tüm bu faktörler, Libya'da çözümü hızlandırmaya teşvik ediyor. Libya'daki kriz gerçek bir uluslararası çaba gösterilmeden senelerce unutularak bir kenarda kaldı.


Uygulanabilir bir çözüm aşamasına yükselen bir girişim olmadı.

BM Libya Destek Misyonu'nun (UNSMIL) yaptığı ve yapmaya devam ettiği estetik operasyonlarının ötesine geçilemedi.

Aslında bir çözüm getirmekten aciz olan Avrupalı taraflar arasında çözüm anahtarı bir Paris'e, bir Roma'ya, Londra öncülüğünde Cenevre'ye ve bir de iki kez Berlin'e atılıp durdu. Şimdi üçüncü kez Berlin'e atılacak.


Avrupalıların bu sefer Libya gazına olan ihtiyacı, onları Libya'da bir çözüm üzerinde anlaşmaya ve Total'den tutun ENI ve BP'ye kadar şirketleri arasındaki Libya'da dönen rekabeti ertelemeye veya sona erdirmeye itebilir.

Bugün bu şirketlerin hepsi, yatırım hacminin yaklaşık 30 trilyon dolar olduğu tahmin edilen Libya gaz havzasında Türkiye'nin adımlarıyla karşı karşıya.

Libya'daki krizin çözümünü hızlandırmanın arkasındaki niyet ne olursa olsun, Libya'da devam eden ve hem içerideki hem de dışarıdaki açgözlüler yüzünden kaynaklarının kurumasıyla gelecek nesilleri yoksullukla tehdit edecek noktaya gelen kaynaklar ve zenginlikler için yapılan bu vekalet çatışmasından kurtulmak Libya halkının yararına olacaktır.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Independent Türkçe için çeviren: Asasmedia

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU