Türkiye, İsveç ve Finlandiya konusunda kararlı görünüyor… Uzgel: Ankara iki türlü pazarlık yapıyor; Yılmaz: Fırsat kullanması normal

Devam eden Rusya-Ukrayna savaşı nedeniyle İsveç ve Finlandiya NATO'ya üye olmak için başvuruda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki ülkenin NATO'ya girmesine "hayır" diyeceklerinde ısrarlı. Ankara'nın tavrı bir krize yol açar mı? Uzmanlar yanıtladı

Ankara'nın İsveç ve Finlandiya tavrı krize yol açar mı? / Fotoğraf: AA

İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesinden sonra Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) 1949'da ABD, Birleşik Krallık, Kanada, Fransa, İtalya, Hollanda, Norveç, Portekiz, Lüksemburg, İzlanda, Danimarka ve Belçika'nın da içinde olduğu 12 ülke tarafından kuruldu.

2009'da Arnavutluk ve Hırvatistan, 2017'de Karadağ ve son olarak 2020'de Kuzey Makedonya NATO üyesi ülkeler oldu.

Aradan geçen 73 yılda 8 genişleme dalgasıyla üye sayısı 12'den 30'a çıktı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bosna Hersek, Ukrayna ve Gürcistan yıllardır üye olmak istemelerine rağmen üye yapılmadı.

Rusya'nın Ukrayna'ya işgal saldırısından sonra Avrupa güvenlik mimarisindeki gelişmelerden etkilenen Finlandiya ve İsveç, uzun yıllardır benimsedikleri askeri tarafsızlığı terk ederek NATO'ya üyelik başvurusu yapmayı kararlaştırdı.

Ukrayna işgali kararı etkiledi

Aslında uzun yıllardır Finlandiya ve İsveç'in NATO'ya üye olması tartışılıyor.

Finlandiya halkının sadece yüzde 20 kadarı NATO'ya üyeliği istediği için bu gerçekleşmedi.

Ancak Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrasında NATO üyeliğini destekleyen Finlerin oranı yüzde 70'in üzerine çıktı.

 

1949'da kurulan NATO 73 yılda 30 üyeye ulaştı
1949'da kurulan NATO 73 yılda 30 üyeye ulaştı / Fotoğraf: AA

 

Finlandiya'dan sonra İsveç de üyeliğe başvurma kararı aldı.

İki ülke gerekli son adımları atarak NATO üyeliği için önceki gün resmi başvurularını yaptı.

Fin ve İsveç'in üyeliklerine ilk itiraz Türkiye'den geldi.

Çünkü bir ülkenin NATO'ya üye olabilmesi için her şeyden önce mevcut 30 müttefik ülkenin hepsinin birden üyeliğe onay vermesi şartı bulunuyor.

Erdoğan: 'Evet' diyemeyiz

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son Meclis grup toplantısında, "Siz teröristleri bize vermeyeceksiniz ama bizden kalkıp NATO üyeliğini isteyeceksiniz. NATO bir güvenlik oluşumudur, bir güvenlik teşkilatıdır dolayısıyla bu güvenlik teşkilatını güvenlikten yoksun hale getirmeye biz 'evet' diyemeyiz" diyerek iki ülkenin üye olmasına karşı çıktı.

Önceki gün Millet Kütüphanesi'nde düzenlenen "Kütüphane Söyleşileri" kapsamında farklı şehirlerden gençlerle bir araya gelen Erdoğan, politikalarını kararlı bir şekilde sürdüreceklerini belirterek, "NATO'ya Finlandiya ve İsveç'in girmesine 'hayır' diyeceğimizi ilgili arkadaşlarımıza söyledik. Yolumuza bu şekilde devam edeceğiz" dedi.

 

erdoğan.jpg
Recep Tayyip Erdoğan / Fotoğraf: AA

 

Son açıklamasıyla Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye olarak karşı tavrı sürdüreceklerini bir kez daha yineledi.

Peki, Ankara tavrını sonuna kadar sürdürür mü?

İsveç ve Finlandiya'nın NATO'ya alınmamasıyla ilgili tavır krize yol açar mı? 

Konuya ilişkin Independent Türkçe'ye konuşan uzmanlar, Ankara'nın pazarlık için elini yükseltmek istediği görüşünde.

"Ankara iki türlü pazarlık yapıyor"

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. İlhan Uzgel, gösterilen tavır ile diplomatik bir krizin olduğunu söyledi.

Uzgel'e göre Türkiye'nin en yetkili ağızlardan üyeliği kabul ve onay vermeleri için bazı ödünlerde bulunulmasının istenmesi bizzat krizdir.

 

İlhan Uzgel
İlhan Uzgel / Fotoğraf: Twitter

 

Türkiye'nin uzun bir talep listesi olduğunu ve elini yüksekten tutmaya çalıştığını kaydeden Uzgel, "Aslında bu bir pazarlık masadıdır" dedi.

Ankara'nın iki türlü pazarlık yaptığını aktaran Prof. Dr. Uzgel, "Türkiye F-35 projesine geri dönüş, F-16 savaş uçaklarının satın alınması, CATSA yaptırımlarının kaldırılması ve PYD'ye yapılan yardımların kesilmesinin de içinde olduğu birçok talebi var. Yani Ankara hem ABD hem de İsveç ile taleplerde bulunuyor. Açık olarak İsveç ile arka kapıdan da ABD ile pazarlık yapıyor. Ama bunların hepsinin birden elde edilmesi pek mümkün görünmüyor ve Türkiye'de bunu biliyor, ancak Ankara elini biraz daha yüksekten tutmak istiyor" değerlendirmesinde bulundu.

"Türkiye'nin bu fırsatı kullanması çok normal"

Esenyurt Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Yılmaz ise Türkiye'nin yürüttüğü politikanın doğru olduğu görüşünde.

Makedonya'nın NATO üyeliği döneminde Yunanistan sergilediği tavrı hatırlatan Yılmaz, "Atina Makedonya NATO'ya girerken ismini değiştirecek kadar çok ağır bazı taleplerde bulundu. Koca Makedonya'nın ismi Kuzey Makedonya olarak değişti. Ülke egemenliğine bu kadar müdahale eden bir durumda bile NATO kabul etti" ifadelerini kullandı.

Türkiye'nin Avrupa Birliği üyelik sürecinde bile önerilen şartların bundan ağır olmadığına değinen Yılmaz, benzer süreçlerin yaşanmasının normal olduğunu belirtti.

 

Sait Yılmaz
Sait Yılmaz / Fotoğraf: Twitter

 

İsveç ve Finlandiya dışında Norveç, Almanya, Hollanda ve Fransa gibi ülkelerin müttefik olunduğu halde terör örgütlerine verdikleri desteğin ortada olduğunu kaydeden Yılmaz, "Bu uzun süredir Ankara ve NATO arasında devam eden bir konu ve bunun NATO içerisinde çözülmesi lazım. Müttefiklik ilişkisine yakışmayan birtakım davranışlar var. Bunların masaya yatırılması için Türkiye'nin bu fırsatı kullanması çok normal. Diğer ülkeler de bunu yapıyor" yorumunda bulundu.

"NATO Türkiye'nin en güçlü kalesidir"

Ankara'nın ABD başta olmak üzere Batı ile ilişkilerinin hassas bir dönemden geçtiğine vurgu yapan Yılmaz, "Konu sadece İsveç ve Finlandiya değil, daha genel anlamda Ankara'nın Batı ile ilişkilerini gözden geçirmesi gerektiğini düşünüyorum. Tabii burada Türkiye her konuda çok iyi yapıyor, Batı yanlış yapıyor de doğru değil. Mesela S-400'lerin alınması hataydı ve müttefiklik ilişkisine uymamıştır. Karşılıklı güvensizliğin aşılması için problemler masa başında çözülmeli" dedi ve sözlerini şöyle tamamladı:

"İsveç ve Finlandiya meselesinde Ankara tavrını sonuna kadar sürdürmeli. Uluslararası politikada ne alıp verdiğiniz önemlidir. Ankara belli bir konu da tatmin olursa bu tavrı daha fazla sürdürmeyebilir, sürdürmemesi de lazım. Türkiye'nin yeri Batı'dır, NATO ittifakıdır. Rusya ile bir ittifak içerisine girmemiz söz konusu bile olamaz. Bugün İsveç ve Finlandiya neden NATO'ya girmek istiyorsa, II. Dünya Savaşı'ndan sonra biz de aynı gerekçe ile girdik. Çünkü Ruslar kapımızdaydı ve şartlar değişmedi. Türkiye için NATO kararı doğrudur ve en güçlü kalesidir. Asla ayrılmamalı ancak müttefiklik ilişkilerini de sağlam bir zemine oturtmalıdır."

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU