NATO'yu en iyi bilen Türklerden biri olan Dr. Savaş Biçer, 5 soruda Ukrayna krizini yorumladı

Biçer: Rusya'nın "Tırmanmayı arttırmak suretiyle tırmanmayı azaltmak" siyaseti başarılı olabilecek mi, göreceğiz. Ukrayna'da başlayacak bir Batı-Rusya, NATO-Rusya ya da ABD-Rusya sıcak çatışmasının kısa sürede yayılma ihtimali her zaman var

Fotoğraf: Reuters

 

Dr. Savaş Biçer, Harp Akademileri'nden kurmay subay olarak mezun olduktan sonra Bosna-Hersek, Kosova, Makedonya ve Afganistan'daki NATO görevlerinde aktif olarak rol aldı. Belçika'daki NATO karargahında da çalışan Biçer, emekli olduktan sonra akademiye yöneldi. NATO Müşterek Kuvvetler Eğitim Merkezi'nde çalışmalarını sürdüren Biçer ile Ukrayna'dan başlayarak bütün dünyanın gözünü çevirdiği krizi 5 başlıkta konuştuk.


1- NATO uzun bir süredir Ukrayna'nın üyeliğini bekletiyor. Başka Doğu Avrupa ülkeleri birliğin üyesi olmuşken Ukrayna'ya gösterilen bu tavrın nedeni nedir?

Ukrayna'nın mevcut durumu itibarıyla toprak bütünlüğü konusunun henüz kalıcı olarak barışçı bir çözüme kavuşamaması ve Rusya-Ukrayna çatışma riskinin ilerde NATO'yu 5. madde nedeniyle bir savaşa sürükleme ihtimali önemli bir etken bence. Zira Rusya, NATO'nun Soğuk Savaş sonrası uygulamaya başladığı "Açık Kapı Politikası ve Barış İçin Ortaklık" (PfP) kapsamında Ukrayna'nın NATO üyeliğini kendisine yönelik bir tehdit olarak kabul ve beyan ediyor. Bu tavır Gürcistan için de aynı nedenlerle geçerli diye düşünüyorum.
 
 

Savaş Biçer
Dr. Savaş Biçer / Fotoğraf: Twitter

 

"Rusya, Tuna Nehri'ne kadar olan alandaki Rus nüfusu siyasi çıkarları için kullanabilir"

2- Rusya Devlet Başkanı Putin, Donetsk ve Luhansk'ın bağımsızlığını tanıdı. Kırım'la benzer bir sürecin yaşanacağını öngörebilir miyiz? Bu durum Kırım'a ulaşan Doğu Ukrayna topraklarının tamamını tehdit eden bir niteliğe bürünür mü?

Ukrayna, 1991 yılında Kırım'ın özerk statüsünü teyit etmişti. Bugün söz konusu iki bölgede yaşananlar ise elbette farklı bir durum. Ancak yine de ileride Rusya'nın bölgedeki etkisini ve varlığını arttıracak şekilde Kırım ile benzer süreç beklenebilir ve dahası adım adım Rus nüfusun çoğunlukta olduğu Doğu ve Güney Ukrayna'da daha az yoğunluklu ama benzer bir süreç yaşanabilir. Esas olarak Rusya'nın, Tuna Nehri'ne kadar bir alanda yaşayan Rus nüfusun varlığını önemsediğini ve gerektiğinde bu demografik yapıyı siyasi çıkarları için kullanabileceğini ihmal etmemek gerekli bence.

"Rusya, 'Hayatta kalabilmek için buna izin vermeyeceğiz' diyor"
 
3- Putin'in dünya kamuoyuna seslendiği konuşmasında NATO'ya verdiği mesajlar neydi?

Bu konuşmayı aslında Putin'in 2007 Münih Güvenlik Konferansı konuşması ve 2021 Temmuz ayında yayınlanan makalesi ile birlikte değerlendirmek gerekir bana göre. Hepsinden çıkarılacak sonuç, Rusya, ABD'ye ve ABD'nin etkisindeki NATO'ya güvenmiyor. Bu güvensizliği de öncelikle iki Almanya'nın birleşmesi döneminde NATO'nun doğuya 1 inch bile ilerleyemeceği konusunda 1990 yılında Rusya'ya verilen sözün tutulmadığına dayandırıyor. NATO'ya "ABD politikalarına esir olup Rusya'yı yavaş yavaş kuşattınız, hatta gelip kapımıza dayandınız, arka bahçemize dadandınız. Hayatta kalabilmek için buna izin vermeyeceğiz. Rusya bunu başarabilecek gücü olan, büyük ve köklü bir devlettir" mesajını veriyor olabilir.
 

 

Rusya ve Ukrayna hattında gerginlik devam ediyor
Rusya ve Ukrayna hattında gerginlik devam ediyor / Fotoğraf: Reuters


"Macron'un girişimi, ABD'nin Avrupa güvenliğine olan bakışını etkileyebilir"

4- Macron'un arabuluculuğuyla başlayan yeni müzakere süreci Avrupa'daki güvenlik dengelerini değiştirir mi?

Fransa'nın "Avrupa'nın sorununu Avrupalılar çözsün" gibi bir yaklaşımı var. Bu bir süredir Macron'un gündemde tuttuğu girişim, eğer kendi çıkarları için gerekli görmezse, ABD'nin Avrupa güvenliğine olan bakışını ve katkısını olumsuz etkileyebilir. Burada Almanya'nın tutumu ve NATO'nun kıta Avrupası'ndaki üyelerinin bu tutuma vereceği destek Avrupa'daki güvenlik dengeleri üzerinde etkili olacaktır.

"Tırmanmayı arttırmak suretiyle tırmanmayı azaltmak siyaseti"
 
5- Gerek NATO gerekse Rusya'nın güvenlik çekincelerinde haklı mı? Bu gerekçeler bölgeyi bir savaşa sürükleyebilir mi?

Karşılıklı olarak yaşanan tırmanma NATO-Rusya değil de sanki ABD-Rusya arasındaki bir güç gösterisine dönmüş durumda. Kapısının önündeki, NATO kapsamında bir ABD askeri varlığı ile kendisini askeri, siyasi ve ekonomik bakımdan çevrelemeye çalışan Avrupa Birliği ve Batı politikaları Rusya için bir güvenlik tehdidi. Ancak bu nedenle bir süredir giriştiği 'Gri Bölge çatışma yöntemlerinden' vazgeçip, genel bir savaşa dönüşebilecek bölgesel, sınırlı bir sıcak çatışmaya sebep olmak ve uluslararası hukuka uymayan bir yöntem uygulamak istemiyor. Rusya'nın "Tırmanmayı arttırmak suretiyle tırmanmayı azaltmak" siyaseti bir şekilde başarılı olabilecek mi, göreceğiz. Ukrayna'da başlayacak bir Batı-Rusya, NATO-Rusya ya da ABD-Rusya sıcak çatışmasının kısa sürede bütün Karadeniz bölgesine, Baltık ülkelerine ve Arktik Bölgeye yayılma ihtimali her zaman var, bütün taraflar bunun farkında sanıyorum.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU