Taliban'ın diplomatik zaferi

Esedullah Oğuz Independent Türkçe için yazdı

Fotoğraf: AFP

22 Ocak günü sabahın karanlığında birer birer uçaktan indiler; hepsi şalvar-kamiz denilen geleneksel Afgan kıyafeti giymişler, üzerlerinde patu denilen yatak örtüsünü andıran çarşaflar var.

Tam 20 yıl boyunca Afganistan dağlarında ve köylerinde nasıl dolaşmışlarsa, Avrupa'nın göbeğine de aynı kılıkla gelmişler. Ellerinde birer kalaşnikof olsaydı, o zaman görüntü tamamlanmış olacaktı. 

15 kişilik Taliban heyetinin Norveç'e gerçekleştirdiği ziyaret, örgüt için diplomatik bir zafer, Batı içinse ikinci bir yenilgi anlamına geliyor. Birinci yenilgiyi, Amerikan ve NATO uçakları 2021 Ağustosu'nda kaçarcasına ışıklarını bile yakmadan sabahın alaca karanlığında Afgan kentlerinden sessizce havalandığında yaşamışlardı. 

Norveç'in başkenti Oslo'daki görüşmelerin açıklanan gündemi, Afgan halkının karşı karşıya bulunduğu açlık felaketi ve Afganistan'ın yurt dışında dondurulan mal varlıkları.

BM'ye göre, Afganistan'da 22,8 milyon insan yiyecek kıtlığı ve 8,7 milyon kişi de açlıktan ölme tehlikesiyle karşı karşıya. 
 

ap.jpg
Taliban'ın Dışişleri Bakanı Emirhan Muttaki, AB Afganistan Özel Temsilcisi Nigel Casey'le Oslo'daki görüşme öncesi el sıkışırken / Fotoğrraf: AP

 

15 Ağustos 2021'de Taliban'ın iktidarı ele geçirmesinden beri Afganistan'a yapılan uluslararası yardımlar askıya alınmış durumda. ABD de, Afgan Merkez Bankası'nın 9,5 milyar dolarlık naktini dondurdu.

Bu yüzden Afganistan'daki memurlar aylardan beri maaş alamıyor, birçok okul, hastane, klinik ve dernek kapandı. 

Taliban delegesi Şefiullah Azam, "Afganlar arasındaki siyasi anlaşmazlıklar yüzünden Afgan halkını cezalandırmayın, mal varlıklarımızı serbest bırakın ki milyonlarca Afgan açlıktan kurtulsun" diyor.

Azam'ın sözleri kulağa son derece makul ve insancıl gibi gelse de Afganistan gerçekleri bunun tam tersi bir durumun söz konusu olduğuna işaret ediyor. 


Taliban Batı'dan makul taleplerde bulunurken kendisi aynı derecede makul davranmıyor.

Nitekim Taliban milisleri Kabil'de gece yarısı kadın aktivistlerin evlerini basıp onları yaka-paça götürürken, Kuzey Afganistan'da Özbek, Türkmen, Tacik ve Hazara gibi Peştun olmayan etnik gruplara mensup insanların arazilerini gasp ediyor, örgütün haksız uygulamalarını eleştiren mollaları tutuklamak için camileri basıyor, yerel halka korku ve dehşet saçıyor. 

Batı medyasının Farsça ve Peştuca yayınlarında sık sık yer alan bu tür haberler, artık uluslararası medyanın pek ilgisini çekmiyor.

Batı ve dünya için Afganistan'da olup bitenler ve Afganlar arasındaki sorunlar pek önemli değil, yeter ki bu ülkeden kaynaklanan sorunlar Afganistan'ın sınırlarını aşıp dünyanın başını ağırtmasın. Bunların başında da terör tehlikesi ve mülteci akını geliyor. 


Bu yüzdendir ki, Oslo görüşmelerinin (dondurulan mal varlıklarının serbest bırakılması ve insancıl yardım gibi) açıklanan gündeminin yanında, bir de gizli gündemi bulunuyor. O da, diplomatik tanınma karşılığında ülkede geniş tabanlı bir yönetimin kurulması. 

Kaçarken ülke kaynaklarını yağmayalan eski Afgan yönetiminin liderleri, hem Afgan halkının hem de dünya kamuoyunun gözünden düştüğü için Taliban karşısında modern ve medeni Afganistan'ı temsil eden bir grup henüz ortalıkta yok.

İsimleri ortalıkta dolaşan birkaç Afgan aktivist ise Afganistan'ın aydınlık yüzünü temsil etmekten oldukça uzak görünüyor. Zira, onları -kendi yakın çevreleri hariç- ne kimse tanıyor, ne de güveniyor. 


Geçtiğimiz ağustos ayında Taliban'ın Afganistan'da iktidara gelmesinden beri tüm ülkeler, 20 yıl boyunca terör örgütü olarak kabul edilen silahı grubun liderlerini en üst düzeyde kabul edip görüşüyor, ardından da hemen "ama bu, onları resmen tanıdığımız anlamına gelmez" diyerek açıklamada bulunuyor. 

Taliban liderleriyse bu açıklamalara bıyık altından gülüp geçerken hedefine kilitlenen bir füze gibi her alanda ilerlemeye ve kendini kabul ettirmeye devam ediyor.

Oslo'da Avrupa karşısında diplomatik zafer kazanan Taliban'ın bir sonraki hedefi ise, Washington'da en üst düzeyde ağırlanmak. Yakın bir zamanda çember sakallı göbekli Taliban temsilcilerini Beyaz Saray'da görürseniz, şaşırmayın. Şimdiden bu görüntüye hazır olun. Zira Oslo, bunun ön adımı ve hazırlığı. 

Türkçede "Bükemediğin eli öpeceksin" diye bir söz var. 20 yıldır Taliban'ın elini bükemeyen ABD ve NATO, deyim yerindeyse bugün onun elini öpüyor. 

Batı'nın demokrasi, insan hakları ve bireysel özgürlükler vaatlerine inanan milyonlarca Afgan ne olacak derseniz, onların umutları ikinci bir 11 Eylül faciasına kadar ertelenmiş bulunuyor. 

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU