Anayasal monarşiye dönülmesi Libya’nın can simidi mi?

Bağımsızlık Anayasası’nın esas alınması ve Prens Muhammed er-Rıda es-Senussi’nin Kral olmasına yönelik talepler gündemde… Gözlemciler bunu hayalperest düşünceler olarak görüyorlar

Bazıları, Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi başkanlığında bir naiplik konseyi kurulmasını öneriyor. Fotoğraf: AFP

Genel seçimlerin engellerle karşılaşmasının ardından Libya'da siyasi ufkun kapanması ve krizin yıllar önce sona erdiği noktaya dönüp bir kısır döngüye girmesiyle Libyalılar, yönetim sorununu çözmek için olası alternatifler aramaya başladılar. Bu alternatifler arasında, 1950’lerin başında onaylanan ve Kaddafi'nin monarşiye karşı darbesinden sonra 1960’ların sonunda askıya alınan Bağımsızlık Anayasası’na dönüş çağrıları da yer alıyor.

Libya Krallığı anayasasının tekrar yürürlüğe konması çağrısında bulunan sesler Birleşmiş Milletler (BM) Libya Destek Misyonu’nun (UNSMIL) ülkedeki kriz dosyasını yönetmeye başlamasıyla yıllar önce yatışmıştı. Ancak Libya’daki geçiş aşamalarından çıkmaya yönelik uluslararası yol haritasının çıkmaza girmesinin ardından bu talep tekrar gündeme geldi.

Anayasal monarşi destekçilerinin çağrıları, bu yönetim biçiminin etkinleştirilmesini talep etmekle sınırlı kalmıyor. Zira birçok destekçi, geçtiğimiz 10 yılda ülkeyi tüketen iktidar mücadelesini sona erdirmek için Libya Krallığı tahtının hayatta kalan tek meşru varisinin tekrar göreve getirilmesini istiyor.

Anayasal krize çözüm

Libya'da anayasal monarşiye dönülmesini destekleyenler, bu seçeneğin yalnızca iktidar mücadelesini sona erdirmekle kalmayıp, aynı zamanda ülkedeki anayasal boşluğu da dolduracağını savunuyorlar. Özellikle siyasi, kültürel ve bölgesel oluşumların çoğunun 2017 yılında Anayasanın Hazırlanmasından Sorumlu Kurucu Heyet tarafından hazırlanan yeni anayasa taslağını reddetmesiyle birlikte seçim sürecinin başarısız olmasının nedenlerinden biri de anayasal boşluktu.

Bu çağrıları yapanlara göre anayasal monarşinin meşru varisi olan Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi, ülkeyi son yıllarda siyasi ve askeri çatışmalarda oldukça önemli roller üstlenen çekişmeli kişilerin etrafındaki bölünme sarmalından kurtaran birleştirici ve uzlaştırıcı kişi rolünü oynayabilir.

Bu çağrıları yapanlara göre Muhammed er-Rıda es-Senussi geçmiş yıllarda siyasi çekişmelerden uzaktı ve çatışmanın taraflarından hiçbirini kabul etmiyordu. Bu yüzden herkesin kabul edebileceği tek isim Muhammed er-Rıda es-Senussi.

Yıllar önce hareketlenme

Bu öneri yıllar önce, özellikle de 2016 yılında siyasetçilerden ve aşiretlerin ileri gelenlerinden oluşan bir grubun monarşinin tekrar gelmesini destekleyen ‘Anayasal Monarşiye Dönüş Hareketi’ adını verdikleri bir örgüt kurduklarını duyurmasıyla ortaya çıkmıştı. Örgütün kurucuları Trablus, Bingazi, Tobruk ve el-Beyda kentlerinde gösteriler düzenleyerek Libya halkını görüşlerini ve taleplerini desteklemeye çağırmışlardı.

Anayasal Monarşiye Dönüş Hareketi, kuruluş bildirgesinde Libya halkına “Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi'yi Libya kralı olarak tanımaları ve 1951'de çıkarılıp 1963'te değiştirilen Bağımsızlık Anayasası’na geri dönülmesi” çağrısında bulunmuştu.

Bildirgede imzası bulunanlar şu ifadeleri kullanmıştı:

“Kraliyet tahtının meşru hak sahibi Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi’nin geri dönmesini ve atalarımızın ve dedelerimizin modern Libya devletinin kurucusu Kral Muhammed İdris es-Senussi için yaptığı gibi Muhammed er-Rıda es-Senussi’nin ülkenin kralı olarak tekrar tanınmasını istiyoruz. Libya yıllardır çatışmalardan ve iktidar mücadelesinden sıkıntı çekiyor. Bu durum Libya topraklarında terörizm ve radikalizmin yayılmasına, yerleşmesine ve Libya'nın kaderini ve sivil ve askeri kurumlarını kontrol etmesine fırsat verdi.”

Yegâne açıklama

Öte yandan Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi ülkenin kralı olarak atanmasına yönelik çağrılara yalnızca tek bir açıklama ile cevap verdi. Nadir bir şekilde video üzerinden iki yıl önce yaptığı bu yegâne açıklamada Muhammed er-Rıda es-Senussi “Takdir halkındır. Ülke şu anda bağımsızlık kazanılmadan önceki koşulların aynısını yaşıyor. O zamanlar da çatışmalar ve dış müdahaleler vardı ancak Libyalılar bir anayasa altında birleşmiş ve Krallık kurulmuştu” ifadelerini kullanmıştı.

Muhammed er-Rıda es-Senussi şahsi resmi sitesinden yayınladığı video kaydının devamında “Monarşinin geri getirilmesi, dahili veya harici taraflarca manipüle edilecek bir kart değil. Bir kanun devleti ve anayasanın olmamasından ve vatandaşın acısını artıran güç ve para kavgalarından ötürü yaşadıkları elim gerçekliğe son verip devleti inşa etmeleri için Libyalıları hoşgörüye davet ediyorum” demişti.

Geçici bir çözüm

Şarku’l Avsat’ın Independent Arabia’dan aktardığı habere göre, Libyalı tarafların genel seçimler ve kanunları üzerindeki yasal tartışmayı sona erdirmek için anayasa ile ilgili hususları görüşmek üzere tekrar diyalog masasına dönmesiyle geçtiğimiz günlerde Libya'da anayasal monarşiye dönme çağrıları tekrar yapılmaya başlandı. Geçtiğimiz aralık ayında yapılması planlanan cumhurbaşkanlığı seçimlerinin yapılamamasının en bariz sebeplerinden biri seçim kanunlarıydı.

Libya Devlet Yüksek Konseyi (DYK) üyesi Ahmed Lanki konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Anayasal anlaşmazlığı sona erdirmenin çözümü, beş yıllığına federal sisteme geçilerek Bağımsızlık Anayasası'nı tekrar yürürlüğe koyup ardından referanduma götürmekten geçiyor. Bu öneri Temsilciler Meclisi (TM) ve DYK arasında, müzakere komiteleri arasındaki ortak toplantılar kapsamında istişare edilerek uygulanabilir” ifadelerini kullandı.

Diğer yandan Anayasanın Hazırlanmasından Sorumlu Kurucu Heyet üyesi Salim Keşlaf açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“1951 anayasasına geri dönmekten bahsedilmesi, özellikle El-Beyda Mahkemesi'nin yıllar önce anayasayı geçersiz kılan bir karar vermesiyle tarihe karıştı. Anayasanın Hazırlanmasından Sorumlu Kurucu Heyet’e bağlı İletişim Komitesi sivil toplum kuruluşları (STK) ve insan hakları örgütleriyle anayasal sürecin tamamlanmasına yönelik tartışmalarına devam ediyor. Şu anda bir üçüncüsü olmayan iki seçeneği inceliyor; ya anayasa referandumu ya da cumhurbaşkanlığı ve parlamento seçimlerinin yapılması için geçici bir anayasal temelin kabul edilmesi.”

Hala geçerli olan anayasa

Libyalı yazar ve araştırmacı İbrahim el-Hingari konuya ilişkin yaptığı açıklamada “Krallık dönemindeki Libya anayasası ve federal sistemin kaldırılmasından sonra üzerinde yapılan değişiklikler hala geçerli. Muammer Kaddafi'nin askeri darbesinden sonra anayasanın askıya alınması veya iptal edilmesi kararının hiçbir hukuki değeri yoktur” dedi.

1951 anayasasının işleyişini durduran rejimin düşürülmesinden sonra anayasanın otomatik olarak tekrar yürürlüğe konmamasına şaşıran Hingari “2011'deki devrimden sonra Ulusal Geçiş Konseyi (UGK), marşı ve ulusal bayrağı tekrar aktifleştirmeye karar verdi. Bunların ikisi de eski anayasada mevcut. UGK’nin Bağımsızlık Anayasası’nın tekrar yürürlüğe konması yönünde bir karar vermek yerine neden bir anayasa bildirgesi çıkardığını kimse bilmiyor” dedi.

Hingari açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Bu hata, UGK’nin bağımsızlık marşı ve bayrağını tekrar etkinleştirmeye yönelik kararına istinaden, seçilmiş TM ya da Bakanlar Kurulu’nca çıkarılan ve Bağımsızlık Anayasası’nın tekrar yürürlüğe konup devletin resmi adı olan Libya Krallığı’nın geri verilmesini şart koşan bir kararla UGK tarafından düzeltilebilir. İlk aşamada Prens Muhammed el-Hasan er-Rıda es-Senussi’nin Veliaht Prens ve Kral Vekili babasının askeri darbenin ardından bıraktığı vasiyeti uygulanarak Muhammed er-Rıda es-Senussi liderliğinde bir naiplik konseyi kurulmasını öneriyorum. Prens ile birlikte Libya’nın üç bölgesini -Trablusgarp, Sirenayka ve Fizan- temsil edecek dürüstlükleri ve tecrübeleriyle tanınan üç kişi seçilmesini öneriyorum.”

Hayalperest düşünceler

Siyaset Bilimi Profesörü Cemal eş-Şatşat, birden fazla karmaşık krize boğulmuş olan ve yerel çatışmaların hummalı uluslararası ve bölgesel rekabetlerle iç içe geçtiği Libya'nın kurtarıcısı olarak monarşiyi pazarlamaya çalışan “hayalperest düşünceler” olarak tanımladığı öneriyi eleştirdi.

Şatşat “Yarım yüzyıldan fazla geriye gitme çağrısı yapanlar, bu uzun zaman zarfında yaşanan ve anayasal monarşiye dönme hayallerini gerçekleştirmelerinin önünde engel teşkil edecek uluslararası ve yerel değişimlerin boyutunun farkında değiller” dedi.

Libya’nın bağımsızlığını kazanmasından ve 1951'de referanduma gitmeden Libya'nın üç bölgesinden oluşan bir komitenin oybirliğiyle oluşturulan anayasanın kabul edilmesinden sonra ülke Kral İdris es-Senussi'nin liderliğinde monarşi ile yönetiliyordu. Ancak o dönem Muammer Kaddafi’nin liderliğinde Libya ordusundaki subaylar iktidardaki rejime darbe yaptıktan sonra 1969 yılında anayasa askıya alınmıştı.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.


Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU