El-Ula Anlaşması'ndan bu yana anlaşmazlıklar sıfırlandı

Çeşitli uzlaşılar, bölgemizin uç noktalarında tehlikeli gerilimlerin merkeze yayılmasını önlemek için uzun bir duvar örecektir

Fotoğraf: AA

Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman, 335 gün önce diğer beş Körfez Arap ülkesini el-Ula şehrinde toplantıya davet etti ve onlara toplu uzlaşı projesini sundu.

Ardından Mısır ve ABD hükümetleri, Arap Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) temsilcilerinin huzurunda 'el-Ula Anlaşması' imzalandı.

O dönemde iyimser bakış açısına sahip olanların çoğunluğu, "Bakalım, mümkünse anlaşmayı test etmek için altı ayımız var. Anlaşmazlıklar çok çeşitli ve iç içedir. Bireysel olanlar olduğu gibi kolektif olanlar da var. Uzlaşmalar taviz olmadan gerçekleşemez" dedi.

El-Ula'daki bu anlaşmanın üzerinden yaklaşık bir yıl geçmesinin ardından şimdi, uzlaşmaların yavaş ve ileriye doğru hareket ettiğini, siyasiden hukukiye kadar tartışmalı konuların çoğu üzerinde anlaşmaya varıldığını söyleyebiliriz.

Tüm hükümetlerin tavizler verdiğini de söylemek gerekir. Uzlaşmalara, özellikle Mısır ile Türkiye arasında, birkaç detaylı görüşmeden sonra gerçekleştirilen, şaşırtıcı ve heyecan verici anlaşmalar eşlik etti.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Prens Muhammed bin Selman, beş Körfez ülkesinin başkentine gerçekleştireceği ziyaretlere dün Maskat'tan başladı. Bu ziyaretler, geçtiğimiz yıl 5 Ocak'ta el-Ula'da başladığı yolculuğu pekiştirecek.

Ziyaretin hemen öncesinde anlaşma için tamamlayıcı nitelik taşıyan birçok atılım gerçekleşti. Türkiye'nin Katar Emiri'nin gözetiminde Suudi Arabistan ile uzlaşma çemberini genişletme arzusunu dile getirmesi, Abu Dabi Veliaht Prensi Şeyh Muhammed bin Zayed'in iki hafta önce Ankara'ya ziyaret gerçekleştirmesi, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Ulusal Güvenlik Danışmanı'nın geçtiğimiz pazar günü Tahran'ı ziyaret etmesi ve İran Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşme, geçtiğimiz aylarda Irak'ın başkentinde Suudi-İran görüşmeleri yapılması bu atılımlar arasında yer aldı.

Yıl, Körfez'deki 'anlaşmazlıkları sıfırlayan', 'el-Ula Anlaşması'nın sonuçları ve bölgesel gerilimlerin çoğunu azaltmayı kabul ederek bölge sorunlarına olumlu etkileri ile sona eriyor.


Gerçek şu ki, bölgedeki üst düzey ve sayıca fazla olan gerilimler bir boşluktan kaynaklanmıyor.

Eşzamanlı çöküşlere neden olan, ülkelerin yönetemeyeceği kadar büyük boşluk ve krizler yaratan, ardından Libya, Suriye ve Yemen'de başarısızlıklara ve savaşlara dönüşen 2011 devrimlerinin dolaylı bir sonucudur.

Krizler Irak, Sudan, Tunus ve Lübnan'ın istikrarını tehdit etmeye devam etti. Unutulmamalıdır ki, her ülkenin sınırlarını güvence altına almak, içerisinde kaos yayma sürecini durdurmak ve krizlerin ortasında ya da uçurumun kenarındaki ülkeleri kurtarmak için ittifaklar aradığı on zorlu yılın herkes için geçtiğini hatırlayalım.

Hem Körfez'deki hem de daha geniş bölgesel çevrelerdeki anlaşmazlıklar bu kolektif gerilimlerden doğdu.


Körfezdeki çabalar, aralarındaki anlaşmazlıkları ortadan kaldırdı. Uzlaşma, birçok ayrıntı ve tüm tarafların tavizleri üzerine inşa edildi.

Sonuçları Mısır ve Türkiye'yi de kapsayacak şekilde genişledi. İran'ın da buna dahil olduğunu söyleyemem, çünkü İran'la aradaki anlaşmazlıklar, Yemen, Irak, Suriye ve Lübnan gibi bölgesel meselelerle daha karmaşık.

Bununla birlikte, İran'la tansiyonu azaltmak ve uzlaşıya varmak, ortak bölgesel sükuneti sağlamak için faydalı olmaya devam ediyor. Daha da önemlisi, bu çoklu uzlaşmalar sahada test edildi.

Başarısını müjdeleyen 'el-Ula Anlaşması'nın imzalanmasından bu yana 11 ay geçti. Tüm bölgeyi daha iyi günler bekliyor. Uzlaşma treninin güzergahı Suudi Arabistan, BAE, Katar ve Bahreyn'le sınırlı kalmayacak.


Çeşitli uzlaşılar, bölgemizin uç noktalarında tehlikeli gerilimlerin merkeze yayılmasını önlemek için uzun bir duvar örecektir.

Bölgenin çevresinde İran ile Azerbaycan ve ondan önce Azerbaycan ile Ermenistan, ayrıca Türkiye ile Yunanistan arasındaki savaşlar ve son zamanlarda Etiyopya'daki iç savaş söz konusu. Ayrı ihtilaflar olsa da Arap ihtilaflarının eksenlerinden beslenip bizi tehdit edebilirler.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Beyan İshakoğlu

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU