Çin'in ekonomik yöntemi ve serbest piyasa destekçileri

Çin için şu anda en büyük endişe, Evergrande'nin çöküşü

Fotoğraf: Aly Song/Reuters

Çin'deki en büyük gayrimenkul geliştiricilerinden biri olan Evergrande, 300 milyar dolarlık borç yükünün altında ezilmesinin ardından iflasını açıklamaya doğru gidiyor.

Bu gelişme, gayrımenkul sektöründe bir finans krizi noktasına ulaşabilecek daha geniş kapsamlı bir çöküşe dair korkuları artırıyor.


Gelgelelim Çin hükümetini kuşatan tek kriz bu değil, elektrik arzında beklenmedik kesintiler, sanayi ve üretimi yavaşlatmakla tehdit ediyor.

Yine geçen yıl boyunca hükümet, Çin'deki aktif internet şirketlerini düzene sokmak için şiddetli bir kampanya yürüttü ve bu da yatırımcıların yüz milyarlarca dolara ulaştığı tahmin edilen kayıplara uğramasına neden oldu.


Bu krizlerin ortak özelliği, hepsinin hükümet politikalarının ürünü olması.

Pekin'in görüşüne göre, bu politikalar ekonomideki derin yapısal sorunları düzeltmeyi ve gelecekteki büyüme için daha sağlam bir temel oluşturmayı amaçlıyor.

Dışarıdan pek çok kişi içinse bu krizler, geçmişin piyasa odaklı reformlarından umut kırıcı bir geri dönüşü temsil ediyor.

Çin'in uzun süredir devam eden ekonomik patlamasının sonunu işaret ediyor. Ancak Çin'in ölümüyle ilgili tahminler, çoğu zaman olduğu gibi büyük olasılıkla yanlış.


Ekonomi, yılın son çeyreğinde yavaşlayarak bir önceki çeyreğe göre sadece yüzde 0,2 büyüdü. Yavaşlamanın etkileri, önümüzdeki birkaç ay içinde daha da belirginleşecek.

Çin'de yavaşlayan büyüme, Kovid-19 salgınının yol açtığı çalkantıların ardından yeniden ayağa kalkmak için mücadele eden küresel ekonomi için hiç de hoş karşılanmayacak bir haber.

Ancak önümüzdeki birkaç yıl içinde Çin'in, kısmen şu anda sürdürdüğü sıkı çalışmalardan kaynaklanan ivme kaybını yeniden kazanması muhtemel.
 

Çin için şu anda en büyük endişe, Evergrande'nin çöküşü.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Çinli gayrimenkul geliştiricilerinin çoğunluğu gibi, şirket de iki ana finansman kaynağına güveniyor; daha proje aşamasında satılan konutların alıcıları tarafından ödenen depozitolar ve büyük miktardaki borçlar.

Evergrande'nin sorunları, geçen yıl gayrımenkul geliştiricilerini borçlarını azaltmaya zorlamak için başlatılan, ülkenin borcunu kontrol altına almaya yönelik 5 yıllık çabanın son adımı olan bir hükümet kampanyasından kaynaklanıyor.

Uluslararası Ödemeler Bankası'na göre, Çin'in toplam borç seviyesi 2008'den bu yana iki katına çıkarak GSYİH'nın yüzde 290'ına ulaştı.

Bu seviye, iyi gelişmiş finansal sistemlere sahip zengin ülkelerle karşılaştırıldığında, orta gelirli bir ülke için yüksek.

Çinli liderler, bir finans krizinden veya 1990'larda Japonya'nın -borç kaynaklı büyük emlak balonunun patlamasının ardından- yaşadığına benzer bir duraklamadan kaçınmak için gelecekteki büyümenin geçmişe göre daha az borca ​​bağımlı olması gerektiğini biliyorlar.


Sorun şu ki, emlak sektörünün borçlarını hedef alarak Çinli düzenleyiciler, ülkenin ekonomik büyümesinin dörtte biri kadarını doğrudan veya dolaylı olarak etkileyen güçlü bir motoru stop etme riskini alıyorlar.

Sorun, Evergrande şirketinin ötesinde, diğer geliştiriciler de borçlarını ödemekte zorlanıyorlar.

Ayrıca, Çin'de yeni konut satışları ve inşaatları da gün geçtikçe geriliyor. Gayrimenkul borcunu azaltma etmeni, Çin'in önümüzdeki çeyreklerde büyümesini neredeyse kesin bir şekilde etkileyecek.

Ancak bu, borç yüklü bir şirketin çöküşünün daha geniş bir finansal veya ekonomik çöküşe yol açtığı "Lehman anı" olarak bilinen gelişmeye yol açmayacak, çünkü Çin'in büyük bir tasarruf havuzu var.

Hükümet şu anda HNA, Anbang, Baoshang Bank ve devlete ait devasa bir varlık yöneticisi olan Huarong gibi özel holdingler dahil olmak üzere büyük şirketlerin çöküşünü yönetmekte usta.


Daha büyük soru işareti, Başkan Şi yönetiminde devletin piyasaya müdahale eğilimi güçlü görünürken, Çin'in dinamik bir ekonomiyi sürdürüp sürdüremeyeceğidir.

Cevap; devletin daha fazla disiplin arzusuna rağmen, Çin piyasaları reddetmiyor, dolayısıyla ekonomisi dinamiğini koruyacak.


Devletin bazı müdahaleleri akıllıca. Emlak sektöründe kontrollerinin sıkılaştırılması, ekonominin borç bağımlılığını tedavi etmeye yönelik ciddi kampanyanın bir parçası.

Benzer şekilde, Çin sanayisinin büyük bir bölümünü etkileyen enerji kıtlığı, büyük ölçüde ülkenin kömüre olan bağımlılığını azaltma çabalarından kaynaklanıyor.

Çin, 2060 yılına kadar karbon nötr hedefine ulaşması için karbon emisyonlarını azaltmadan önce 2030 yılında karbon emisyonlarının tavan yapması gerektiğini söylüyor.


Enerji kıtlığına verilen karşılıklardan biri de, uzun zamandır beklenen elektrik fiyatlarının serbestleştirilmesi adımı oldu.

Bu, üreticilerin kömür fiyatlarındaki yükselişin etkisinin bir kısmını son kullanıcıya yansıtmalarına olanak tanıdı. Dolayısıyla Şi Cinping hükümetinin piyasa karşıtı olduğu kesinlikle doğru değil.

Pekin, onlarca yıldır olduğu gibi, devletin yönlendirmeleri ile piyasa güçlerinden oluşan kombinasyonuna güvenmeye devam edecek. Devlet, piyasanın dikte ettiği günlük sonuçlara göre yatırımın yönünü belirleyecek.


Daha ciddi endişe kaynağı, özel sektöre ait büyük teknoloji şirketlerine, özellikle de e-ticaret ve fintech devi Alibaba ve Didi'ye yönelik bir yıl boyunca devam eden kampanyadır.

Çin'in en başarılı ticari işleri ezmekte ısrar etmesi durumunda, inovasyon alanında gerçek bir lider olup olmayacağı da belirsizdir.
 

 

Bununla birlikte mesele işlerin tamamen kötü ya da tamamen iyi olması değil. İnternete yönelik kampanya özel teşebbüsü ezmeyi amaçlamıyor.

Teknik cihazlar dahil olmak üzere birçok sektörde özel şirketler iyi bir performans sergiliyorlar. Kampanya, dünya çapında hükümetlerin boğuştuğu büyük teknoloji şirketleriyle ilgili aynı endişeleri çok otoriter bir şekilde ele alıyor.

Söz konusu korkular; bu şirketlerin hesaplanamayan gücü, tekelci uygulamalar, kalitesiz tüketici koruması ve teknoloji ağırlıklı bir ekonominin gelir eşitsizliği eğilimidir.


Öte yandan teknoloji şirketlerini endişelendiren de, hükümetin daha fazla disipline dönük bu hareketlerinin itki gücünü, ekonomik nedenlerden ziyade, Şi'nin 2022'nin sonlarında yapılacak ve üçüncü bir dönem ülke liderliğine seçilmeyi beklediği Komünist Parti kongresinden önce gücünü pekiştirme arzusunun oluşturması.

Uzun vadede, aşırı merkezi gücün hükümetin ekonomiyi yönetme kabiliyetini azaltma riski var, fakat Şi, ekonomik büyüme devam etmezse gücünün çok da bir değerinin olmayacağının ayrımında.

Çin, ekonomisini asla serbest piyasa köktencilerini tatmin edecek şekilde yönetmeyecek.

Ne var ki Çin, karşılığını almaya başladığı karmaşık bir modele ulaşmayı başardı ve anın baskılarına rağmen, çalışmalarını sürdürecek.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Independent Türkçe için çeviren: Sema Sevil

Şarku'l Avsat

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU