Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: Diyanet İşleri Başkanlığı farkında değil ama ekolojik günahlar çok!

İklim değişikliğinin "günah keçisi" ilan edildiğini savunan Meteoroloji ve Afet Yönetimi Uzmanı Prof. Dr. Kadıoğlu'na göre asıl sorun, yeşil alanların azalması ve betonlaşma. İTÜ Öğretim Üyesi, "Önlem alınmazsa çölleşmeye doğru gidiyoruz" dedi

Prof. Dr. Kadıoğlu, yeşil alanları artırmak, sera gazı salımını azatlmak ve iklim değişikliğine uyum sağlamanın şart olduğunu söylüyor / Kolaj: Independent Türkçe

Sel, toz fırtınası gibi doğa olaylarının olumsuz etkilerinin artmasını, bu duruma neden olan faktörleri ve zararı en aza indirmek için neler yapılabileceğini Meteoroloji ve Afet Yönetimi Uzmanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'yla konuştuk.

Sözlerine Ankara'da yaşanan toz fırtınasıyla başlayan Kadıoğlu, yaşananları 'orta ölçekli bir olay' şeklinde değerlendirdi. 

"Asıl sorun yerin beton olması"

İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, hortum ve fırtına gibi doğa olaylarının geçmişte de gerçekleştiğini hatırlatarak, tüm olumsuzlukları iklim değişikliğine bağlamanın yanlış olduğunu savundu:

İklim değişikliği neden değil. O sadece katkıda bulunuyor. Altyapı yok. Suyun gidecek, drenaj yapacak yeri yok. Her yer beton. Meteorolojide hava durumuna bakarak iklim hakkında konuşamazsınız, iklim ve hava durumu birbirinden farklı şeylerdir. İklim değişikliği, dünyanın varoluşundan beri meydana gelen meteorolojik afetlerin etkili olduğu yerleri ve süresini artırıyor, durumu kötüleştiriyor. Bizi daha kurak hale getiriyor, daha fazla orman yangını oluyor. Böcek, haşere ortaya çıkıyor; sivrisinek, kene gibi hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar artıyor. İklim değişikliğinin pek çok işareti var ama onu günah keçisi ilan etmemek gerek!

Ankara'da hafta sonu yaşanan toz fırtınasını yorumlayan Kadıoğlu, "Boran bulutları 10-11 kilometreye kadar uzuyor, lokal bulutlar kule şeklindedir. Her tarafı kaplamaz. Yağışla beraber aşağıya soğuk hava iner. Bu soğuk hava yere vurur, vurunca da yükselir, toz toprak kaldırır, buna 'gust front' (hamle cephesi) denir. Yer ıslaksa, zemin yeşil alansa, ormanlıksa bu kadar toz çıkmaz. Asıl sorun yerin beton olması! Yaz sona ermiş, hasat yapılmış, toprak kurumuş ve bozkır, çıplak gibi duruyor. Toprağı tutan herhangi bir bitki yok, yerler kupkuru, şehirler toz içinde" ifadelerini kullandı.

"Ölü ağaç, canlı ağaçtan daha değerli kabul ediliyor"

İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu'na yaşananların sorumlusunun kim olduğunu sorduk. 

İklim değişikliğinin "günah keçisi" olduğunu savunan Kadıoğlu, "Yerel yönetimler de merkezi yönetim de suçu iklim değişikliğine atarak, işin kolayına kaçıyor" dedi.

"Fırtınadan fırtınaya iklim değişikiliğini hatırlıyorlar" sözleriyle halkı da eleştiren Mikdat Kadıoğlu, yeşil alanların azaltılıp, beton alanların artmasına ise "Ne yazık ki günümüzde ölü ağaç, canlı ağaçtan daha değerli. Üzerinde bina bulunan alanlar, ormanlardan daha kıymetli. Ölü hayvan, canlı hayvandan daha değerli" sözleriyle tepkisini dile getirdi.

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Diyanet İşleri Başkanlığı'na da şu sözlerle seslendi: 

Diyanet Başkanlığı farkında değil ama ekolojik günahlar çok! 

 

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu Twitter Mikdatca.jpg
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu: İstanbul, Ankara, İzmir, Avrupa'nın en tozlu kentleri arasında / Fotoğraf: Twitter @Mikdatca

 

"Uzun vadede kuraklık, ikllim değişikliğiyle birlikte artacak"

Önlem alınmazsa iklim değişikliğiyle birlikte uzun vadede kuraklığın artacağını ifade eden Kadıoğlu, kuraklıkla beraber bitki örtüsü ve yağmur azaldıkça, toprak kurudukça, zamanla uçmaya hazır bir kütlenin varlığının artacağını, bunun da konvektif bir buluta, gökgürültülü sağanak yağışa neden olacağını belirten Kadıoğlu, "Arazinin durumuna göre ne varsa önünde, kaldırıp atıyor. Rüzgar erozyonu deniyor buna. Çölleşme de böyle olur. Suudi Arabistan'a doğru benzer" dedi. 

"Önlem alınmazsa çölleşmeye doğru gidiyoruz"

İç Anadolu'nun kuraklığından örnek verirken Konya Karapınar'a, Güneydoğu Anadolu'da ise Şanlıurfa'ya değinen Kadıoğlu, uyardı:

Önlem alınmazsa çölleşmeye doğru gidiyoruz.

"Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olsam..."

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş'a da şu sözlerle seslendi:

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı olsam, yağmur suyu hasatını seferberliğe dönüştürürüm. Ankara İmar Yönetmeliğini değiştirip, çatılardaki yağmur sularını borularla toplayıp, bahçesi olan binalarda sarnıçlarda depolatırım. Şuan direkt caddelere geliyor bu sular ve buralar dereye dönüşüyor!

Medyada yorum yapan bazı kişileri de eleştiren İTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kadıoğlu, "Hamle cephesini bilmeyen kişiler, çıkmış televizyonlara bir şeyler söylüyor.  Sonra bir de onların yanlışlarını düzeltmekle uğraşmak gerekiyor. Meteorolojinin 12 alt dalı var ama insanlar, 'Bilmiyorum' demiyor.  Bilmemeyi ayıp sayıyor" yorumunu yaptı.

 

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

 

Ne yapmalı?

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'na kuraklaşmaya, çölleşmeye karşı neler yapılması gerektiğini sorduk. 

Irak, Suriye gibi ülkelerde çölleşme nedeniyle toz fırtınasının çok yaygın olduğunu belirten Kadıoğlu, "Genel anlamda iklim değişikliği ile mücade edeceğiz. Fırtınayı engellemeyemeyiz ama bu kadar toza, rüzgar erozyonuna neden olmaması için çalışmalıyız" ifadelerini kullandı.

Mikdat Kadıoğlu, öncelikle sera gazı salımını azaltmak, sonrasında ise iklim değişikliğine uyum sağlamak gerektiğini kaydetti. 

Özellikle blediyelerin yeşil alanları artırması gerektiğine vurgu yapan Kadıoğlu, yeşil alan çok oldukça tozun ve rüzgar erozyonunun azalacağını ve olumsuz etkinin de düşeceğini anlattı.

"Yağmur suyu hasadına gitmemiz gerekli"

"Kuraklık var, yağmurumuz azalacak, buharlaşma artacak iyice kuruyacağız, uyum sağlmamız gerek" diyen Prof. Dr. Kadıoğlu, bu uyumun nasıl gerçekleşebileceğine ilişkin ise "Hititler, Asurlar, Sümerler kuraklıktan yok olmuşlardır. Daha önce de tarihte Celali isyanları var. Anadolu'da iklim isyanları biliniyor. Sarnıçlar önem taşıyor. Yağmur suyu hasadına gitmemiz gerekli" yorumunu yaptı.

Kadıoğlu'ndan 'yenilenebilir enerji' vurgusu

"Bol bol iklim değişikliği edebiyatı yapıp bir sonraki fırtınaya kadar unutuyoruz" sözleriyle eleştirilerini dile getiren Mikdat Kadıoğlu, "Biz ne yaparsak çevremizi koruruz, iklim değişikliğine olan kötü katkılarımızı nasıl azaltabiliriz?" sorusunu herkesin sorması gerektiğini söyledi. 

Prof. Dr. Kadıoğlu, yenilenebilir enerjinin de Türkiye için bir fırsat olabileceğini söyledi. Buna uyumlu teknolojilere yatırım yapamak gerektiğini, eski, kirletici teknolojilerden vazgeçip dünyaya liderlik yapıp, ihracat gerçekleştirecek hale gelinebileceğini de sözlerine ekledi. 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU