Kaftancıoğlu'ndan "Mustafa Kemal" açıklaması: Atatürk hayatta olsaydı klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı

"Ben 'Atatürk' değil, Gazi Mustafa Kemal derim" sözlerine gelen tepkiler üzerine açıklama yapan Canan Kaftancıoğlu, "Kişilerin kategorize edilerek ayrışmanın bir unsuru yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim" dedi

Fotoğraf: Twitter

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, "Ben 'Atatürk değil, Gazi Mustafa Kemal derim" ifadelerini kullandı. Kaftancıoğlu'nun bu sözlerine bazı CHP'liler tepki gösterdi.

Gelen tepkiler üzerine sosyal medya hesabından açıklama yapan Kaftancıoğlu, "Kişilerin kavramların kategorize edilerek ayrışmanın bir unsuru yapılmasını doğru bulmadığımı ve alışkanlığım gereği bu şekilde kullanıyor olduğumu ve kendimi yakın hissettiğimi ifade ettim" dedi.

"Böylesi bir dönem ve gündemde, bu açıklamayı yaptırmak zorunda bırakanları; 'Atatürk hayatta olsaydı önce sizleri ve klavye Atatürkçülerini sopayla kovalardı' (böyle referanslar da onların hakkı) diyerek vatandaşın aklına, vicdanına ve hafızasına teslim etmiş olayım..." notuyla paylaştığı açıklamasında Kaftancıoğlu, "Söz konusu yazının yayımlanmasıyla birlikte bugün sosyal medya üzerinden hakaret, küfür ve tehditlerle şahsıma saldıranlar, bu haberin yazılmasındaki asıl dert ve niyetin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı.

 

"Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi olmazsa olmaz sorumluluklarımız var"

“Ülkemizde bugün yoksulluk, adaletsizlik, işsizlik gibi derinleşen sorunlar var. Demokrasiyi askıya, anayasayı rafa kaldıran tek adam rejiminin ülkemizi sürüklediği derin bir krizle mücadele ediyoruz. Gece gündüz çalışarak sahici gündemimiz olan halkımızın sorunlarına ve örgütümüze odaklanarak, İstanbul’dan Türkiye’ye tek yön iktidar parolasıyla mücadeleye devam ediyoruz. Çünkü bizim Cumhuriyetimizi demokrasiyle taçlandırmak gibi olmazsa olmaz sorumluluklarımız ve hedeflerimiz var" diyen Kaftancıoğlu'nun açıklaması şöyle:

"Ülkemiz ve halkımız adına böyle zor zamanlarda gündem dışı bir meseleyle ilgili konuşmak zorunda kalmaktan rahatsız olsam da yazarına değil ancak hakikate saygı gereği bu açıklamayı yapma ihtiyacı hissettim.

Partimizin 97. kuruluş yıl dönümüne denk gelen 9 Eylül akşamı ülkemizin kıymetli demokrasi buluşmalarından olan Taksim Toplantıları’na konuşmacı olarak katıldım. “Türk siyasetinde örgütün yeri ve seçim güvenliği” başlığı altında, sahici gündemimize dair verimli bir toplantı gerçekleştirdiğimizi düşünüyorum. Kapalı olduğu ifade edilen soru cevap bölümünde ise kıymetli isimlerle pek çok konuya dair fikir alışverişinde bulunduk.

"Serpil Yılmaz'ın kaleme aldığı metin çok değerli isimelre büyük bir haksızlık"

Toplantının bir bölümünde şahsıma yöneltilen bir soru üzerinden Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın kaleme aldığı metin, hem partime, örgütümüze hem de toplantıya görüş, öneri ve sorularıyla katılan çok değerli isimlere büyük bir haksızlık içermektedir.

Toplantıda Uluç Gürkan moderasyonu gerçekleştiren Av. Osman Bey aracılığıyla konuşmam boyunca iki kez Gazi Mustafa Kemal ifadesini kullandığımı ve bunun özel bir nedeni olup olmadığını merak ettiğini sormuştur. Yanıtımda ise özet olarak kişilerin kavramların kategorize edilerek ayrışmanın bir unsuru yapılmasını doğru bulmadığımı ve alışkanlığım gereği bu şekilde kullanıyor olduğumu ve kendimi yakın hissettiğimi ifade ettim.

Toplantıyla ilgili bugün Sözcü Gazetesi’nde Serpil Yılmaz’ın hazırladığı bir metinde ise şahsıma yönelik bir itibarsızlaştırma operasyonu yapıldığını gördüm. Evet söylediklerim yazılmış ancak devamında yapılan yorumlarla farklı bir noktaya daha doğrusu çekilmek istenen noktaya getirilmiş bir yazı vardı. Aynen cümlesinin yarısını manşete taşıyarak ve ses kayıtlarında da asıl önemli olanın cümlenin devamı olduğunu gören ancak göstermek istemeyenler  tarafından Fazıl Say  röportajında yapıldığı gibi...

"Bu "haber" aslında "gazetecilik nasıl yapılmamalı" konusunda dersler barındırıyor"

Söylediklerimi ve söylemediklerimi çarpıtmanın da tek başına yeterli olmayacağı düşünülerek bir “bilirkişi” olarak görüşüne başvurulan kişinin bana dair verdiği “CHP’ye üye bile olmaması gerekir” hükmü  “habere” eklenmiş. Bu “haber” aslında “gazetecilik nasıl yapılmamalı” konusunda dersler barındırıyor. Keşke Serpil Yılmaz, toplantıyı daha dikkatli dinleyerek kurtuluş mücadelesini ve devamında Cumhuriyetin ilk yıllarında kalkınma devriminin nasıl başarıldığını toplantıda da aynı günkü konuşmasını birkaç kez referans gösterdiğim Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nu zahmet edip dinleyebilseydi eğer şahsımın ve partimin Atatürk’e ve Cumhuriyete olan bakışını daha iyi idrak edebilirdi.

Söz konusu yazının yayımlanmasıyla birlikte bugün sosyal medya üzerinden hakaret, küfür ve tehditlerle şahsıma saldıranlar, bu haberin yazılmasındaki asıl dert ve niyetin ne olduğunu açıkça ortaya koymuştur. 

Cumhuriyet Halk Partisi olarak İstanbul’da gerçekleştirdiğimiz, devam eden ve planladığımız onlarca siyasal çalışmaya tek bir satır dahi ayırmadan şahsımı hedef haline getirmek için kaleme alınan bu yazıyla ilgili kanaati vatandaşımıza, örgütümüze bırakıyorum. Söz konusu yazıyı, toplantıda görüş, öneri ve sorularıyla ülkemizin geleceği için ortaya katkı sunan çok değerli katılımcıların takdirine bırakıyorum.

Şahsımı, Kenan Evren’in sözde Atatürkçülüğü”nden ayrıştırma çabamı bazıları anlamamazlıktan gelebilir ama başta CHP'liler olmak üzere halkımız beni de partimi de gayet iyi anlamaktadır. 
Atatürk’ü statik, donmuş yorumlara hapseden cuntacılara ve bugünün idealar dünyasındaki şaşkınlara karşı; hep ileriye bakan, aklı, bilimi ve devrimciliği öne çıkaran dinamik Mustafa Kemal Atatürk’ü sahiplenmeye devam edeceğim. 

Varsın hiçbir üretimi olmayan, 83 milyonun ortak değerlerini yüzyıllarca sömüreceği mirası sanan ve aslında Atatürk’ü anlamayı değil daima “kullanmayı”  tercih eden birileri bundan rahatsızlık duysun. 

Hakikate saygım gereği toplantının ses kayıtlarının toplantıyı düzenleyenlerde olduğunu hatırlatmayı görev sayarım. Hatırlamak isterim ki bugün fikri hür, irfanı hür kuşaklar, cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracak maratonda koşmaktan başka bir onura, makama ihtiyaç duymazlar"

 

Independent Türkçe

DAHA FAZLA HABER OKU