Kitlesel protestolardan laikliğe değişen Sudan

Ortadoğu ve Afrika arasında köprü niteliğindeki Sudan'da, Beşir iktidarının devrilmesinden bir yıl sonra laik sisteme geçildiği açıklandı. Yıllarca şeriat yasalarıyla yönetilen ülke büyük değişim yaşıyor. Merak edilen soru değişimin ne yönde devam edeceği

Sudan'da kadınlar geçen yıl Beşir iktidarını deviren gösterilerde ön saflarda yer aldı (Reuters)

Sudan'da 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarının devrilmesinden bir yıl sonra, Beşir döneminde uygulanan katı şeriat yasalarının yerini laiklik ilkesinin alması büyük ses getirdi. Geçiş hükümeti ve Sudanlı isyancı grupların imzaladığı belgede, "Sudan'ın 'din ve devlet işlerinin ayrılığı' temelinde demokratik olarak yönetilmesi gereken çok ırklı, çok kültürlü ve çok dinli bir ülke olduğu" vurgulandı.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Laiklik, Sudan'ı "İslam dünyasının öncüsü" yapmayı vaat eden Beşir'in devrilmesinin ardından ülkedeki başlıca tartışma konularından biriydi. Geçiş hükümeti bir süre önce de din değiştirenlere yönelik idam cezasını kaldırmış, Müslüman olmayanların alkol üretmesine ve tüketmesine izin vermiş, kadın sünnetini yasaklamış ve kadınların eşlerinin izni olmadan çocuklarıyla beraber dışarı çıkmasına olanak tanımıştı. Ülkede laik sisteme geçiş yapılması, bu sürecin en dikkat çekici adımlarından biri oldu. 

Öte yandan bu reformların geçen yıl reform talebiyle sokağa dökülen protestocuların beklentilerini ne ölçüde karşılayacağı merak konusu. 

Özgürlük, adalet ve barış talebi Beşir'i devirdi

Libya ve Mısır gibi Arap ülkeleriyle Orta Afrika arasında konumlanan yaklaşık 40 milyonluk nüfusa sahip Sudan, çeşitli Afrika topluluklarıyla Arap kültürünün iç içe geçtiği bir ülke. Defalarca darbeye ve darbe girişimlerine sahne olan ülkede yaşanan geçen yılki son askeri müdahale, Sudan için önemli bir kırılma noktası oldu.

Halkın büyüyen ekonomik krize tepki olarak ve reform talebiyle düzenlediği gösterilerin ardından, ordu geçen yıl nisan ayında yönetime el koydu ve 1989'da darbeyle iktidara gelen Devlet Başkanı Ömer el Beşir'in tutuklandığını duyurdu. Beşir döneminde görev yapan askerlerin de bulunduğu Askeri Geçiş Konseyi ve aralarında isyancı örgütlerin yanı sıra geçen yılki protestolara öncülük eden grupların da yer aldığı Özgürlük ve Değişim Güçleri (FCC), Temmuz 2019'da sivil yönetime geçiş için 39 aylık süreç üzerinde anlaşmaya vardı.
 

sudan-protesto.jpg
Aylar süren gösteriler, 30 yıllık Ömer el Beşir iktidarının sonu olmuştu (Reuters)

 

SPLM-N: Laiklik yoksa biz de yokuz 

Laiklik ilanı da, hükümetin Darfur ve diğer bölgelerde yıllardır süren iç savaşa son vermek için isyancı güçlerle barış anlaşması imzalamasından birkaç gün sonra geldi. Barış anlaşmasına imza atan ülkedeki en büyük isyancı gruplardan Sudan Halk Kurtuluş Hareketi-Kuzey (SPLM-N), laiklik ilkesini kapsamayan herhangi bir anlaşmaya imza atmayacağını duyurmuştu.

İnsan haklarını ihlal eden tüm yasaları ortadan kaldıracaklarını belirten Sudan Başbakanı Abdalla Hamduk, laiklik ilkesinin ülkedeki çatışmaları sona erdirmek açısından önemli olduğunu ifade etti. Uzun yıllar Birleşmiş Milletler Afrika Ekonomik Kurulu (UNECA) Genel Sekreter Yardımcılığı görevini yürüten Hamduk, yaz aylarında paylaştığı tweet"te "Bu yasaların geçmesi, hukukun üstünlüğünü sağlayan yasalar ve yasal kurumlar aracılığıyla devrimin barış, adalet ve özgürlük gibi sloganlarını başarmak için Sudan'daki tüm hukuk sistemini yenileme yolunda önemli bir adım" ifadelerini kullanmıştı.
 

hamdok-Hilu.jpg
Başbakan Hamduk ve SPLM-N lideri Abdulaziz el Hilu, ocakta Kauda'da birlik mesajı vermişti (AP)


Sudanlılar değişime ne diyor?

Ülkenin laikleşmesinden rahatsız olan bazı İslami gruplar, hükümetin Batılı ülkeler tarafından yönlendirildiğini ve bu sürecin İsrail'le ilişkilerin normalleşmesine yol açabileceğini iddia ediyor. İsrail'le normalleşme gündemdeki önemli konulardan biri, zira 25 Ağustos'ta 15 yıl aradan sonra Sudan'ı ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı olan Mike Pompeo'nun Hamduk ile görüşmesinde bu konu gündeme gelmişti. Askeri Geçiş Konseyi'nin yerini alan Egemenlik Konseyi Başkanı Abdulfettah el Burhan'ın da şubatta İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'yla görüştüğü ortaya çıkmıştı. Basında yer alan bazı haberlerde ABD'nin Sudan'ı Birleşik Arap Emirlikleri gibi İsrail'le ilişkileri normalleştirmeye ikna etmeye çalıştığı iddia edilmiş, Hamduk ise bir açıklama yayımlayarak geçici hükümetin böyle bir yetkisi olmadığını, normalleşmenin daha sonra karar verilebilecek bir konu olduğunu belirtmişti. 
 

pompeo-hamduk-afp.jpg
Sudan'ı 15 yıl sonra ziyaret eden ilk ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, Başbakan Hamduk ile (AFP)​​​​​​​


Sudan hükümetinin şeriat yasalarının iptaline yönelik art arda attığı adımlar, isyancıların ve özellikle ülkenin güneyinde yoğun olan Hıristiyan ve animist nüfusun yanı sıra uluslararası toplumu da memnun edecek reformlar olarak öne çıkıyor. Bu reformlar katı şeriat uygulamalarını ortadan kaldırsa da, Beşir'i deviren ekonomik kriz hafiflemedi. Ülkedeki petrol kaynaklarının büyük bölümüne sahip Güney Sudan'ın 2011'de bağımsızlığını ilan etmesiyle artan ekonomik baskı, sonraki yıl Beşir hükümetinin katı kemer sıkma politikalarını hayata geçirmesine yol açmış ve büyüyen öfke Beşir döneminin de sonunu getirmişti. 

Beşir'i iktidardan indiren ekonomideki kötü gidişat, çok geçmeden geçiş hükümetine öncülük eden sivil ve askeri yetkililer arasında gerilim yaratmıştı. Başbakan Hamduk, "Ülkedeki kaynakların sadece yüzde 18'i hükümetin kontrolünde" derken, Askeri Geçiş Konseyi lideri Burhan "Şu anda askeri kurumları parçalamaya yönelik bir kampanya var. Şimdi de ordu güçlerinin sahip olduğu şirketlerden bahsediyorlar" diye konuşmuştu.

Kimi yorumlara göre, hükümet Batılı ve Arap ülkelerin demokrasiye geçişe destek amacıyla vereceklerini açıkladığı 1,8 milyar dolarlık (yaklaşık 13,5 milyar TL) yardım için reformları vakit geçirmeden uygulamaya koymak istiyor.

Faik Bulut: Reform yanlıları atılan adımları yetersiz buluyor

Reform yanlısı bazı gruplarsa, atılan adımların daha da ileri götürülmesini istiyor. Örneğin içki yasağının sadece Hristiyanlar için kaldırılmış olmasını Müslümanlara yönelik ayrımcılık olarak gören ve eski yasaların büyük oranda devam ettiğini düşünenler var. Hukukçularsa, kapsamlı yasal reformlar için anayasal değişikliğe ihtiyaç olduğunu vurguluyor.

Independent Türkçe'ye konuşan Ortadoğu uzmanı gazeteci-yazar Faik Bulut, Sudan'da ilan edilen laikliğin Fransız değil İngiliz seküler modeline yakın olduğuna, Beşir dönemindeki baskıcı sisteme ve Müslüman Kardeşler'le ilişkilere tepkili mevcut yönetim kadrolarının dinin devlet işleri üzerindeki etkisini ortadan kaldırmayı amaçladığına dikkat çekti. Reform yanlıları arasında hükümetin attığı adımları eleştiren ve yetersiz bulan önemli bir kesim olduğunu vurgulayan Bulut, "Birçok kişi yönetimin dengelere oynadığını, zaman kazandığını, ekonomi ve milli gelirin paylaşımı gibi konularda ayak sürüdüğünü düşünüyor" dedi. 

Alaa Salah -AFP.jpg
Eylemlerde "Kadının yeri devrimdir" sloganıyla ön saflarda yer alan Alaa Salah, gösterilerin sembollerinden biri oldu (AFP)​​​​​​​


Geçen yılki protestolarda ön saflarda yer alan ve değişimde büyük rol oynayan kadın hareketleri de, kadınlara yönelik reformların devam etmesi gerektiğini düşünüyor. Ülkede çok yaygın olan kadın sünnetine yönelik yasağın ağır yaptırımlarla desteklenmedikçe etkili olamayacağını belirtiyorlar. Öte yandan, kadınlara yönelik seyahat kısıtlamalarının gevşetilmesi, kıyafet yasaklarının ve kadınların sokak ortasında kırbaçlanması gibi uygulamaların iptali kadınların toplumsal hayattaki varlığının artması açısından önemli gelişmeler olarak görülüyor. Bu reformların duyurulmasının ardından Guardian'a konuşan Hartum'daki kadın hakları aktivisti Yosra Faud, "Kadınları baskı altına almaya yönelik bu yasaların feshedilmesi, kadınların kitlesel olarak katıldığı devrim açısından ileri bir adım. Bu hepimiz için bir zafer ve geçici hükümetin daha fazlasını yapacağını umuyorum" demişti.

Bazı kesimlerin "din değiştirme" yasağının kaldırılması sonrası Hamduk hükümetine karşı cihad çağrısı yapmasıysa, ülkede tepkilerin sertleşebileceği yönünde endişeleri beraberinde getirdi. Ülke büyük bir değişimden geçerken, 2022 sonuna dek sürmesi beklenen geçiş döneminin Sudan'ı geçen yıl sokağa dökülen halkın talep ettiği "özgürlük, adalet ve barış" hedefine taşıyıp taşımayacağını bu süreçteki gelişmeler belirleyecek. 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU