Şilili ünlü yazar Isabel Allende: Küresel salgın patriyarkanın sonu olacak

Allende, “Erkeklerin ve kadınların gezegeni yönetmekte eşit paya sahip olacakları bir dünya olacak” dedi

Yazar, pandemi sonrası yeni dünya ve ABD'deki protestolara ilişkin konuştu (AFP)

Şilili yazar Isabel Allende küresel koronavirüs salgınının keskin eşitsizlikleri gün yüzüne çıkardığını, bunun da ABD ve küresel ölçekte protestoları tetiklemeye devam edeceğini söyledi.

77 yaşındaki yazar cinsiyet ve ırk eşitliği üzerine kurulu yeni bir normal inşa etmenin genç kuşaklara bağlı olduğuna inanıyor.

Muhtemelen en çok Ruhlar Evi (The House of the Spirits) romanıyla tanınan Allende, kasımda What Women Want (Kadınlar Ne İster) adında feminizm üzerine kurgusal olmayan bir kitap çıkaracak.

Allende iyi bilinen bir geleneğe sahip disiplinli bir yazar: Her senenin 8 Ocak gününde yeni bir kitap için çalışmaya başlıyor. 

Bu sene de istisna değildi ama yazar küresel bir sağlık krizi sürerken verimli çalışmanın zorlayıcı olduğunu itiraf etti.

AFP’ye San Fransisco’ya yakın evinden video konferans üzerinden verdiği röportajda Allende yazım süreci, küresel salgın sonrası dünya tasavvuru ve ABD’deki güncel protestolarla ilgili düşüncelerini paylaştı.

Küresel salgının çalışmaları üzerindeki etkisinden bahseden Allende şunları söyledi:

Küresel salgın gerçekliğimize getirdiğimiz yorumlarda yeni bir dalganın, bir çığın önünü açacak. Sadece sanatta değil, felsefede, tarihte, her şeyde. (...) Benimse kendi durumumu görebilmem adına biraz daha zamana ve mesafeye ihtiyacım var.

Ruhlar Evi’ni Şili’de 1973 darbesinden hemen sonra yazabilirdim. Tamamlamam 8 yıldan fazla sürdü çünkü olanı biteni sindirebilmem için o zamana ihtiyacım vardı... Sanırım şu an olanlarla ilgili de aynını yapacağım.

Küresel salgının önceliklerimize nasıl yaklaşmamız gerektiğini öğrettiğini ve gerçekliğimizi gösterdiğini belirten yazar sözlerini şöyle sürdürdü: 

Gerçekliğimiz eşitsizlik: Kimileri tecridi Karayipler’deki yatında geçirirken başkalarının aç kalması.

Ayrıca hepimizin büyük bir aile olduğunu öğretiyor. Wuhan’da bir insanın başına gelen, tüm gezegenin başına, hepimizin başına geliyor. (...) Ortada duvar, insanları ayırabilecek duvarlar yok.

Yaratıcı insanlar, sanatçılar, bilim insanları, gençlerin tümü, kadınların çoğu; hepsi yeni normalin üzerine düşünüyor. Daha önceki normale dönmek istemiyorlar. Bu zamanımızın en önemli sorusu: Başka bir dünya hayali. Ona erişmek zorundayız.

Peki bu yeni dünyanın farkı ne olacak? Allende şöyle devam ediyor:

Patriyarkanın sonu olacak. Dünyayı yöneten bu yabani adamlar son bulacak. Erkeklerin ve kadınların gezegeni yönetmekte eşit paya sahip olacakları bir dünya olacak. (...)

Bırakalım dünyayı yöneten şiddet ve açgözlülük değil dayanışma, tutku ve umut olsun. İstediğimiz dünya bu, içinde doğaya ve diğer türlere saygı olan bir dünya.

Gençler bizim paramparça ettiğimiz bir dünya miras alacak. Eğer gezegen kurtarılabilirse, onu kurtarmak zorunda olanlar bu gençler olacak. Olumlu bir çözümleri olduğunu umuyorum.

Allende açıklamasında ABD’deki güncel protestolara da değinerek, bu gösterilerin ırksal adaletle ilgili olduğunu, bunun da yoksulluk sorunuyla doğrudan ilişkili olduğunu vurguladı. Yazar sözlerini şöyle sürdürdü: 

Bu ülkenin en yoksulları kim? Sağlık güvencesi en kötü durumda olan, işsizlikle en çok karşı karşıya kalan, polis şiddetine en çok maruz kalan, hapse daha sık atılanlar kim? Afrika kökenli Amerikalılar.

Büyük bir küresel ekonomik krizin yaşandığına dikkat çeken yazar, “Bu da daha fazla işsizliğe, daha fazla yoksulluğa ve dolayısıyla daha fazla şiddete yol açacak. Daha fazla protesto olacak, devasa protestolar. Bu sorunlar mermiyle veya biber gazıyla çözülemez. Bunlar ancak kökteki sorunların ele alınmasıyla çözülebilir. Bunlar kökleşmiş sorunlar, kökleri köleliğin olduğu döneme dayanıyor" dedi. 

 

AFP

Independent Türkçe için çeviren: Şafak Küçüksezer

DAHA FAZLA HABER OKU