Koronavirüs mutasyon geçiriyor mu?

Virüsün geçirdiği mutasyonları inceleyen Prof. Dr. İvet Bahar, "Bizim hedeflediğimiz çözüm yolu, insan hücrelerinde virüsün çoğalmasına veya hücreye girmesine yardımcı olan enzimlerin çalışmasına engel olmak" dedi.

Koronavirüsün bazı mutasyonlar geçirdiğini söyleyen Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi üyeliğine seçilen ilk kadın Türk bilim insanı Prof. Dr. İvet Bahar, ABD'nin doğu ve batı yakasındaki virüslerin farklı olduğunu kaydetti.

Virüsün geçirdiği mutasyonları inceleyen Pittsburgh Üniversitesi Tıp Fakültesi Bilgisayar ve Sistem Biyolojisi bölümünün kurucu Başkanı Prof. Dr. İvet Bahar, yeni çalışmaları hakkında Independent Türkçe'ye bilgi verdi. 
 

ivet bahar.jpg
Prof. Dr. İvet Bahar


“Yıl sonuna kadar bir ilaç veya bir aşı bulunacak” diyen Prof. Dr. İvet Bahar, “Önümüzdeki 6 aylık dönemde ya da en fazla bir yılda ilaç veya aşının bulunacağını düşünüyorum. Çünkü, aktif bir şekilde birçok laboratuvar şu anda bu konuya eğildi. İlaç tasarımı konusunda bu virüsün vücuda girmesini, hücrenin çalışmasına ne şekilde etkili olduğunu ve hücrenin virüse yardımcı olmasına engel olacak çözüm yollarını araştırıyoruz” dedi. 
 

pix.png
Fotoğraf: Pixabay


"Aşı çalışmaları hızlı ve verimli şekilde devam ediyor"

Bugünlerde bilim insanlarının yaptıkları tüm çalışmaları sanal ortamda herkesle paylaştığına dikkati çeken Bahar, “Bir sürü konsorsiyumlar kuruldu. Örneğin ABD'deki Moderna ilaç şirketi aşı konusunda birinci klinik fazdan ikinciye geçti. Fakat daha az duyduğumuz hemen hemen aynı ölçüde başarılı olan başka şirketler de var. Örneğin Almanya’da diğer bir şirketin (BioNTech) Amerika’da Pfizer ve Çin ile ortaklaşa yürüttükleri proje son derece hızlı ve verimli bir şekilde devam ediyor. Belki de ilk aşıyı onlar bulacak” diye konuştu. 
 


"Hiçbir ilaç belirli bir hedefe yönelik değil, aslında bütün bir sistemi etkiliyor"

Şu anda da yüzlerce laboratuvarda birçok ilaç denendiğine dikkati çeken Prof. Bahar, sözlerini şöyle sürdürdü:

Çoğunlukla denenen ilaçlar, başka alanlarda uygulanmak üzere onaylanmış olanlar. Aynı ilacı farklı amaçla kullanıyoruz. Son yıllarda anlaşıldı ki, hemen hemen hiçbir ilaç belirli tek bir hedefe yönelik değil, aslında bütün bir sistemi etkiliyor, hepsinin yan tesirleri var.  Siz birden fazla ilaç alarak o sistemin çalışmasına sinerjistik bir şekilde etkide bulunabiliyorsunuz.
 

reuters.jpg
Fotoğraf: Reuters


"Bizim hedeflediğimiz sadece virüs değil"

Farklı çalışmalar yürüttüklerini belirten Bahar, "Bugüne kadar uygulamaya konulan, onaylanmış olan bütün ilaçların hangi amaçlarla kullanıldığı, ne gibi rahatsızlıklarda ne şekilde hastaların cevap verdiği konularında mevcut data banklarda bilgi var. O bilgileri inceliyoruz ve ‘Acaba hangi ilaçlar şu anda bizim amacımıza yönelik kullanılabilir?’ sorusunun yanıtını arıyoruz" diye konuştu.

Bahar, şöyle devam etti:

Virüsün vücuda girmesini engellemeye yönelik hangi ilaç kullanılabilir veya virüs hücreye girdikten sonra çoğalmasına engel olabilecek hangi yöntemler etkin olabilir, onu araştırıyoruz. Bizim hedeflediğimiz sadece virüs değil. Şayet insan hücresi ona yardımcı olmazsa, virüsün hiçbir kapasitesi yok.

Prof. Bahar, "Bizim hedeflediğimiz çözüm yolu, insan hücrelerinde virüsün çoğalmasına veya hücreye girmesine yardımcı olan enzimlerin çalışmasına engel olmak. Onlara engel olurken, o enzimlerin başka faydalı olduğu alanlar da var. Onları etkilememeye çalışıyoruz" dedi.
 


"İşte bizi en çok zorlayan durum şu; virüsün çoğalmasına engel olabiliriz, ama aynı anda hücre fonksiyonlarını da ekleyebiliriz" diyen Prof. Bahar, sözlerini şöyle tamamladı:

Örneğin bir proteaz var (kısa adı furin), virüsün şekil değiştirip ACE2 reseptörü ile etkileşmesine yardımcı oluyor. Biz furinin çalışmasına engel olabiliriz ama furinin yaptığı başka işler de var. Aynen ACE2 reseptörünün de faydalı yaptığı işler (tansiyonun yükselmesine engel olmak) gibi. O reseptörün de çalışmasına engel olmamamız lazım. Böyle bir ikilem içerisinde acaba optimal çözüm ne olabilir, o incelemeleri yapıyoruz.

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU