Evlerinin penceresinden Mescid-i Aksa'ya bakan Filistinli aile

İman el-Fityani, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya bitişik evinden, Aksa’nın avlularına ve Kubbet-üs Sahra'ya bakıyor

İman el-Fityani, Kudüs’teki Mescid-i Aksa’ya bitişik evinden, Aksa’nın avlularına ve Kubbet-üs Sahra'ya bakıyor.

Fityani ailesinin evi, yaklaşık 35 bin Filistinlinin yaşadığı Kudüs’ün Eski Şehir bölgesinin altıda birini oluşturan 144 bin metrekarelik alana sahip Mescid-i Aksa'nın bir parçası.

14. yüzyıldan itibaren medrese olarak kullanılan ev, yirminci yüzyılın başlarında Kudüs Osmanlı Devleti yönetimi altında olduğu dönemde El Aksa Camii imamı Hüseyin Fityani'ye verilmesinin ardından Fityani ailesinin evi oldu. 130 metrekarelik ev, Mescid-i Aksa'nın kapılarından biri olan el-Katanin kapısının yanında, bir koridor şeklinde inşa edilmiştir. Ev, Filistinli ailelerin yaşadığı Mescid-i Aksa'nın avlularına bitişik birkaç evden biridir. Fityani ailesi, Eski Şehir’den işgal altındaki Kudüs'e erişim yasağı Aksa Camii'nin 11 kapısını kontrol eden İsrail polisi yüzünden evlerine hareket kısıtlamaları yaşayarak girmek zorunda kalıyor.

Hem nefes hem sıkıntı

Mescid-i Aksa’nın bitişiğindeki bir evde yaşadığı için kendisini ‘huzurlu, mutmain ve mutlu’ hissettiğini belirten İman el-Fityani, “(Bu evde) Ezan okununca beş vakit namazı Aksa Camii imamı ile Mescid-i Aksa Camii'ndeymiş gibi kılarsın” ifadelerini kullandı.

Mescid-i Aksa'nın geniş avlularında nefes almak ve dua etmek için evinden çıktığını belirten İman,  ancak akşam namazlarından sonra Mescid-i Aksa'nın kapılarının kapanması nedeniyle o saatten sonra evine gidip gelmekte zorlandığını ifade etti. 

Evlerine eşya almanın zorluğundan bahseden İman, İsrail güçlerinin El Aksa Camii'nin kapılarını kontrol etmesi nedeniyle ancak uzun bir gecikmenin ardından bunu yapmasına izin verildiğini ekliyor.

İsrail güçlerinin evinin girişine biri Mescid-i Aksa'ya diğeri de eve çevrili olmak üzere gözetleme kameraları yerleştirdiğini belirten İman, İsrailli yetkililerin kocasını, evi ya da altındaki su kuyusunu evin altında tünel inşa etmek için satmaya razı olmadığından 17 gün boyunca gözaltında tuttuklarını aktardı. İsrailli yetkililerin eşini evi zorla almakla tehdit ettiğini söyleyen İman, eşinin de onlara cevap olarak, “Zorla alınan şey zorla geri alınır” dediğini söyledi.

Ablak taşı

Kudüs ve Mescid-i Aksa araştırmacısı Cemal Amr yaptığı açıklamada, “Kudüs, Memlük hakimiyeti döneminde Mescid-i Aksa'da Katanin Kapısı’ndan ve Silsile Kapısı’na kadar çok sayıda medresenin inşa edilmesiyle kentsel ve bilimsel bir rönesansa tanıklık etti. Memluk Sultanı Nasır Muhammed bin Kalavun, bu binaların birleşik bir mimari tarz üzerine inşa etmesini emretti” dedi.

Independent Arabia’ya konuşan Amr, söz konusu medreselerin, Kur'an-ı Kerim, İslam hukuku, tıp, mühendislik, matematik ve astronomi öğretilen küçük üniversiteler olduğunu ve Mescid-i Aksa'da 320'den fazla ilim halkası bulunduğunu belirtti.

Bu binaların beyaz, pembe, kırmızı, sarı ve siyah renklerde ve geometrik şekillerde yapılan bir tür İslami mimari sanatı olan Ablak taşı tarzında inşa edildiğine dikkati çeken Amr, İsrail yönetiminin, Mugrabi Kapısı yakınlarındaki dört katlı et-Tenkeziyye Medresesi’nin Mescid-i Aksa'daki işgal güçleri için bir merkeze dönüştürdüğünü söyledi.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

https://www.independentarabia.com/node/119846

DAHA FAZLA HABER OKU