Eski hakim Karadağ'a 'Pelikan' davası

Yargıçlar Sendikası'nın eski başkanı Mustafa Karadağ, hakkında açılan davayla ilgili "Eskiden sahte delil üretilirdi. Şimdi delile dahi ihtiyaç duyulmuyor" dedi

Fotoğraf: Twitter

Yargıçlar Sendikası'nın eski başkanı Mustafa Karadağ hakkında, "Yargıda Pelikan Grubu var" sözlerinden ötürü dava açıldı.

Karadağ'ın 2 yıl 2 aydan, 6 yıl 4 aya kadar hapsi isteniyor. 

Gazeteci Yavuz Oğhan'ın Youtube kanalına konuk olan Karadağ hakkında, programda söylediği iddia edilen şu sözler nedeniyle kamu görevlisine alenen hakaret ve iftira suçunu işlediği gerekçe gösterilerek dava açıldı:

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısının odasının yanında Pelikan Grubu temsilcisinin odası var. Başsavcı ile istişare ediliyor ve eski Sovyetlerdeki siyasi komiser gibi, onun oluru olmadan İstanbul Başsavcısı hiçbir şey yapamıyor. Bu şaibeyi Türk yargısı artık içinden atmak zorunda. Bunu atamadığı sürece hukuk işlemez.

Abdulhamit Gül ve Ahmet Davutoğlu'nu şahit gösterdi

Karadağ, dava öncesinde yürütülen soruşturmada verdiği ifadede, Pelikan Grubu'nun en büyük şikayetçisinin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül'ün kendisi olduğunu kaydetmiş, Bakan Gül, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu, HSK Genel Sekreteri ve Teftiş Kurulu Başkanı'nın tanık olarak dinlenmesini talep etmişti.

Kamera kayıtlarının incelenmesini istedi

Karadağ'ın bir diğer talebi de, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bulunduğu katta keşif yapılmasını ve 6 aylık kamera kayıtlarının tespiti ile Başsavcılık özel kaleminde bulunan ziyaretçi kayıtlarının araştırılması olmuştu.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

"Sözlerim iddianameye farklı yansıtılmış"

Hakkında açılan davayla ilgili Independent Türkçe'ye konuşan Karadağ, "Söylediğim sözler iddianameye farklı yansıltılmış. Ben bir dedikodunun dolaştığını söyledim. Ama kesin bir ifade kullanmışım gibi yazılmış." dedi. 

Karadağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

Yeni yargı düzenini 2014 öncesi ve sonrası diye ayırmıyorum. Şu andaki yargı düzeni, 2010'daki referandumdan sonraki sürecin kesintisiz devamıdır. Daha faşizandır, daha baskıcıdır. Eskiden sahte delil üretilirdi. Şimdi delile ihtiyaç dahi duyulmuyor. Baskı daha ileri bir boyuta erişti. Artık herkes, FETÖ'cü, DHKP-C'li diye suçlanıyor. İktidara eleştiri getiren bütün cümleler suç.

İddianamede AİHM kararına atıf var

İddianamede Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin 23 Nisan 2015 tarihli Morice/Fransa kararından alıntı da yapıldı ve şu ifadeler yer aldı:

Cumhuriyet savcılarının adalet sisteminin işlemesi için vazgeçilmez önemi ile hem ceza yargılamasındaki diğer dava sujelerine hem de genel olarak halka güven telkin etmesi gereken rolleri göz önüne alındığında hakaret içeren ve küçük düşürücü sözlerden korunmaları gerektiğinin, konumları gereği bunlara cevap verememelerinin dikkate alınarak kişilik hakları ile ifade özgürlüğü arasında kurulması gereken dengenin altı çizilmiştir. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU