BM Kadın Birimi Türkiye Direktörü Varbanova: Kovid-19, mücadelenin ön saflarında yer alan kadınları daha büyük bir riske maruz bırakıyor

Dünya genelinde bakım işlerini kadınların erkeklere oranla 3 kat daha fazla üstlendiğini söyleyen Varbanova, “Türkiye’de bu sayı neredeyse 5 kata ulaşıyor. Kovid-19 krizinin kadınlara yönelik mevcut eşitsizlikleri daha da derinleştirmesi bekleniyor” dedi

Tüm krizler gibi, yeni tip koronavirüs (Koovid-19) salgınının kadınlar ve erkekler üzerinde farklı etki ve sonuçları bulunuyor.

Salgın, dünyada ve Türkiye’de kadınlar ile kız çocukları için sorun teşkil eden belirli birtakım güçlükler ortaya koyuyor.

Dünya genelinde kadınların sağlık ve sosyal hizmet sektörleri çalışanlarının yüzde 70’ini oluşturduğunu belirten Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova, “Türkiye’de doktorların yüzde 50’si, hemşirelerin yüzde 70’i ve ebelerin yüzde 100’ünü kadınlar oluşturuyor. Bu da Kovid-19 mücadelesinin ön saflarında yer alan kadınları daha büyük bir riske maruz bırakıyor” dedi.
 


Kovid-19 salgınının bir sağlık krizi olmasının ötesinde ekonomik ve toplumsal bir kriz olarak da insanların karşısına çıktığını söyleyen Varbanova, bu krizden en çok etkilenenlerin kadınlar olduğunu ifade etti. 

Kadınların büyük bir çoğunluğunun düşük ücretli ve kayıt dışı işlerde çalıştığına dikkat çeken Varbanova, "Bu durum kadınları olası bir gelir kaybına karşı hazırlıksız kılıyor. TÜİK istatistiklerine göre, Türkiye’de işgücüne dahil kadınların yüzde 42,2’si kayıt dışı işlerde çalışıyor. Kovid-19 krizinin ülke ekonomilerini ve iş piyasalarını olumsuz etkilemesini beklediğimiz bu dönemde, toplumsal cinsiyete dayalı mevcut eşitsizlikler nedeniyle kadınların işlerine geri dönmekte ve yeni iş veya gelir imkanı bulmakta zorluk çekeceği öngörülüyor" dedi.

“Bakım işlerini kadınlar erkeklere oranla 3 kat daha fazla üstleniyor”

Sağlık sisteminin üzerine binen yük ve okulların kapanması sebebiyle hane içerisinde hastalar, yaşlılar ve engelli bireyler de dahil olmak üzere tüm bakım sorumluluklarının giderek artış gösterdiğini vurgulayan Varbanova, “Bu sorumluluk genellikle kadınlar ve kız çocuklarına düşüyor. Dünya genelinde bakım işlerini kadınlar erkeklere oranla 3 kat daha fazla üstleniyor. Türkiye’de ise bu sayı neredeyse 5 kata ulaşıyor. Kovid-19 krizinin kadınlara yönelik mevcut eşitsizlikleri daha da derinleştirmesi bekleniyor” diye konuştu. 

Kriz nedeni ile sağlık sistemlerinin üzerine binen aşırı yükü hafifletmek üzere kaynakların yer değiştirmesi gerektiğini kaydeden Varbanova, krizin, kadınların anne bakımı ve doğum kontrolü gibi üreme sağlığı hak ve hizmetlerine erişmelerini güçleştirdiğini işaret etti.

“Mart 2020’de ev içi şiddet vakalarında Mart 2019’a kıyasla yüzde 38,2’lik artış oldu”

Salgın nedeni ile hane halklarının yaşam alanlarının sınırlandırılması ve kriz nedeniyle artış gösteren güvenlik, sağlık ve geçim ile alakalı endişelerin, tüm dünyada bir epidemi haline gelen ev içi ve cinsel şiddetin artmasına sebep olduğunu dile getiren Varbanova, şunları söyledi:

Dünyanın farklı ülkelerinde ev içi şiddet vakaları yüzde 20 ile 40 arasında artış gösteriyor. Yakın zamanda paylaşılan veriler ise Türkiye’de de durumun benzerliğine işaret ediyor. İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından paylaşılan veriler, Mart 2020’de ev içi şiddet vakalarında Mart 2019’a kıyasla yüzde 38,2’lik bir artış olduğunu gösteriyor.

Artan Kovid-19 vakaları sebebi ile sağlık hizmetlerinde yaşanan yoğunluk, şiddete maruz kalan kadınların hayat kurtarıcı destek ve hizmetlere erişimlerini de olumsuz yönde etkiliyor.


Sağlık, güvenlik, adalet ve sosyal hizmet gibi farklı sektörler arasındaki koordinasyon sorunları ile karşılaşabildiğini söyleyen Varbanova, Independent Türkçe'nin sorularını yanıtladı. 
 

Asya Varbanova.JPG
Birleşmiş Milletler Kadın Birimi (UN Women) Türkiye Ülke Direktörü Asya Varbanova​​​​​​​


"Gaziantep’te SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezini destekliyoruz"

- Kadınlara ekonomik destek sağlamak için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?

BM Kadın Birimi (UN Women), Türkiye’de özel sektör ile kurduğu güçlü iş birlikleri ile kadınların ekonomik haklarını destekliyor.

BM Kadın Birimi ve BM Küresel İlkeler Sözleşmesi’nin (UN Global Compact) ortak girişimi olan Kadının Güçlenmesi Prensiplerinin (WEPs) Türkiye’de iş dünyasından 300’den fazla imzacısı bulunuyor.

Kadının Güçlenmesi Prensiplerine imza atan şirketler, iş yerlerinde, iş piyasalarında ve toplum genelinde toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak üzere somut adımlar atma konusunda taahhüt veriyor.

Bu somut adımlar arasında kadınların yönetim kadrolarında ve yönetim kurullarında temsilinin artırılması, kadınların kurduğu şirketlerin tedarik zincirine eklenerek desteklenmeleri, ebeveynlere çocuk bakım hizmetleri sağlanması ve şirketlerin kurumsal iletişim stratejileri ve özellikle reklamlar aracılığı ile toplumsal cinsiyete dayalı önyargıları dönüştürmeleri bulunuyor.

BM Kadın Birimi aynı zamanda geçici koruma altında olan Suriyeli kadınlar da dahil olmak üzere, Türkiye’de iş piyasasında çeşitli zorluklar ile karşılaşan kadınların ekonomik güçlenmesini destekliyor.
 

Supporting women's economic empowerment photo credit Tayfun Dalkılıç UN Women.jpg
Fotoğraf: Tayfun Dalkılıç / UN Women


BM Kadın Birimi olarak, Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ve Sığınmacılar ve Göçmenlerle Dayanışma Derneği (SGDD) iş birliğinde, Avrupa Birliği ve Japonya Hükümetinin finansal desteği ile Gaziantep’te SADA Kadın Gelişim ve Dayanışma Merkezini destekliyoruz.

Merkez aracılığı ile bugüne kadar bin 800’den fazla Suriyeli kadına mesleki eğitimler ve Türkçe dil kursları sağlandı.

SADA Kadın Merkezi bünyesinde Türk, Suriyeli ve Afgan kadınlar tarafından kurulan SADA Kadın Kooperatifi, kadınların öncülük ettiği yeni bir iş modeli örneği teşkil ediyor.

Kovid-19 krizinin yarattığı bu olağanüstü koşullarda, BM Kadın Birimi sivil toplum ortaklarıyla iş birliği içinde dijital kanallardan kadınlara ulaşarak, mesleki ve kişisel gelişimlerine ve gelir imkânlarına erişimlerine destek olmaya devam ediyor.


"Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, Kovid-19 ile eşzamanlı, gizli bir salgın"

- Zorlu bir süreçten geçerken, herkes evinde kalıyor. Bu durumda aile içi şiddeti önleme konusunda neler yapıyorsunuz?

Kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet, Kovid-19 ile eşzamanlı olarak seyreden gizli bir salgın olarak karşımıza çıkıyor.

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, kadınlara yönelik şiddettin önlenmesi ve sona erdirilmesinin, ulusal Kovid-19 müdahale planlarının önemli bir parçası olması konusunda tüm hükümetlere çağrıda bulunuyor. 

BM Kadın Birimi olarak, ulusal müdahale planlarının önceliklerinden birinin, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetin önlenmesi ve sona erdirilmesi için gerekli mekanizmaların devamlılığının sağlanması olduğunu düşünüyoruz.

Bu öncelikler arasında devlet kurumları bünyesinde faaliyet gösteren sığınma evleri ve acil yardım hatları ile kadın örgütlerinin finansal ve operasyonel devamlılığının sağlanması geliyor.

Şiddete maruz kalan kadınların ve kız çocuklarının destek hizmetlerine kolayca ulaşabilmesi için bu hizmetlerin kriz bağlamında yeniden kurgulanması gerekiyor.

Kadınların hizmet bilgilerine ve iletişim bilgilerine erişiminin sağlanması gerekiyor.

Yardım hatları, psiko-sosyal destek ve çevrimiçi danışmanlık hizmetlerinin, SMS, mobil uygulamalar gibi teknolojiye dayalı çözümler ile artırılması gerekiyor.

Bunun yanı sıra telefon ya da internete erişimi olmayan kadınlara da ulaşılması büyük önem taşıyor.

Güvenlik güçlerinin ve adalet hizmetlerinin kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddet vakalarına yüksek öncelik vermesi, faillerin ise muhakkak cezalandırılması gerekiyor.

Özel sektörün alabileceği önlemler arasında ise farkındalık yaratılması, bilgi paylaşımı, çalışanların ev içi şiddet konusunda bilgilendirilmesi ve evde bakım ve ev işlerinin paylaşılmasını teşvik etmek bulunuyor.

BM Kadın Birimi, hükümet, sivil toplum, özel sektör ve diğer BM Kuruluşlarıyla iş birliği içinde kadınların, bilgilendirme ve hizmetlere erişebilmesi için çalışıyor.

Yürütülen çalışmalar ile kadınların ve kız çocuklarının hizmetlere güvenli bir şekilde erişmelerinin sağlanması ve halihazırda var olan hizmetlerin, artan talep ve hareket kısıtlamalarına rağmen devamlılığının sağlanması amaçlanıyor.


"HeForShe, erkekleri ve oğlan çocuklarını kadınların eşitlik mücadelesinin bir ortağı olarak konumlandırıyor"

- Erkeklere yönelik bilinçlendirme çalışmaları yapıyor musunuz?

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında erkek katılımı önemli bir rol oynuyor. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bütünüyle sağlanabilmesi için kadın, erkek birlikte hareket etmemiz ve birlikte eşit hak ve fırsatlar talep etmemiz gerekiyor.

BM Kadın Birimi'nin geçtiğimiz yıllarda başlattığı küresel bir dayanışma kampanyası olan HeForShe hareketi, erkekleri ve oğlan çocuklarını kadınların eşitlik mücadelesinin bir ortağı olarak konumlandırıyor.

Hareket, toplumsal cinsiyet eşitliğinin kadınlar, erkekler, kız çocukları ve oğlan çocukları dahil olmak üzere herkes için önemli olduğunun altını çiziyor.

2015 yılında başlatılan harekete, bugüne kadar dünya genelinde 2,1 milyar insan desteğini gösterdi.

HeForShe hareketi Türkiye’de, özellikle de gençler arasında, büyük ilgi görüyor.

Ülke çapında okullarda ve üniversitelerde gençler, toplumsal cinsiyet eşitsizliği ile mücadele etmek ve önyargıları yok etmek üzere kendi girişimlerini oluşturuyorlar.
 

HeForShe.jpg
Fotoğraf: heforshe.org/tr


BM Kadın Birimi, Fenerbahçe Spor Kulübü ve Koç Holding ile 2018 yılında HeForShe çatısı altında gerçekleştirdiği iş birliğiyle toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması, sporda ve hayatın diğer alanlarında kadınların ve kız çocuklarının güçlenmesi kapsamında hem Türkiye’de hem de dünyada spor dünyasına örnek oluyor.

Bunlara ek olarak, BM Kadın Birimi erkekler ve oğlan çocuklarıyla yürüttüğü projeler kapsamında her türlü ayrımcılığı, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddeti sonlandırmak, toplumsal cinsiyete dayalı önyargıları dönüştürmek, ev ve bakım işlerinin eşit şekilde paylaşılmasını sağlamak ve erkeklerin birer pozitif rol model olması için teşvik etmek üzere çalışıyor.
 


Kovid-19 sebebi ile evde daha fazla vakit geçirdiğimiz bugünlerde, ev ve bakım işlerinin eşit bir şekilde paylaşılması ayrıca önem taşıyor.

- BM Kadın Birimi Türkiye olarak ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz?

BM Kadın Birimi, Türkiye’deki faaliyetlerini üç ana başlıkta yürütüyor. Bu başlıklardan ilkini kadınların siyasi katılımı ve liderliği oluşturuyor.
 

Women in political participation Tayfun Dalkılıç UN Women.JPG
Fotoğraf: Tayfun Dalkılıç / UN Women


Kadınlar, Türkiye nüfusunun yarısını oluşturmalarına rağmen, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, belediye meclislerinde, belediye başkanlıklarında ve aynı zamanda özel sektörde yönetici pozisyonlarında yeterince temsil edilmiyorlar.

İkinci başlığı, kadın ve kız çocuklarına yönelik, ev içi şiddet ve çocuk yaşta, erken ve zorla evlilikler de dahil olmak üzere farklı şiddet türlerinin önlenmesi ve sona erdirilmesi oluşturuyor.

Üçüncü çalışma alanını ise, kadın ve kız çocuklarının ekonomik ve sosyal açıdan güçlenmesi kapsamında, mültecilerin ve ev sahibi toplulukların desteklenmesi için hükümet, yerel yönetim ve sivil toplumun kapasitesinin artırılması oluşturuyor.
 

Supporting women's empowerment Tayfun Dalkılıç UN Women.jpg
Fotoğraf: Tayfun Dalkılıç / UN Women


Bu hedefler çerçevesinde BM Kadın Birimi, kamu kurumları, yerel yönetimler, sivil toplum örgütleri, kadın örgütleri ve platformları, spor kulüpleri, üniversiteler, özel sektör, diğer BM Kuruluşları ve kalkınma ortakları başta olmak üzere geliştirdiği farklı iş birlikleri çerçevesinde proje ve programlar yürütüyor.

BM Kadın Birimi'nin Türkiye’deki faaliyetleri, hükümet strateji ve eylem planlarında da yer bulan ulusal kalkınma öncelikleri ile Türkiye’nin taraf olduğu kadın haklarına yönelik uluslararası anlaşmalar ve yasalar ile paralel olarak yürütülüyor.

Bu anlaşmaların başında Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi (Kadına Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi) geliyor.


"Güçlü ve dayanıklı toplumlar oluşturmak üzere birlikte hareket etmeye devam etmemiz gerekiyor"

- Salgının ülkemizde ne zaman biteceği ile ilgili büyük bir bilinmezlik var. Bu süreç içerisinde gelecekte yapmayı planladığınız başka çalışmalarınız var mı?

Kovid-19 krizi ile halihazırda devam eden mücadele ile kriz sonrasında atılacak adımların odağında, gelecekte gerçekleşebilecek salgınlara, iklim krizinin sonuçlarına ve bütün dünyanın yüzleşmekte olduğu küresel zorluklara karşı dayanıklılığın artırılması ve eşit, kapsayıcı ve sürdürülebilir ekonomiler ve toplumlar yaratılmasının bulunması gerekiyor.

Birleşmiş Milletler ailesi, bu doğrultuda hem küresel ölçekte hem de Türkiye özelinde hükümetler ve diğer partnerleri ile ortaklaşa çalışmalarını yürütüyor.

BM Kadın Birimi, bu çalışmaların bir parçası olmaya gelecekte de devam edecek.

BM Kadın Birimi olarak, salgının toplumsal cinsiyet özelindeki etki ve sonuçlarını görünür kılmak, müdahale ve iyileşme çalışmalarının toplumsal cinsiyete duyarlı olması için çalışmalarımıza devam ediyoruz.

BM Kadın Birimi, engelli kadınlar, kıdemli kadınlar, düşük gelirli kadınlar, kırsal kesimlerde yaşayan kadınlar, mülteci kadınlar da dahil olmak üzere, ötekileştirilmiş ya da hassas konumdaki hiçbir kadının geride kalmaması için mücadele ediyor.

Her ne kadar salgının etkileri büyük ve çok yönlü olsa da güçlü ve dayanıklı toplumlar oluşturmak üzere birlikte hareket etmeye devam etmemiz gerekiyor.

Bu da kadınların ve kız çocuklarının eşit haklara sahip olmasına ve geleceğimizi oluşturan kararların kadın ve kız çocuklarını gözeterek alınmasına bağlı.
 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU