Pakistan-İran sınırına ilişkin sorular ve dersler

Tahran’ın füze saldırılarıyla ortaya koyduğu yeni model, yurt içindeki ve dışındaki sorunları çözmeyecek

Tahran’da 10 Aralık’ta düzenlenen kutlamada, hizmete giren Kerrar insansız hava araçları sergilendi. (EPA)

İran geçtiğimiz hafta, Suriye’de İdlib yakınlarındaki İslami örgütlerin eğitim kamplarına, Irak’ın Erbil eyaletinde Mossad tarafından kullanıldığını iddia ettiği bir mevzie ve Pakistan’da da Ceyşü’l-Adl (Adalet Ordusu) örgütüne ait eğitim üslerine benzeri görülmemiş bir füze bombardımanı başlattı.

Tahran’a göre Irak’taki yoğun saldırıların hedefi, Süleymani suikastının yıl dönümünde Kirman’a saldırı düzenleyen DEAŞ örgütünden intikam almaktı. Erbil’deki saldırıların hedefi ise Suriye’de İran Devrim Muhafızları liderlerinden Rıza Musevi’ye ve Lübnan’da Hamas hareketi lideri Salih el-Aruri’ye düzenlenen suikastlara karşılık vermekti.

İran’ın Pakistan’a ve Erbil’e yönelik beklenmedik ve benzersiz saldırıları, Tahran için alışıldık bağlamların dışında görünüyor ve akıllara birçok soru getiriyor.

Bu saldırıları nasıl okuyabiliriz? Basit bir şekilde İranlı hedeflere düzenlenen saldırılarla ilişkilendirilebilir mi?

İran ile Pakistan sınırları arasında yer alan ve hakkında pek bir şey bilinmeyen bölgelerin sakinleri olan ‘Beluç ayrılıkçıların’ karmaşıklığıyla alakalı derin hususiyetlerle birlikte, iki ülke arasındaki son karşılıklı saldırılar dünyanın ücra bir sınır bölgesinde onlarca yıldır devam eden saldırılarda gözle görülür bir artışa işaret ediyordu. Gerçekleşen son saldırı, Aralık 2023’te Ceyşül-Adl’in İran’daki bir polis karakoluna yönelik saldırısıydı. Bundan bir yıl önce de Saravan’da silahlı kişiler, İran Devrim Muhafızları’na mensup dört kişiyi öldürmüş, sonra da Pakistan’a geri kaçmıştı. O dönemde İran Silahlı Kuvvetleri, buna karşılık Pakistan’a herhangi bir saldırıda bulunmamıştı. Peki, şimdi ne değişti?

Bir tutumun değerlendirmesi

ABC News ve diğer kanalların yayınladığı raporlara göre İran muhalifi Cundullah örgütü (Ceyşü’l-Adl’in çekirdeği), 2007 yılından bu yana Amerika’dan yardım alıyor. Dolayısıyla Tahran’ın Pakistan topraklarındaki Ceyşü’l-Adl’e yönelik saldırı kararında Washington’a karşı gerekçeleri var. Bu durumda Pakistan’ın Ceyşü’l-Adl’in Belucistan bölgesinde faaliyet yürütmesine neden izin verdiğine dair soru işaretleri doğuyor. Bu, ABD için yerine getirilen daha önceki hizmetlerin bir devamı mıydı?

Pakistan, öngörülür ve hızlı bir tepki göstererek, iki ülkenin doğrudan bir çatışmayı tırmandırma arzusu veya imkânı olup olmadığına bakmaksızın, İran’ı bir üs olarak kullanan Beluç milliyetçilere bir hava saldırısı düzenledi.

Böyleyse eğer Pakistan bunun için, iki ülke arasındaki yıllık iki milyar doları aşan ticari ilişkileri tehdit edebilecek bir bedel ödeyebilir. Bir o kadar önemli diğer soru şu: İran neden Beluç milliyetçilerin, İran Belucistan’ı dışında faaliyet göstermek ve Pakistan’a karşı operasyonlar düzenlemek üzere güvenli bir sığınak olarak İran topraklarını kullanmalarına izin verdi?

Dikkate alınması gereken tüm bu faktörlerin yanı sıra, Pakistan askerî kurumunun göz ardı edilemeyecek hususları da var. Bu kurum daima, sınırlarının karmaşıklığının bilincinde olan, ancak Pakistan toprakları herhangi bir saldırıya maruz kaldığında da seyirci kalamayan, saha tecrübesine sahip generaller tarafından yönetiliyor.

Pakistan Başbakanı Enver el-Hak Kakar, Ulusal Güvenlik Konseyi üyelerini ve ordu komutanlarını 19 Ocak’ta İslamabad’da topladı. (AFP)
Pakistan öngörülür ve hızlı bir tepki göstererek, iki ülkenin doğrudan bir çatışmayı şiddetlendirme arzusu veya imkânı olup olmadığına bakmaksızın 18 Ocak gününün erken saatlerinde, İran’ı bir üs olarak kullanan Beluç milliyetçilere bir hava saldırısı düzenledi. Kararı Davos’taki Dünya Ekonomik Forumu’na katılan geçici Pakistan Başbakanı Enver el-Hak Kakar’ın mı yoksa ona vekaleten ordunun mu aldığı ise belli değil.

Sonuç olarak İslam Devrimi Muhafızları’nın doğuda Pakistan’a karşı ve ondan önceki gün de Irak Kürdistan’ında düzenlediği pervasız saldırıları nasıl açıklayabiliriz? Amerikan güçlerinin İsrail ile Hamas arasındaki çatışmanın yayılmasını önlemek adına Körfez’de ve Umman Denizi’ndeki olası tehditlere karşı koymak üzere konuşlandığı bir durumda, İran’ı bir füze saldırısı başlatarak risk almaya iten şey ne olabilir? İran Devrim Muhafızları sadece birkaç gün önce, 3 Ocak’ta Kirman’da Kasım Süleymani’nin vefatının yıl dönümü için düzenlenen ve Süleymani’nin oğullarıyla üst düzey yetkililerin de katılması beklenen tören sırasında meydana gelen patlamada 90’dan fazla kişinin öldürülmesinin intikamını alma sözü vermemiş miydi? Patlamanın sorumluluğunu Kürtler, Beluçlar, İsrail veya ABD ile bağlantılı herhangi bir örgüt değil de Horasan eyaletindeki DEAŞ örgütüne bağlı Tacik üyeler üstlendiği halde neden İran’daki Belucistan ve Kürdistan bölgelerinin bombalanmasına öncelik verildi?

İran saldırısının sonuçları ve dersleri

Bu saldırı, İran’a sadece dış tehditlere karşı değil, iç sahadaki tehditlere karşı da gücünü gösterme imkânı verdi. Aynı şekilde Pakistan da Belucistan Kurtuluş Ordusu’nun ve Belucistan Kurtuluş Cephesi’nin İran’daki kalelerine yönelik saldırılar düzenlemiş oldu. Bununla beraber İslamabad’ın İran ordusundan uzak duran hedefleri seçmesi, İran’ın Pakistan ordusundan uzak duran Ceyşü’l-Adl’e yönelik saldırılarına karşı orantılı ve ölçülü bir tepkiydi. Şarku’l Avsat’ın Majalla’dan aktardığına göre bu, gerilimi tırmandırma arzusu taşınmadığına delalet etmekle birlikte birçok yönde caydırıcı bir mesaj da içeriyor.

Tahran, yanıt vermemeye devam etmenin bölgesel bağlamda oldukça maliyetli olacağını anladı.

İran’ın bu saldırıları, İslam Cumhuriyeti’nin, yıllar boyunca kaydettiği başarısızlık veya gerek İsrail’in Suriye’deki Devrim Muhafızları karargâhlarına yönelik sürekli bombardımanı gerekse ‘İran nükleer projesinin babası’ olarak anılan Muhsin Fahrizade gibi nükleer projesini yürüten bazı bilim adamlarına ya da liderlerine yönelik suikastlar üzerinden çıkarlarına ve nüfuz bölgelerine düzenlenen çeşitli saldırılara yanıt verememesi nedeniyle caydırıcılık yeteneğinin aşınmasına ilişkin endişesini yansıtıyor. 7 Ekim’deki Aksa Tufanı operasyonunun ardından bölgesel sahnenin İran üzerinde oluşturduğu ve İran’ın bu sebeple kendisini Gazze’de olup bitenlerden aklamaya çalıştığı baskı da İran’ı Pakistan’daki Ceyşü’l-Adl’e ait olduğu iddia edilen hedeflere saldırmak suretiyle alışıldığın dışında bir eylemde bulunmaya sevk etmek için yeterli olabilir.

İran’ın Pakistan’a yönelik saldırılarının arkasında yatan mesajları anlayabilmek, yani Tahran’ın hatalı davranışlarını, Ceyşü’l-Adl’den alınan ve Pakistan’ı kışkırtmayı hedefleyen bir intikam olarak görmemek çok önemli. Bu saldırılar, İran’ın sınırların ötesindeki herhangi bir saldırıya karşı koyma konusunda sahip olduğu füze becerisini gösterme çabası olarak değerlendirilmelidir. Diğer yandan İran’ın bölgesel güvenliğin istikrar sütunlarından birini oluşturma kabiliyeti konusunda ABD’ye, İsrail’e ve Arap dünyasına gönderilen bir mesaj da söz konusu.

Lahor şehrindeki Pakistanlı göstericiler 19 Ocak’ta İran’ın Belucistan eyaletine yönelik bombardımanı kınadı. (EPA)
Tahran, karşılık vermemeye devam etmenin tırmanan bölgesel bağlamda oldukça pahalıya mal olacağının farkına vardı. Diğer yandan Pakistan’ın buna verebileceği en üst tepki de karşılanabilir olacak. Dolayısıyla bu cevap, Tahran’a ABD’nin misillemelerinden kaçınmakla birlikte gücünü gösterme fırsatı da verecektir.

Tahran, Gazze savaşına, kendisine daha fazla manevra kabiliyeti kazandıracak şekilde yatırım yapmaya çalışıyor. Bu doğrultuda Hizbullah’ı, kuzey sınırında İsrail’le çatışmaya sevk ederken, Husileri de Kızıldeniz’deki ulaşım hatlarına saldırmaya ve Amerikan güçleriyle doğrudan çatışmaya sevk etti. Bu arka planda, bir yandan uranyum zenginleştirme oranını endişe verici seviyelere çıkarıyor, diğer yandan da balistik silahlar alanındaki hedeflerini hızlandırıyor. Ancak tüm bu provokasyonlara rağmen ne ABD ne de İsrail, İran topraklarında nitelikli bir operasyon yoluyla doğrudan bir yanıt verdi.

Peki, Tahran Suriye’ye, Irak’a ve Pakistan’a yönelik son füze saldırılarıyla, bu bölgesel kargaşadan daha fazla yararlanmak üzere yeni çatışmalar çıkarmak ve sınırlarında çatışmalara hazır olduğunu duyurmak, aynı zamanda İranlı Kürtlere ve Beluçlara da rejimin sınır ötesi etnik çatışmalar da dahil olmak üzere her türlü çatışmaya hazır olduğu yönünde bir uyarı mesajı mı vermek istedi?

Tahran’ın bölgede yaşadığı güvenlik ve siyaset sorunlarıyla başa çıkmak üzere araçlarını kullanma konusunda çeşitlilikten yoksun oluşu, füzelerin her yönde tekrar fırlatılmasına sebep olacak.

Füze saldırılarıyla ortaya konan yeni model, hiç şüphesiz İran’ın yurt içinde ve dışında yaşadığı güvenlik ve siyaset sorunlarına bir çözüm getirmeyecek. Nitekim bu saldırıların ardından İranlı güvenlik güçleri Pakistan sınırında öldürüldü. Sınırın her iki tarafındaki dağınık terör örgütleri de yeni çatışmalar çıkarmaya her zaman müsait.  

Karşılıklı saldırılar yeniden tırmanır mı? Bu gerilim odağı, İran’ın vekillerinin Yemen’de, Gazze’de, Suriye’de ve Lübnan’da dahil olduğu süregelen çatışmalara nasıl ayak uyduracak?

Hiç kuşkusuz uluslararası toplumun bu gerilimler karşısındaki seçenekleri kısıtlı. Hele de ABD’nin Pakistan’a ve Pakistan ordusuna karşı mesafeyi koruma kararından dolayı ABD’nin İslamabad üzerindeki nüfuzu azalmışken. Ayrıca Washington, daha önce saldırıların Pakistan-Afganistan sınırları üzerinden yayılması konusunda da ciddi bir endişe göstermemişti.

Tahran’ın bölgede yaşadığı güvenlik ve siyaset sorunlarıyla başa çıkmak üzere araçlarını kullanma konusunda çeşitlilikten yoksun oluşu, füzelerin her yönde tekrar fırlatılmasına yol açacak. Bu da İran ile Pakistan ve Irak arasında siyasi bir gerilime yol açmakla kalmayacak, aynı zamanda İran’ın faaliyetleri ile vekillerinin faaliyetleri arasındaki benzerliğe dair bir başka gösterge sunacak.

Ayrıca Pakistan’ın Tahran’ın beklemediği şekilde hızlı bir tepki vermesi ve herkesin aşmaktan kaçındığı sınırları aşması da Tahran’ın bölgede askerî yeteneklerini sürekli sergileme çabasının tarihî komşusuyla daha derin bir çatışmaya ve bölgede herkesin izleyeceği bir örneğe dönüşmesinden korkarak, dikkatle değerlendireceği bir model oluşturacaktır.

 

*İçerik orijinal haline bağlı kalınarak çevrilmiştir. Independent Türkçe’nin editöryal politikasını yansıtmayabilir.

 

Şarku'l Avsat'ın haberlerine ulaşmak için tıklayın

DAHA FAZLA HABER OKU