ABD bitti mi?

Bu yüzyıl, karmaşık olmaktan uzak, ilk andan itibaren, dünyadaki baskın ABD gücünün ikiz kuleler hadisesinin (11 Eylül Saldırıları) dehşetinden korkarak bir rehine olarak ortaya çıkmasıyla başladı

Fotoğraf: Reuters

Bu tür manşetler, sansasyonel gazeteciler tarafından, özellikle de böylesine büyük bir soruya verecek yanıtı olmayan kişiler tarafından kullanılır.

Ancak dünyanın içinde bulunduğu şiddetli çalkantı döneminden bu yana ABD'nin yaşadığı kafa karışıklığı, söz konusu soruyu dünyanın dört bir yanındaki insanların ağızlarında yankılanan sıradan bir cümle haline getirdi.

Birkaç hafta önce ABD ekonomisi ve dolayısıyla küresel ekonomi de iflasın eşiğine geldi.

ABD korkunç seviyelere ulaşan borçlarını ödeyemeyen bir ülke gibi görünürken rakibi Çin fazla para ve büyüme içinde boğulmuş gibiydi.

Başta ABD basını olmak üzere dünya gazeteleri, nasıl ve ne zaman çıkacağını kimsenin bilmediği bir iç savaş tehlikesinden söz ediyor.

Büyük yangınları tutuşturması muhtemel birçok cinayet olduğundan ırksal gerilim, özellikle polis saflarında 1960'lardan bu yana en yüksek seviyede.

fazla oku

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Bütün bunlarla birlikte, ABD yönetiminin kendisi de oldukça endişe verici ve kırılgan bir dönemden geçiyor.

Mevcut ABD Başkanı Joe Biden, halka açık törenlerde tökezleyip düşmekten vazgeçmiyor ve aynı zamanda bir sonraki seçim savaşını en yaşlı aday olarak vermekte ısrar ediyor.

Diğer yandan eski Başkan Donald Trump, Beyaz Saray'ı hem kendisini hem de ABD itibarını utandıran adli çilelere sürüklüyor.

Bu benzeri görülmemiş sürece dış politikada, özellikle de Barack Obama yönetiminin müttefiki ve dostu Joe Biden'a da miras bıraktığı bir dizi sorunun olduğu Ortadoğu açık bir engel eşlik ediyor.

Bir noktada Biden, ABD'yi geleneksel olarak kilit ortaklarla özellikle enerji alanında birbirine bağlayan temel ilişkileri kötüye kullandı.

Bu karışık imaj, 20'nci yüzyılın 'Life' ve 'Time' dergilerinin sahibi Henry Luce'un 1941 yılında ilan ettirdiği 'ABD Yüzyılı' imajından farklı.

Bu yüzyıl, karmaşık olmaktan uzak, ilk andan itibaren, dünyadaki baskın ABD gücünün ikiz kuleler hadisesinin (11 Eylül Saldırıları) dehşetinden korkarak bir rehine olarak ortaya çıkmasıyla başladı.

Gerisini konuşacağız.

 

 

*Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Independent Türkçe'nin editöryal politikasını yansıtmayabilir. 

Şarku'l Avsat

DAHA FAZLA HABER OKU