Ulupamir’e ikinci sürgün HES’ten

Pamir Kırgızları 1980’lerde Çin ve SSCB’den kaçarak Türkiye’ye gelmiş ve Van’a yerleştirilmişlerdi. 40 yıldır yeni düzenlerinde yaşayan Kırgızlar şimdi de HES sürgünüyle yüz yüze. Proje, Danıştay kararına rağmen yeniden başladı

Ulupamir sakinlerinin bir kısmı koruculuk yapıyor. 3 bin nüfuslu köyün temel geçim kaynağı tarım ve hayvancılık. Köylüler HES'in hem geçim kaynaklarını hem de kültürlerini 'kurutacağını' düşünüyor / Fotoğraf: AA

1980’li yıllarda Çin ve Sovyetler Birliği’nden göç ederek Türkiye’ye gelen ve Van’ın Erciş ilçesine bağlı Ulupamir Köyü’ne yerleştirilen Pamir Kırgızları şimdi de yaklaşık 40 yıldır yaşadıkları köylerinden edilmek üzere. 

2012 yılında, bölgede Zilan Regülatörü ve Hidroelektrik Santrali kurmak için başlatılan girişimler sonucu Bakanlar Kurulu kararıyla bölgede “acele kamulaştırmaya” gidilmişti. 

Köylülerin başlattığı hukuk mücadelesi sonucu Danıştay bu kararın yürütmesini 2014’te durdurdu. 

Ancak hidroelektrik santrali çalışmaları geçtiğimiz haftalarda yeniden başladı. 

Tarım ve hayvancılıkla birlikte kültür de yok olacak

Bölgede yapılacak olan bir hidroelektrik santrali, 3 binlik nüfusunun büyük kısmı tarım ve hayvancılıkla geçinmeye çalışan köylülerin bu geçim kaynağını da elinden alacak.

Köy aynı zamanda Pamir Kırgızcasının dünya üzerinde konuşulan tek bölgesi olma özelliğinde.

Santralin inşa edilmesiyle bölgeden göç etmek zorunda kalacak köylüler korumaya çalıştıkları kültürlerinin de böylece yok olup gideceğini düşünüyor.

 

Ulupamir AA.jpg
Pamir Kırgızları, atayurtlarından göç etmiş olmalarına rağmen kültürlerini Van'da sürdürüyordu / Fotoğraf: AA

 

“ÇED raporu gerekli değildir”

Doğal güzellikleriyle de dikkati çeken bölge için özel bir şirkete 2012 yılında 49 yıllığına üretim lisansı verildi. 

Köyde herhangi bir proje yürütülüp yürütülemeyeceğini ortaya koymak için ÇED raporu ise istenmedi. Van Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü konuyla ilgili 30 Mart 2012’de “ÇED raporu gerekli değildir” kararı aldı.

Davanın avukatı Özgür Çağlar Aksu, Danıştay’a verdiği dilekçede acele kamulaştırma kararının keyfi bir şekilde kullanıldığını ve kararda üstün kamu yararı olmadığını da belirtmişti. 

Acele kamulaştırma kararı kaldırılsa da proje devam etti. 

HES tesisini kuran şirketin mahkeme kararını hiçe sayarak acele kamulaştırma kararı iptal edilen taşınmazlar üzerinde çalışmalar yapmaya başladığını belirten Avukat Aksu, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.

Köylüler baskı altına alınmaya çalışılıyor

Projenin durdurulması için de gerekli müracaatları yapacaklarını söyleyen Aksu, köylülerin hukuki mücadele yürütmemesi için baskı altına alınmaya çalışıldığını ifade ederek, “Terör örgütünün açık hedefi haline gelmeyi dahi göze alarak devletin yanında yer alan Ulupamir köylülerinin bu uğurda birçok şehit vermiş olmalarına karşın bu yaşananlar köylülerin gözünde devlet güvenilirliğini ve tutarlılığını sarsmaktadır” dedi. 

 

 

© The Independentturkish

DAHA FAZLA HABER OKU